Kerime Yıldız Yazdı: Ekrem İmamoğlu’nun İlk Büyük Hatası
Ekrem İmamoğlu, İBB’de duâ ederek göreve başlamasını eleştiren lâiklere, “Orası benim kişisesel alanım.” cevâbını verdi.
Göreve duâ ederek başlaması ne kadar doğruysa, “kişisel alanım” demesi o kadar yanlış. Orası, makam odası; kişisel alanı değil. “Duâ ederek başlamak, laikliğe aykırı değildir.” demesi yeterliydi. Elin oğlu, İncil’e el basarak göreve başlıyor. Çipras, ateist olduğu hâlde dînî törene itiraz etmedi. Bizim laikler, hâlâ aynı ilkel duruşu sergiliyorlar.
Makam odasına “kişisel alanım” diyen birisi için, bu yapacağım eleştirinin önemi var mıdır bilemem ama yine de içimde kalmasın.
İmamoğlu ve Yıldırım, televizyondaki tartışmanın arkasından eşleriyle fotoğraf çektirdiler.
Çekimden evvel İsmâil Küçükkaya, “Eşleri çağıralım arkadaşlar!” diye seslenince İmamoğlu, “Oğlum alınır, onu da çağırın!” dedi.
Fotoğrafa giremeyince oğlunun niye alındığını anlayamadım. Bu, belediye başkanlığı seçimi. “Âileler Yarışıyor” programı değil.
Her nedense İmamoğlu’nun oğlu Mehmet Selim, her yerde. TV programında, seçim konuşmasında, otobüsün üzerinde, mazbata alırken, duâ ederken, göreve başlarken..... her yerde.
Esâsında eşlerin bile bu kadar ortalıkta görünmesine karşıyım. Hadi onlara alıştık. Fakat daha ilk günden Mehmet Selim İmamoğlu ismini ve sûretini bilmemize ne gerek var?
Oğul alınmasın diye milletin gözüne sokmak, oğula yapılacak en büyük kötülüktür. Çocuğunun iyiliğini isteyen siyâsetçi, onun İstanbul sokaklarında rahatça dolanma hürriyetini elinden almamalıdır.
Ekrem İmamoğlu, oğlunun bu hürriyetini elinden aldı. Mehmet Selim İmamoğlu’nu tanıyoruz artık. Mehmet Selim İmamoğlu, elini kolunu sallayarak İstanbul’da gezemez artık.
Servet Avcı’nın, “Bu Çocukların İsimlerini Neden biliyoruz?” başlıklı bir yazısı var. (9 Ekim 2015- Yeniçağ)
Bizi yönetenlerin çocuklarının isimlerini bilmemizi eleştiriyor ve şöyle soruyor:
“Bütün araştırmalarda dindarlığın değer kaybettiğine şahit oluyoruz. 'Dindarlık'la 'iyi, ahlâklı ve namuslu insan' olmak arasındaki makasın gittikçe açıldığını üzülerek gözlemliyoruz.
Tuhaftır, şaşırmıyoruz. Olup bitene bakınca hiçbir şey sürpriz gelmiyor. Oysa bazen bir yığın delile ihtiyaç yoktur, çünkü 'akledenler' için tek soru yetmeli insana: ‘Bu çocukların isimlerini neden biliyoruz?’”
Ak Parti’nin yanlışları yüzünden seçimi kazanan bir belediye başkanının ilk yanlışı, bu olmamalıydı.
Erdoğan’ın çocuklarının bu kadar bilinmesinden rahatsız olanların Mehmet Selim İmamoğlu’ndan rahatsız olmamaları ise başka bir tuhaflık.
Unutmayalım ki Erdoğan, 1994’de mazbatasını alırken eşi ve çocukları yanında yoktu. O bile bu kadar değiştiğine göre, ilk gün böyle başlayan İmamoğlu’nun hâli nice olur?
CHP’li laiklerin duâdan değil, bu meseleden rahatsız olmalarını beklerdim. CHP’ye oy veren arkadaşlarıma bu meseleyi söylediğimde , “Aaa hiç farkında değiliz! Ama çok efendi çocuk!” dediler.
Sorun da bu zâten. Güç, bütün efendi çocukları değiştiriyor.
İmamoğlu’nun, bu konuda kendi partilileri tarafından uyarılmamasını anlayamadım. Seçim sarhoşluğu, hatâları görmeyi engelliyor mu yoksa bâzı CHP’iler İmamoğlu’nun hatâlarından memnun mu oluyorlar, bilemedim.
Bir şey daha dikkatimi çekti. İmamoğlu’na oy vermiş bir gençle konuşurken, “Ekrem” ifâdesini kullandı. “Niye ön adıyla bahsediyorsun? İmamoğlu, senin askerlik arkadaşın mı?” diye sordum.
“Farkında değilim. Sevdiğim için...” diye açıklamaya çalıştı. “Hayır, seviyorsan saygılı olmalısın!” dedim.
Bizim devlet terbiyemizde idârecilerden ön adıyla bahsetme geleneği olmadığını söyleyerek, hangi tuzağa düştüğünü açıkladım. Gözleri faltaşı gibi açıldı. Size de anlatayım:
Tayyip Erdoğan belediye başkanı olduğunda bir cemaatin gazetesi hemen “Tayyip” diye bahsetmeye başlamıştı.
Tayyip aşağı, Tayyip yukarı..... Erdoğan’a oy vermediklerini bildiğim için garibime gitmişti. Bu ifâde, Erdoğan’a oy verenler arasında yayıldı ve gün geldi, oy vermeyenlerin küçümseme ifâdesi hâline geldi.
Şimdi yandaş basının dilinde bir “Ekrem” söylemi var. Tahfif etmek için soyadını kullanmıyorlar. İmamoğlu’nu sevenler de kullanmaya başladı.
Muhtemelen CHP içinde Ekrem İmamoğlu’nun parlamasından rahatsız olanların diline de düşecek ve bir sonraki seçimde daha çok duyacağız.
Ekrem aşağı, Ekrem yukarı....
Deja vu gibi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.