Cuma günü “Türk dünyası ve Turan ordusuna doğru” başlığını taşıyan yazımızı hatırlarsınız. Türkiye bölgesel ve dünya da etkin rol üstlendikçe düşmanları hızla artacaktır. Çünkü bizim etkinliğimizin artışı birilerinin etkinlik alanını daraltacaktır. Biz dünya pastasına ortak oldukça bu pastadan pay alanların menfaati azalacaktır.

Türkiye çok yavaşta olsa varlık savaşından etkinlik savaşına doğru eğrildi. Bu nedenle bir taraftan güçlenirken, güçlendiği ölçüde de karşısında duranlar artıyor. Kolay değildir dünyada kendine alan açmak. Parsel parsel paylaşılmış ortamda. Bugün onun sıkıntısını yaşıyoruz.

Geçtiğimiz hafta önemli gelişmeler oldu. Cuma günü bunların bir kısmına işaret ettik. Haftayı bitirirken bu gelişmelerin yansımalarını görmeye başladık. Uzun süredir Türkiye’de toplumsal dinamiklerle oynanarak kaos çıkarmak için bazı güçler tetkikte bekliyor.

Bu kapsamda Türkiye’nin 2023 sonrasında etkin kadroların kurulacağı bir dönemdeyiz. Hem bu kadroların oluşumunda hem de siyasal planlamada müthiş mücadelelerde yaşanıyor. Türkiye’nin iç dinamiklerine müdahale etmenin en etkin yolu kaostan çıkarmaktır.

Bu kaos Biden-Erdoğan görüşmesinden çıkmadı. Tam tersine Türkiye Türk dünyası kartını açtı.  Afganistan kartını açtı. Tüm bu gelişmeler yaşanırken ses farklı şekillerde duyuldu. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü seviyesinde önce Afganistan Havaalanında Türkiye’nin kalmasına enteresan bir itirazda bulundu. Ardından Azerbaycan ile imzaladığımız Şuşa Beyannamesi konusundaki itirazlarını izledik.

Bu arada uzun süredir nerden ateşleneceği belli olmayan toplumsal kaos çıkarmak için beklenen kıvılcım İzmir HDP binasında katliam girişimi ile ortaya çıktı. Bunun karşılığında Cuma Akşamı Diyarbakır’da AK Parti binasına saldırı haberi duyuldu. Bilindik provokasyonlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azerbaycan ziyareti sırasında heyette bulunan üst düzey bir yetkili alal acele Türkiye’ye döndüğü duyulmuştu. Bunun İzmir’deki terör olayı konusunda olduğu anlaşıldı.

Türkiye’de kaos ortamı bugüne kadar genelde ABD çıkarlarını elde edemediğinde başlar. Biden-Erdoğan görüşmesinden istediğini alamadığı anlaşılan ABD’nin Türkiye’de kaos için uyarı yaptığını bilmek lazım. ABD’nin içimizde binlerce adam beslediği unutulmasın.

Önümüzde ilk etapta Yüksek Askeri Şura var. 2023 Komuta kademesi belirlenecek. Tek taşın oynaması dengeleri değiştirir. Ardından 2023’te Cumhurbaşkanlığı seçimi bulunuyor. Türkiye zaten seçim atmosferine girdi. Bütün hesaplar ona göre yapılıyor. Toplumsal kaos bu tür ortamları sever. Böylelikle iç ve dış mihraklar ellerinin güçleneceğini düşünürler.  Böyle bir dönemdeyiz.

Her zaman uyarıyorum. Yine uyarayım. Türkiye’de dış tavizler zaman zaman siyasetin dağınıklaştığı dönemlerde verilir. Bunun örneği 1940’lardır. 1990’lardır. İnanmayan dönüp bu dönemlerde Türkiye’nin neler kaybettiğini görecektir. Bugün siyasetin ciddi zayıfladığı bir dönem. Bu tavizler ya iktidara gelmek için ya da iktidarda kalmak için verilir. İşte bu noktada herkes uyanık olmak zorundadır.

Kalın sağlıcakla…