İzmir’de Boğaziçi’ne Destek Eylemine Polis Müdahalesi
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin Alsancak’taki Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde yapmak istediği Boğaziçi öğrencileri ile dayanışma eylemine polis müdahale etti.
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin Alsancak’taki Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde yapmak istediği Boğaziçi öğrencileri ile dayanışma eylemine polis müdahale etti. Onlarca kişi gözaltına alındı, atılan gözyaşartıcı gaz bombaları yüzünden bütün cadde duman altında kaldı.
Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapılacak basın toplantısı öncesinde polis geniş güvenlik önlemleri aldı. Basın toplantısına katılmak isteyen öğrenciler ara sokaklardan sloganlarla Kıbrıs Şehitler Caddesi’ne yürümek isteyince polisin müdahalesiyle karşılaştı. Burada çok sayıda gösterici gözaltına alındı.
Polis, öğrenci grubuyla Emek ve Demokrasi Güçleri arasında bariyer oluşturdu ve Emek ve Demokrasi Güçleri’nden basın açıklamasını yaparak dağılmasını istedi. Bu arada öğrenci grubuna atılan gaz bombaları bütün caddeyi etkisi altına aldı. Yoğun gaz nedeniyle basın açıklaması tamamlanamadı. Polisle göstericiler arasında kovalamaca ara sokaklarda da devam etti. Polis, sokak aralarında ve Alsancak sahilinde de birçok öğrenciyi gözaltına aldı.
Erdoğan: “Siz öğrenci misiniz yoksa terörist misiniz?”
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin başlattıkları protestolar siyasetin de gündemindeydi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Boğaziçili öğrencilere "Siz öğrenci misiniz yoksa siz rektörün odasını basmaya kalkışan, orayı işgale kalkışan terörist misiniz?" diye seslendi. Erdoğan, CHP’yi hedef aldığı konuşmasında “Boğaziçi Üniversitesi ile ilgili yapmış olduğu açıklamalara baktığınız zaman terör örgütlerinin birer temsilcisi olanları, bu ülkenin evlatları; kendisinin de arkadaşları olarak tanımlıyor. Terör örgütlerinin üyesi olan bu gençleri biz ülkemizin gerçek manada milli ve manevi değerlere sahip gençleri olarak kabul etmiyoruz” dedi.
Protestoların hedefindeki isim olan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rektör olarak atadığı Prof. Dr. Melih Bulu ise "Asla istifayı düşünmüyorum ve Boğaziçi'ni de ilk 100'e sokmak için elimden geleni yapacağım" açıklamasında bulundu.
Bahçeli: “Rektör yardımcılığı görevini kabul etmeyen üniversiteden uzaklaştırılmalı”
Bulu’nun bu açıklamasına MHP lideri Devlet Bahçeli’den de destek geldi. Bahçeli, “Boğaziçi Rektörü kayyım değil, meşru ve hukuki tasarrufla atanmış bilim insanımızdır. Sayın Rektör asla istifa etmemelidir. Eğer aksi olursa üniversiteler tümden yönetilemez hale gelecektir. Rektörlük binasını ablukaya almaya, rektör odasını basmaya teşebbüs suçtur” ifadesini kullandı. Rektör yardımcılığı görevini kabul etmeyen öğretim üyelerinin üniversiteden derhal uzaklaştırılması gerektiğini savunan MHP lideri, öğrencileri de hedef alarak ““Öğrenci başka terörist başkadır. Aynısı Boğaziçi Üniversitesi’nde olduğu gibi, bu ikisi birbirine karışırsa, yani teröristler öğrenci kisvesine ve kimliğine bürünürse ne huzur ne de sükunet kalacaktır. Bu işin şakası yoktur. Ağırlaşan meselenin hafife alınacak tarafı yoktur” diye konuştu.
İYİ Parti: “Bu çocuklar terörist değil”
İyi Parti Meclis Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan ise öğrencilerin terörist olmadığını söyledi. Türkkan şunları söyledi: "Sayın Cumhurbaşkanı’nın Boğaziçi Üniversitesi konusundaki sözlerini duydum. Bu rektörün orada kifayetsiz olduğunu, intihal yapan bir profesörün Boğaziçi Üniversitesi rektörü olamayacağını söyleyen öğrencileri terörist olarak vurgulama, Sayın Cumhurbaşkanı… Bu çocuklar terörist değil. Bu çocuklar bizim ve bu çocuklar bizim geleceğimiz. Gençler hep gözleri ileride, başları da hep yukarıda olacak. Buradan Boğaziçili gençlerimize sesleniyorum; demokratik tepkilerini ortaya koyarken, tuzaklara gelmemeli, haklıyken haksız duruma düşmemeli, farklı hesaplar peşinde olanlara karşı dikkatli olmalılar.”
Gelecek Partisi: “Rektörlerin Cumhurbaşkanı tarafından atanması 12 Eylül zihniyetinin ürünü”
Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan ise “Erdoğan yeni anayasa derken, İçişleri Bakanı Türkiye’nin en seçkin üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi’ndeki gençleri derdest etmek üzere polis baskını düzenledi. Ülkedeki en başarılı öğrencilerin girebildiği üniversiteye, öğrenciler değil de polis giriyorsa ortada derin bir çelişki vardır. Bir iktidar, öğrencilerden daha fazla slogan atmaya, ifade hürriyeti, demokrasi ve insan haklarından daha fazla terör, tutuklama ve hapisten bahsetmeye, hoşgörü, hukuk ve adaletten daha fazla örgüt, tehdit ve cezadan bahsetmeye başlamışsa ortada büyük bir tutarsızlık vardır” diye konuştu. Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) 12 Eylül döneminde oluşturulduğunu hatırlatan Özcan, üniversite rektörlerinin Cumhurbaşkanı tarafından atanmasının da 12 Eylül zihniyetinin ürünü olduğunu söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.