Kadınlara oy vermem diyen bir profesör (!)

Bir pofesör çıkmış ve kadın adaylara oy vermeyeceğini söylemiş.

İlk bakışta, hiç bir önemi yokmuş gibi duruyor bu sözlerin. Tek bir oyun önemsiz olduğunu da söyleyebilirsiniz. Bir seçmen kadınlara oy verse ne olur, vermezse ne olur...

Ama profesörün mesleğini görünce aldırmazlık etmek pek mümkün görünmüyor. Çünkü beyefendi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı imiş.

Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı olduğuna göre ciddi pozitif bilim almış olmalı. Ve ciddi pozitif bilim eğitim alan birinin çıkıp toplumun yarısını yok sayması biraz tuhaf.

Tuhaftan öte “cehalet” gibi. Uzayla havacılıkla uğraşan biri nasıl kadınları bu kadar aşağı görebilir.

Ayrıca toplumun yarısını bir anda sıfıra indirgemek ya da onları erkeklerden aşağı görmek, kime yarar ki?

Diyelim ki Türkiye’nin bütün kadınlarını eve kapattık, bu bizi kalkındırmaz ki?

O zaman 80 milyonluk Türkiye bir anda 40 milyon kişiye inmez mi? Diğer bütün uluslar, kadınlarıyla iki misli insan gücüne sahipken. Türkiye yarı katına inince kime yarar?

Size biraz Afganistan’ı anlatayım. Afganistan 1920’lı yıllarda, Türkiye gibi gelişmekte olan çağdaş bir ülke adayıydı.  Zaman içinde, önce Rus işgali, sonra Taliban rejimi derken çok güç kaybetti.

2000’li yıllarda Taliban rejimi sırasında, bütün kadınlar eve kapatıldı. Okullar kız öğrencilere kapatıldı. Üniversitelerde tek kız öğrenci bırakmadılar.  Müzik bile yasaklanmıştı. Kadınların burnunu kesiyorlardı.

Afganistan’ın neden o hale düştüğünü o yıllarda karşılaştığım Türkiye’deki Pakistan Büyükelçisi’ne sormuştum. Pakistan Büyükelçisi İngiltere’de eğitim almış, iyi bir diplomattı ve Afganları iyi tanıyordu. Sorumu şöyle yanıtlamıştı:

“Düşünün ki, Türkiye’deki yönetim bir gecede ülkenin en ücra köyünde yaşayan hiç eğitim almamış bir grubun eline geçsin, ne olur? Afganistan’da işte bu oldu. Bir gecede ülkenin tüm yönetimi, bir köyden gelen sıfır eğitimli bir grup Taliban’ın eline geçti. Kararları böyle insanlar alınca da Afganistan bu hale geldi.”

Yönetimin bir gecede böyle insanların eline geçmesi klişesini Türkiye’ye uygularsanız, benzer şeylerin yaşanması içten bile değil.

Çünkü belli formasyonu olmayan insanlara bazı şeyleri anlatmak mümkün değil.

Hayatında eline bir kitap almamış insana hukuktan, azınlık haklarından, demokrasideden, kanundan, medyanın öneminden söz etmenin bir alemi yok. Hele bir de anlamak istemiyorsa bütün çabanız boşa olur.

İşte tüm bu açılardan bakınca, bir profesörün çıkıp, bu tür sözler etmesi insanı şaşırtıyor.

Kadınları eve kapatalım, oy vermeyelim, işten çıkarılsınlar, her yerde erkek eline bakar hale gelsinler...

Ve ülkenin yarısını, diğer yarısının insafına bırakalım.

Bu arkadaşımız bunu bu istiyor yani?

Doğan SATMIŞ