İsrail'in asıl aradığı Hamas lideri kim?
Doğan Satmış'ın yeni yazısı...
Hamas Lideri İsmail Haniye'nin İran'da, kaldığı devlet güvenlikli konuk evinde öldürülmesinin ayrıntılarını henüz öğrenemedik.
Amerikan New york Times Gazetesi, kaldığı odaya iki ay önce patlayıcı yerleştirildiğini açıkladı, İranlılar ise, binaya dışardan bir füze atıldığını öne sürüyorlar.
İsrail, şu ana kadar suikasti ne üstlendi ne reddetti ama organizasyonun İsrail Gizli Servisi Mossad'ın yaptığından kimsenin kuşkuşu yok.
Zaten İsrail, 75 yıllık tarihinde bu tür insan hedefli sayısız suikaste imza attı, bu olaylar, önce Nazi avcılığı olarak başladı, önce Almanya'daki Nazi rejiminin firarilerini tek tek bulmak için özel birimler oluşturdular, bunlara ilişkin sayısız film var.
Sonra Münih Olimpiyatlarındaki sporcu katliamını gerçekleştirenleri hedef aldılar.
Bu arada, kaçırılan bir yolcu uçağına yapılan Uganda'daki Entebbe Havaalanı Baskını'nı gerçekleştirdiler.
Son yıllarda hedeflerinde İran'ın nükleer fizikçileri vardı, hatta öyle ki, bir kaç yıl önce, bir İranlı nükleer fizikçiyi, İran'ın içinde geçtiği karayoluna, park edilen bir kamyonet ve onun üzerine uzaktan kumandalı bir tüfek koyarak hedef alıp ortadan kaldırdılar. İçi boş kamyonetten uzaktan tetiğine basılan tüfekten çıkan mermiler, yanlış hatırlamıyorsam, otomobildeki karısına bile zarar vermedi, sadece nükleer fizikçi öldü.
Şimdi de Haniye'yi ortadan kaldırdılar.
İsrail'in, tüm bu suikastleri, kendine hak saymasının, hiçbir yargılama olmadan infazlara kalkmasının ahlaki ve hukuki olmadığı ortada ama gerçek bu.
Başta ABD olmak üzere tüm Batı da İsrail'e destek verince, yapılanların hukuki olup olmadığını tartışan olmuyor.
XXX
Bu arada New Yorker Dergisi'nde, Haniye Suikastinden sonra Hamas'ın yeni liderinin kim olacağı ve lider adayı Yahya Sinwar'la ilgili uzun bir yazı var.
Doğurusu Yahya Sinwar'ın adını hiç duymamıştım, meğer 62 yaşındaki Sinwar'ın hayatı İsrail ile mücadele ile geçmiş, 7 Ekim organizasyonunun gerisindeki isim ve planlayan oymuş, bunun ipuçlarını bile önceden vermiş, İsrail Gazze'de taş üstünde taş bırakmayıp, her yeri dümdüz ederken asıl onu arıyormuş ve izini hala bulamamışlar. Yahya Sinwar'ın, Han Yunus'un tünellerinde saklandığı sanılıyormuş.
Sinwar'in hayatı İsrail rejiminin baskısı altında başlamış, sonra 22 yıl İsrail hapishanelerinde yatmış, bu sırada İsrailli doktorlar, beyninden bir kitleyi alarak onu ölümden kurtarmışlar, bir esir takası sırasında bir kaç yıl önce serbest kalınca, Hamas'ın en önemli liderlerinden biri haline gelmiş, 7 Ekim saldırılarında rehin alınanlar, onu gördüklerini de anlatıyorlar.
Hatta yazıyı okuyunca, Haniye'nin Hamas için görüldüğü kadar önemli olmadığı, asıl önemli kişinin Yahya Sinwar olduğunu da hissediyorsunuz.
XXX
İsrail'in şimdiki yönetimi içinde, sağduyuyu, hak, hukuk ve ahlaki nosyanlarını kaybetmiş insanlar var maalesef, örneğin dün bir İsrailli bakanın, "2 milyon Filistinli'yi açlıktan öldürmek hakkımız ama batı izin vermiyor" şeklinde bir sözünü okudum.
Akıl alır gibi değil.
Bu sözleri duyunca, Nazi rejiminin 6 milyon Yahudi'yi yok eden kararlarını alan SS Nazi subayları akla geliyor, onlar da böyle düşünüyordu.
İnsanlık tarihi, milletlerin kanlı ulusal mücadelesinin tarihi aynı zamanda.
Savaşlarda önce Hamas'ın masum İraillileri öldürmesi, sonra İsrail'in masum Filistin halkını hedef alması gibi sivil halkın hedef alınması örneği ne ilk ne son.
Amerikan İç Savaşı'nda da bu böyleydi, Güney Afrika'da ırk ayırımına son veren Mandela'nın zaferlerinde de böyle oldu, IRA örneğinde Kuzey İrlanda'da da böyle oldu, yakın geçmişte Türkiye'de de yaşanan olaylarda da benzerlikler var.
Ama kesin olan bir şey var.
Sorunlar barış yolu ile çözülmedikçe, çatışma ortamları huzura ermedikçe daha çok Yahya Sinwar'lar ve Netenyahu'lar ortaya çıkacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.