Kaleyi Görmeyen, Gezmeyen, Sev-Meyen Kalmasın!
N Gazete yazarı Şevket Bülent Yahnici'nin yeni yazısı...
Evde oturuyoruz... Mecburen evde oturuyor olmak, insana eskileri, geride kalan yılları, yapılanları,
yapılamıyanları, gururlanılacak veya pişmanlık duyulacak işleri düşündürüyor.
Bugün sabahtan beri Ankara'yı, Ankara için yapmaya çalıştıklarımı, hayatımın başarısı veya başarısızlıkları olarak değerlendireceğim işleri aklımdan geçiriyorum.
Sonra, an geldi düşüncelerim Ankara Kalesi üzerinde yoğunlaştı.
Diger konuları bir kenara bırakarak sadece Kaleyi düşünmeye, Kale için yapmaya çalıştığım işleri kronolojik sıralama ile aklımdan geçirmeye başladım.
Kale ilgimiz Ankara Kulübü Derneği yöneticisi olmak ve
21. dönem Ankara milletvekili olarak doğduğumuz,
büyüdüğümüz Samanpazari’na, Altındağ'a, Ulus'a, Hamamönü'ne, Hacettepe'ye neler yapılabilir sualini kendi kendime sormaya başlamakla gelişen bir olaydır.
Altındağ Belediyesi, ATO, SCA Vakfı, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü gibi kurum ve kuruluşlarla yapılan işbirlikleri ile yürüyen süreçte KALE FESTİVALİ adıyla organizasyonlar düzenlemeye başladık. Bu dönemde Ankara Kulüpten Sayın
Dr. Bülent Kalıpçı başta olmak üzere yönetici arkadaşlarımın katkısı, SCA Vakfından çok sevgili Rahmetli Dostum Mehmet Başman ile kızları Elif ve Nazan'in ilgi ve yardımları, Doğan Acar beyin dostluk ve ilgisi, rahmetli Müze Müdürü Hikmet beyin heyecanıyla bize sağladığı imkanlar, unutulmaz Akkale konserlerinin yapımındaki desteğiyle Rengim Gökmen gibi isimler bence unutulmaz , unutulmaması gereken kişilerdir.
Anadolu Medeniyetleri
iç mekaninda ya da bahçesindeki konser organizasyonları, Akkale'deki unutulmaz konser akşamları, saat kulesi ile Divan ve Müze arası alanda yabancı misyonun katıldığı "kış partisi" ve dans eden insanlar...
Samanpazarinda dans?...
Düşünün...
Yerli, yabancı orkestralar, askeri bandolar, at üstünde ya da attan düşen Cüneyt Arkın, Avusturyalı,İtalyan, Fransız gösteri grupları, jonklorler, dansçılar,
flamenko...
Kale bunları gördü. Bunları Kaleye biz getirdik.
Bunlar Kaleye geldi... Gözümü kapattım ve bütün bu sahneler gözümün önünden canlanarak geçti.
2006 da Derneği kurduk. Fatma Hanımın heyecanı (Galeri Z) Bilgin Aygül'ün fedakarlıkları unutulabilir mi?...
Festivalleri yaparken Özel Dergiler ve Festival gazeteleri çıkardık.
O yıllarda ifade etmekte olduğum bir söz bugün pekçok kişinin kullanmakta olduğu bir vecize haline geldi, mutluyum:
“TÜRKİYE'NIN KALBI ANKARA,
ANKARA'NIN KALBI ALTINDAĞ,
ALTINDAĞ 'IN KALBI ANKARA KALESİ...”
Yola çıkışımızın ve inatla devamımızın ateşleyici cümlesi...
Bu söze paralel, başka bir cümle daha kuruyordum :
KALEYİ GÖRMEYEN, GEZMEYEN, SEV- MEYEN KALMASIN! Rahmetli Mustafa Koç'a festival dergilerini, gazetelerini göndermişler.( Sevgili Tunç Koyuncu ve Mine Sofuoglu'nu anmamak olmaz) Mustafa'nin "Sevgili Agabey" diye başlayan (sakliyorum) mektubunda bu cümleden bahisle,
bu cümlenin kendisini heyecanlandırdığını çalışmalarımıza katkıda bulunmak istediğini belirten mektubunu unutamam.
Türk müzeciliği için bir amiral gemisi niteliğinde olan ANADOLU MEDENIYETLERİ MÜZESI...
Bir ailenin babalarına ve Ankara'ya olan vefa borcunun bir simgesi olarak (daha fazlasını bekliyoruz)
KOÇ MÜZESI... Dünyadaki benzerlerine örnek teşkil edecek muhteşem düzenlemesi ile (Yüksel bey ve Nazan hanım'ın kulaklarını çınlatarak)
ERİMTAN MÜZESI...
Kale Meclisi Yürütme Kurulu Üyemiz Birten Hanımefendi ile eşi Akın Gökyay beyefendinin kültür, sanat ve turizm hayatımıza kazandırdıkları eşsiz GÖKYAY SANTRANÇ MÜZESI...
Yine Yürütme Kurulu Üyemiz Muhittin kardeşimizin (inşaallah Türk okçuluğuna büyük hizmetleri devam edecektir)
PUSAT MÜZESI...
DEVLET RESİM VE HEYKEL MÜZESI (Türkocağı) ile ETNOGRAFYA MÜZESİ'nı Ankara
Kalesi içinde değerlendirmemek için hiçbir sebep yoktur.
Nasıl bir KÜLTÜR-SANAT VE TURIZM HAZİNESİNDEN BAHSETMEKTE OLDUĞUMUZU GÖRÜYORSUNUZ DEĞİL MI?
Kalenin büyük ve çözüm bekleyen problemleri yok mu? Var, elbette...
GÜVENLIK-TRAFİK-OTOPARK...
Başlıcaları...
Gün gelecek trafiksizleştirilmiş, araç kalabalığından, korna sesinden vareste bir Kalede her köşeden, her mekandan yayılan müzik sesleri içinde; sokaklarda tuvaliyle çalışan ressamlarin varligiyla, doya doya KULTURU-SANATI-MUZIGI soluya soluya yaşayacağımız günleri hayal ediyorum. Evde kalma bana bunları hatırlattı ve bunları hayal ettirdi. Hayal kurduğum düşüncelerin sonunda AÇIK HAVA MÜZESİ KALEYİ GÖRÜYORUM...
İnşaallah!
Şevket Bülend Yahnici
Ankara Kent Konseyi
Ankara Kalesi Çalışmaları
Meclisi ve Yürütme Kurulu Sözcüsü
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.