Prof. Dr. Erkan SEVİNÇ
Karşı Yaka
Lavtacı Hristo’nun “Karşıyaka’da İzmir’in gülü, Seyran ediyor elinde mülü, Beri yakada gönül bülbülü, Ne garip öter yuvada, Ne hazin uçar havada” türküsünde İzmir’in gülü dese de Karşıyakalılar kendilerini 35.5 olarak ifade ederler. Ayrı bir kenttiler yani. Toplu ulaşıma bindiklerinde” İzmir’e gidiyoruz” derler. Göztepe ya da Güzelyalı semtlerine adım atmazlar.
19 Aralık çoğu kişi için bir şey ifade etmeyebilir ama Karşıyakalılar için öyle değil. Karşıyakalılar Günü olarak kutlanır bu gün coşkuyla.
Karşıyaka Spor Kulübü kurucularından Kadızade Zühtü Işıl anlatıyor:
“Kaf Sin Kaf`ın kurulduğu tarih 1912`dir. Evvela o günün Karşıyaka`sını anlatmaya çalışacağım. 1908 Meşrutiyet İnkilabı olduğu zamanda bizim nesil 10-15 yaşında idi. Hürriyet, Adalet, Musavat, Uhuvvet, diye dört inanç doğmuştu. İttihat-ı Terakki Fırkası hürriyeti ilan ettiği o gün bizler de “Yaşasın Hürriyet” diye bu heyecanlı günleri alkışlamıştık. Memleket bizimdi, fakat hakim olan Türkten başkalarıydı. Ticareti, sanayi herşeyi Türk`ten başkaları yürütüyordu. Hürriyet ilanı ile “Türküz “diye övünmek ihtiyacını yavaş yavaş duymaya başladık, her sahada duyulan bu ihtiyaçlar bizi sporda örgütlenmeye itti.
İşte bu atmosfer içinde bizler, 10-15 yaşlarında çocuklukla gençlik arasında bocalayan bir nesildik. Spor ruhu o zaman bizlerde tedrici uyanmaya başladı. Ve bu tahayyül ettiğimiz spor, o güne kadar Türk olmayanların inhisarında idi. İzmir`de Rumların Panyanios, Apollon ve bir çok kulüpleri vardı. Bornova`da da İngilizlerin kendi aralarında bir toplulukları mevcuttu. O tarihte bizde aramızda para toplayarak top aldık. Kısa pantolonlarla o günün sahası olan Osmanpaşa Camii`nin yanındaki ilk mektebin bulunduğu yerin bitişiğindeki arsada oynamaya başladık.”
Gazi Mustafa Kemal`in genç Türkiye Cumhuriyeti`nin Cumhurbaşkanı olarak ilk ziyaret ettiği kulüp Karşıyaka Spor Kulübü. Kulübe yaptığı ilk ziyaret 13 ekim 1925 tarihini taşıyor,
Gazi kulüp defterine şu notları düşüyor: “Karşıyaka Spor Kulübü`nde karşı karşıya bulunduğum gençlik iftihara şayandır. Bu gençlik muvacehesinde istikbalin kuvvetli saadeti ne bariz görünmektedir.”
Bu metin Karşıyaka Spor Kulübü Tarihi Müzesi’nde çok değerli belge, bilgi ve eşyaların arasında sergileniyor. Gazinin evlenmek için Karşıyakalı bir kızı, annesinin defnedilmesi için Karşıyaka`yı seçmesinin de tesadüf olamayacağını müzeyi gezerken bir kez daha anlıyorsunuz. Karşıyaka İzmir’de stadı olmayan tek ilçe özelliğini koruyor.” Zübeyde Hanım Stadı”nın en kısa zamanda hayata geçmesini bekliyoruz.
Biraz da Karşıyaka’dan söz edelim. Bugün üç yüz bini geçen nüfusuyla İzmir'in en kalabalık ilçelerinden biri olan Karşıyaka, eski Türkçe bir İzmir gazetesinde yazıldığı üzere, 1870'lere kadar İzmirli avcıların çulluk vurmak için gittikleri bir av sahasıydı.
