İzmir'de "Michelin Rehberi" Heyecanı
Ege Gastronomi Turizmi Derneği Kurucu Başkanı Serdar Çelenk, "Dünyada sağlıklı yaşlanma trendi var. Bunun için de Ege mutfağı biçilmiş kaftan, doğadan toplanan otlar, deniz ürünleri, zeytinyağı, mutfağımızın temelini teşkil ediyor." dedi.
Michelin Rehberi'nin Türkiye haritasına İzmir'in eklenecek olması, kentteki turizm ve yemek sektörü temsilcilerini sevindirdi.
Michelin ekibinin, İzmir ve Bodrum için ilk kez gerçekleştirilecek restoran seçimlerinin 9 Kasım'daki özel bir törenle duyurulacağına yönelik açıklaması, gastronomi turizmi alanında heyecan yarattı.
Ege Gastronomi Turizmi Derneği Kurucu Başkanı Serdar Çelenk, Michelin Rehberi Türkiye haritasına İstanbul'dan sonra İzmir ile Bodrum'un da alınması ve ülkedeki kentlerin gastro şehir olarak öne çıkmasından mutluluk duyduklarını söyledi.
Michelin'in bir restoranı tavsiye etmesiyle bölgenin turizm açısından avantaj kazandığına dikkati çeken Çelenk, "İzmir 8 bin 500 yıllık kültüre ve birikime sahip. Dolayısıyla gastronomi alanında da birikimi var. Balkan, Ege, Levanten ve Yahudi mutfakları gibi 4-5 çok köklü mutfak geleneğine sahip. Köklü yeme içme kültürünün tanıtılması ve İzmir'in Michelin listesine girmesi çok önemli." dedi.
Michelin Rehberi'nin en önemli kriterinin "lüks görünüm" değil "tabaktaki lezzet" olduğunu vurgulayan Çelenk, bu lezzete İzmir'in bazı esnaf lokantalarında ulaşılabildiğini belirtti.
İzmir'in sağlıklı yemeklerinin de dünyadaki yeni gastronomi trendiyle örtüştüğünü dile getiren Çelenk, şöyle devam etti:
"Hasta olmadan ve yatağa düşmeden yaşlanmak önemli. Dünyada sağlıklı yaşlanma trendi var. Bunun için de Ege mutfağı biçilmiş kaftan, doğadan toplanan otlar, deniz ürünleri, zeytinyağı mutfağımızın temelini teşkil ediyor. Bunun için de muazzam bir altyapımız var. Mutfağımızın tanıtılması konusunda sıkıntılarımız olmuştu. Michelin Rehberi bize bu konuda destek sağlayacak."
Serdar Çelenk, doğru stratejiyle dünyanın birçok noktasından gastronomi turizmi kapsamında ziyaretçi çekilebileceğini söyleyerek, "Mutfak müzesi yapılmalı ve gastronomi turları düzenlenmeli. Kemeraltı'nda 7-8 yıldır yaptığım tarihi lezzet turu bunun bir parçası sayılır. Bu adımlar çok basit ama çaba gerektiriyor." diye konuştu.
"Amaç Türk yemeklerini daha iyi tanıtmak"
Tarihi Adil Müftüoğlu Uğur Lokantası'nın 3. kuşak temsilcisi ve işletmecisi Alpay Okyay da 1955'ten bu yana dünyanın, Türkiye'nin farklı noktalarından insanları "tencere yemeği" ile buluşturduklarını, geleneksel Türk mutfağı kültürünü yaşatmaya çalıştıklarını bildirdi.
İzmir'deki tarihi birikimin mutfağa da yansıdığını ifade eden Okyay, Michelin Rehberi ile bu zenginliğin dünyada daha geniş kitleye ulaşacağına inandıklarını belirtti.
Japonya'dan ABD ve Avrupa ülkelerine kadar çok geniş bir coğrafyadan misafirlere, mevsimine özel Türk yemekleri sunduklarını anlatan Okyay, şunları kaydetti:
"Şu dönemde koruklu bamya, taze fasulye, patlıcanın onlarca çeşidini yapıyoruz. Kış geldiği zaman iç pilavlı tandırlarımız, sakatat yemeklerimizde iddialıyız. Farklı kültürlerden konuklarımız bu yemeklerimizi tadıyor. Gerçekten mutfağımızda yüzlerce envanterimiz var. Michelin Yıldızı'nı bu mesleği yapan herkes muhakkak ister. Ama benim için en büyük yıldız, misafirlerimin mutlu ayrılması. Michelin Rehberi ile dünyaya açılırsak da memleketimizi, milletimizi, vatanımızı daha iyi tanıtmış oluruz. Çok da mutlu oluruz."
Michelin ekibinin, İzmir ve Bodrum için ilk kez gerçekleştirilecek restoran seçimlerinin, rehberin İstanbul'daki ikinci seçkisi ile 9 Kasım'da İstanbul'daki özel törenle duyurulacağı bildirilmişti.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.