CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çağdaş Gazeteciler Derneği Ödül Töreni’nde konuştu. Kılıçdaroğlu, ülkemizdeki basın özgürlüğünün geldiği noktaya, “Haberi yapıp bunları geniş kitlelere yansıtamıyorsa, baskı görüyorsa orada demokrasi yoktur. Bugün Türkiye’de geldiğimiz nokta budur” sözleriyle tepki gösterdi.

HÜRRİYET SALDIRISINI YAPAN AK PARTİ'Lİ BOYNUKALIN LONDRA’YA ATANDI

Kemal Kılıçdaroğlu, 2015 yılında Hürriyet gazetesine yönelik düzenlenen saldırıda öne çıkan dönemin AKP Gençlik Kolları Başkanı Abdurrahim  Boynukalın’ın İngiltere’nin başkenti Londra’ya AKP temsilcisi olarak atandığını belirtti ve “Böyle bir yapı içinde gazetecilik yapmanın çok zor olduğunu biliyorum. Bugün sizlerle ilgili 3 haberle karşılaştım. İlk haber; Hürriyet gazetesini basan kişi AKP’nin Londra temsilcisi olarak atanmıştı. Terör estiriyorsunuz ama bir partinin temsilcisi olarak atanıyorsunuz. 2. haber; 3 gazetecinin gözaltına alınmasıydı. 3. haber; Yavuz Selim Demirağ’ın saldırıya uğramasıydı. Faillerin bulunması lazım. Sağlıklı bir yargılama yapılır mı? Endişem var” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle;

Sizler, aslında birer kamu görevlisisiniz. Halk adına, halkın gözü kulağı olarak onların sorunlarını gündeme getiriyorsunuz. Gazeteciliğin çok zor olduğunu biliyorum, özellikle Türkiye’de. Gazetecilikte mesai diye bir kavram yoktur. Eğer gazeteci rahat bir haber yapabiliyorsa orada demokrasi vardır. Gazeteci o zaman yaptığı haberden keyif olur. Ama haberi yapıp bunları geniş kitlelere yansıtamıyorsa, baskı görüyorsa orada demokrasi yoktur. Bugün Türkiye’de geldiğimiz nokta budur.

“Cumhuriyet Gazetesi yazarları, Eren Erdem, Osman Kavala neden içeride?”

Gerçekleri dillendirmek zorunda olanlardan birisi de benim. Gazetecilere bakıyoruz. Dünyada en çok gazeteciyi hapseden ülke Türkiye. Cumhuriyet Gazetesi yazarları, Eren Erdem, Osman Kavala neden içeride? Yolsuzluk mu yaptılar? Hayır. Sadece haber yaptılar, haber peşinde koştular.

Türkiye yarı açık cezaevi görünümündedir dersek yanılmamış oluruz. Barış isteyen bir akademisyenin pasaportunu elinden alıyorsunuz, yurtdışına çıkmasını yasaklıyorsunuz, çalışmasını yasaklıyorsunuz. Nerede yaşıyor bu insan? Bir hapishanede.

Böyle bir yapı içinde gazetecilik yapmanın çok zor olduğunu biliyorum. Bugün sizlerle ilgili 3 haberle karşılaştım. İlk haber; Hürriyet gazetesini basan kişi AKP’nin Londra temsilcisi olarak atanmıştı. Terör estiriyorsunuz ama bir partinin temsilcisi olarak atanıyorsunuz. 2. haber; 3 gazetecinin gözaltına alınmasıydı. 3. haber; Yavuz Selim Demirağ’ın saldırıya uğramasıydı. Faillerin bulunması lazım. Sağlıklı bir yargılama yapılır mı? Endişem var.

Karamsar bir tablo çizdiğimin farkındayım ama asla karamsar değilim. Birlikte mücadele ettiğimizde çok güzel sonuçlar elde edebiliriz. Eğer bu ülkede demokrasi olacaksa hepimiz için olacak. Ayrı ayrı değil birlikte mücadele etmek zorundayız.

Evet bahar geldi, Bursa yüreğimde bir yara olarak duruyor. Önümüzdeki süreçte aynı tempoda, aynı çizgide mücadelemizi sürdüreceğiz. Hepimizin gerçekleri öğrenmeye ihtiyacı var. Türkiye’de demokrasiyi yeniden inşa etmek zorundayız.