Yerli Rumların buraya "Korde-lio' veya "Peraia”, Türklerin ise "Karşı-Yaka" dedikleri biliniyor. “Kordule, Kordyle” sözcüğünün Helence'de, “şişlik, yumru, gürz, topuz başı”gibi anlamlan mevcut. “Gerçekten de kıyı boyunca doğal topografyayı bozan modern yerleşmenin mevcut olmadığı antik dönemde, uzaktan algılanan tek belirgin ve hakim nokta Küçük Yamanlar Tepesi'dir. Naldöken'den batıya ilerleyen kayalık sırt bir topuz başı gibi Küçük Yamanlar Tepesi ile sona ermektedir..." yazıyor kaynaklarda.
Atatürk'ün yaşamında sadece Karşıyaka Spor Kulübü’nün değil Karşıyaka'nın da sevinç ve hüznü bir araya getiren iki olaydan ötürü önemli bir yer tuttuğunu söylemek abartı olmaz.
12 Ekim 1925'de İzmir Türk Ocağı'nda yaptığı konuşma sırasında "Arkadaşlar, bütün hayatımda sevinçle geçirdiğim bir gece vardır. O gece ordumuzun İzmir'e girdiği günün burada geçirdiğim gecesidir." diyerek andığı geceyi geçirdiği evi barındırmaktaydı. Hüzün ise, annesi Zübeyde Hanım'ın Karşıyaka'da vefat etmesi ve burada gömülü olmasıdır. Atatürk bu konuda da Karşıyakalılara hitaben yaptığı konuşmada şöyle demişti: "İzmir'in Karşıyakalılan, sizi derin muhabbetle selamlarım. Bir rastlantı beni Karşıyaka'ya daha fazla bağlamıştır. Karşıyakalılar, anam sizin bağrınızda, sizin topraklarınızda yatıyor” diyor.
Karşıyaka Atatürk'ün eşi Latife Hanım'ın ailesi Uşşakizadelere ait olan ve yakın geçmişte bir anı evi olarak restore edilmiş Latife Hanım Köşkü Anı Evi ve bunun dışında levanten köşkleri tanımına giren birkaç tarihî yapı ile tanınıyor. İlçede ayrıca Bilim Müzesi, Bostanlı Açıkhava Arkeoloji Müzesi ,Hamza Rüstem Fotoğraf Müzesi gibi mutlaka gezilip görülmesi gereken yerler var.
Karşıyaka’nın sembol ismi Selçuk Yaşar. Unutulmaz belediye başkanı ise 90 ların başında yöneticilik yapmış Doğru Yol Parti’li Kemal Baysak. İlçe son 20 yıldır CHP li başkanlar tarafından yönetiliyor. Ne kadar doğru ve güzel yöneltiliyor işte o tartışılır.
Ben Güzelyalı çocuğuyum. Tabii ki fanatik derecesinde Göztepe’liyim. 2.ligin seyirci rekoru kıran Göztepe Karşıyaka maçına bilet almak için gecenin kör karanlığında Atatürk Stadı önündeki gişe kuyruğuna girdiğimi ,devre arasında birşeyler yemeye ve tuvalete indiğimde bir daha yerime gidemediğimi , maçın 2.yarısını zar zor seyredebildiğimi hala hatırlarım. Karşıyakalılardan hiç dayak yememiş bir Göztepeli olarak uzunca süre Mavişehir’de de oturdum. Mustafa Kemal Spor Salonu’nda Karşıyaka basketbol maçlarına çok gitmişliğim , “kaf kaf kaf kaf sin sin sin sin kaf sin kaf sin kaf” diye bağırmışlığım var. Fırsat buldukça bugün de gitmeye çalışıyorum.
Nice yıllara Karşı Yaka !
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.