Kanserli Hücreler Tek Seferde Yüksek Doz Işınla Yok Edilebiliyor

Kanserli Hücreler Tek Seferde Yüksek Doz Işınla Yok Edilebiliyor

Türkiye'de devlet ve üniversite hastaneleri içinde sadece Ankara Şehir Hastanesinde bulunan iki yeni cihazla, kanserli bölgenin etrafındaki sağlıklı dokular korunurken tümör, tek seferde verilebilen yüksek doz ışınla yok edilebiliyor

ANKARA (AA) - Türkiye'de devlet ve üniversite hastaneleri içinde sadece Ankara Şehir Hastanesinde bulunan iki yeni cihazla, kanserli bölgenin etrafındaki sağlıklı dokular korunurken tümör, tek seferde verilebilen yüksek doz ışınla yok edilebiliyor.

Sağlık Bakanlığı Ankara Şehir Hastanesi Radyasyon Onkolojisi İdari ve Eğitim Sorumlusu ve Ankara Yıldırım Beyazıd Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Tezcan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin dünya genelinde en önemli sağlık sorunlarının başında geldiğini hatırlattı.

Vücutta herhangi bir hücrenin anormal şekilde çoğalmasının kanser olarak tanımlandığını ifade eden Tezcan, halk arasında "ışın tedavisi" olarak bilinen radyasyon onkolojisinin de tedavi planlamasında önemli yer tuttuğunu vurguladı.

Tezcan, "Radyasyon onkolojisi, iyonize radyasyonu kanser tedavisinde kullanan anabilim dalıdır. X ışını, kemoterapi ilaçlarıyla kullanılabiliyor. Buna eş zamanlı kemo-radyoterapi diyoruz. Radyoterapiyi aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendiren immün tedavi ve hedefe yönelik ilaçlarla kullanıyoruz." dedi.

Kanser hastalarının yüzde 60-70'inin radyoterapi gördüğünü belirten Tezcan, "Hastalara ya çözüm odaklı, kesin sonuç alınan tedavi küratif tedavi ya da hastanın yaşam kalitesini artırmak amacıyla palyatif tedavi yapılıyor." diye konuştu.

"Üniversite ve devlet hastanelerinde bulunmayan iki cihaza sahibiz"

Prof. Dr. Tezcan, teknolojinin gelişmesiyle radyasyon onkolojisinde de önemli ilerlemeler olduğunu belirterek, kanserli hücreler öldürülürken sağlam dokuların daha çok korunmasına imkan sağlayan cihazların kullanılmaya başlandığını anlattı.

Ankara Şehir Hastanesinde bu alanda son model teknolojik cihazlarla tedavi imkanı sağlandığının altını çizen Tezcan, radyasyon onkolojisinde Türkiye'de sadece iki yerde bulunan yüksek kapasiteli cihazlarla tedavinin, hastanelerinde yapılabildiğini söyledi.

Tezcan, "Şu anda Türkiye'de ne üniversite ne de devlet hastanelerinde bulunan iki cihaza sahibiz. Bu cihazlar, üst düzey tedavi imkanı sağlıyor, odaksal denilen noktasal atış yapabilen özelliğe sahip. Bu yüksek teknolojik cihazlarla, 25-30 günde verilebilen yüksek doz ışın, tek seferde verilebiliyor. Bu, elbette hastanın durumuna, tümörün özelliğine göre değişiklik gösterebiliyor." ifadelerini kullandı.

Tümörleri bıçakla keser gibi yok ettiklerini belirten Prof. Dr. Tezcan, şöyle devam etti:

"Kanserli bölgenin çevresindeki sağlıklı dokuları maksimum seviyede koruyarak, vücudun en hayati ve hassas bölgelerine dahi yüksek doz ışın göndererek tümörün ortadan kaldırılması veya küçültülmesi sağlanabiliyor. Örneğin, beyindeki 3-4 santimetreye kadar olan tümörler tek dozla, vücudun farklı yerlerinde 5 santimetrenin altında olan tümörler 1-5 seansta yok edilebiliyor."

"Yüzeysel takip sistemi ile tümör takip ediliyor ve kaçırılmıyor"

Prof. Dr. Tezcan, tedavi süresinde önemli avantajlar elde edildiğine işaret ederek "Klasik cihazlarla yapılan tedavilerde, tümörün yapısı ve evresine göre değişmekle birlikte yaklaşık 15-30 dakika sürerken tek seferde yüksek dozda noktasal atış yapabilen bu cihazlarla ise süre 2-6 dakikaya düşüyor." dedi.

Tedavi süresinin kısalmasının, özellikle hastanın yaşam kalitesi açısından önem taşıdığını vurgulayan Tezcan, "Hasta, tedaviyi alırken yatış pozisyonunda bulunuyor. Kimi hastaların ağrısı çok oluyor. Süre uzadıkça hasta sıkıntı yaşayabiliyor." diye konuştu.

Prof. Dr. Tezcan, şunları kaydetti:

"Ayrıca, bu cihazlarla hasta üç farklı açıdan takip ediliyor ve atış buna göre hesaplanarak yapılıyor. Hasta nefesini tuttuğunda ışın verilirken hareket ettiğinde duruyor. Çünkü, tümör hareket edildiğinde odaklanılan alanın dışına çıkabiliyor. Bu cihazlardaki yüzeysel takip sistemiyle tümör takip ediliyor ve kaçırılmıyor."

İşlemin, kısa süreli genel anestezi altında yapıldığını anlatan Tezcan, "Başarılı sonuç için milimetrik hatanın bile yapılmaması lazım. Tedavi öncesinde sabitlemek için her hastanın kafatasına uygun özel maskeler yapılıyor. Çünkü, hastanın en ufak bir hareketi, farklı bir organın ışınlanmasına yol açabilir." değerlendirmesini yaptı.

Tezcan, yaklaşık bir yılda 903 hastanın bu yöntemden faydalandığını belirterek "Ocak 2020 itibarıyla aylık tedaviye giren hasta sayımız 166. Bu yöntemle en sık meme, prostat, beyin, baş-boyun ve akciğer kanserlerini tedavi ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Kaynak:Haber Kaynağı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler