Kerime Yıldız yazdı: LÜTFİYE SELVA ÇAM, NİÇİN SUSUYOR? / ÖZLEM ZENGİN’İN SESİ, DAHA YÜKSEK ÇIKMALI
Kerime Yıldız yazdı: LÜTFİYE SELVA ÇAM, NİÇİN SUSUYOR? / ÖZLEM ZENGİN’İN SESİ, DAHA YÜKSEK ÇIKMALI
Sevda Noyan’ ın Ülke tv’ deki akla ziyan sözleri hakkında ses vermesini beklediğim biri var. AK Parti Kadın Kolları Başkanı Lütfiye Selva Çam. Sebebinden evvel Selva Hanım’ ın özgeçmişine bakalım. Ankara Deneme Lisesi ve ODTÜ Kimya Mühendisliği Mezunu. Güzel bir kariyeri var.
Selva Hanım’ ın özgeçmişinin konuyla alâkasını açıklayayım.
Bu ülkede başörtünün okullara, üniversiteye, kamusal alana girişinde çok önemli bir husus var. Başörtülüler, devlet kapısında hakîr görüldükleri zamanlarda müthiş bir başarı hikâyesi yazdılar. Bir nev’i târihteki şuubiyye akımı gibiydi. Hakîrgörülenin eğitimde, bilimde ve sanatta başarılı olma mücâdelesi, amacına ulaştı.
Selva Hanımla aynı kuşaktanız. Bizler, başarılı olmaya mahkûmduk. Başarımızla devlet kapısını zorladık. Bizi hafife alanlara karşı donandık. Sâdece kültürel olarak değil, ahlâken de iyi olmalıydık. Yalan söylemezdik, iftira atmazdık. Başkasının hukûkuna saygılıydık. En sevmeyenimiz bile güvenilir olduğumuzu bilirdi.
Fakat geldiğimiz nokta, çok acı. Yalan da söylüyoruz, iftirâ da atıyoruz. Dün dediğimizi, bugün inkâr ediyoruz. Kişiliğimiz, erkeklerin güç alanı olan siyâsetin içinde kayboldu gitti. Özeleştiri yapma cesâreti olan, silinip gidiyor. Şöhreti ve makâmı çok sevenler, silinip gitmemek için fır fır dönüyor veya susuyor.
15 Temmuz sonrasındaki demokrasi nöbetlerinde yaşadığım bir hâdiseyi anlatayım.
Çankaya 5. Nolu kapıdaki demokrasi nöbetine, başka bir ilçede oturan bir tarikin mensupları geliyordu. Bakanlar, vekiller de ara sıra ziyâret ediyorlardı. Bir gece Lütfiye Selva Çam ve eşi gelmişti. Sohbet esnâsında kafadan kırık olduğu belli olan bir adam, evleri basmaktan, sürek avından bahsetti. Uyanık herif, fırsattan istifâde ganimet toplamak peşinde. Lütfiye Hanım da ben de hemen karşı çıktık. Lütfiye Hanım, “Bildiğinizbir şey varsa adınızla şikâyette bulunun. Söyledikleriniz çok yanlış.” diyerek bu adamı susturdu.
Şimdi Lütfiye Hanım’ ın, Sevda Noyan ve Esra Elönü’ nün söyledikleri karşısında susmasını anlayamıyorum. “Bu kadınlar bizi temsil etmiyor. Bizim verdiğimiz başörtü mücâdelesiyle de bir alâkaları yok. Biz, bunun için okuyup bugünlere gelmedik. Bizden, sürek avı düzenleyecek, ölüm listeleri hazırlayacak manyaklar çıkmaz!” demesini bekliyorum.
Sevda Noyan gibiler umûrumda değil.Bir iki kafadan kırık, onu demiş bunu demiş. “Çingeneyi hanım etmişler, hamamı yıkmış tas ile” misâli bakıyorum. Onlar, beni temsil etmiyor ki. Beni, Lütfiye Selva Çam gibiler temsil ediyor ve onlar susuyorlar. Daha doğrusu, konuşmak için emir bekliyorlar.
Kitabı yazılacak bir başarı hikâyesine imzâ atan, karşı mahallenin erkeklerine kök söktüren başörtülü hanımların, kendi mahallesindeki yanlışlara, özgür irâdeleriyle ses vermemeleri; dâvâ adına, makam mevki adına sus pus olmaları, şöyle bir sonuç ortaya çıkardı: Münevver oldular ama entelektüel olmayı kaçırdılar. (Türkiye gibi dâvâ ve devrim bağımlısı bir ülkede böyle davranmak, şaşılacak bir şey değil. İki taraf da yapıyor.)
Hani Nâmık Kemal, bir beyitinde diyor ya, “Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten”. Başörtünün özgür olmasının bedeli, özgür kılanların esiri olmak olmamalıydı. Başörtüsünü özgür bırakanlar da bu bedeli istememeliydi.
ÖZLEM ZENGİN’İN SÖYLEDİKLERİ ÇOK ÖNEMLİ
Nevşin Mengü, Canan Kaftancıoğlu, Berna Laçin'e yönelik yapılan hakâret ve tâcizlere AK Parti' den ilk tepki, Grup Başkanvekili Özlem Zengin' den geldi. Zengin, twitterdan şöyle bir açıklama yaptı:
"Biz başörtülü kadınlar, en şedit yasakların yine kadınlar tarafından uygulandığına şâhit olduk. Hukuk içinde kalarak siyâsetle çözüme ulaşırken yaralarımızla hayâtı yönetmemeyi öğrendik. Fikirlerine itiraz ettiğimiz kadınların onurlarına yapılan saldırıya amasız ‘hayır’ diyorum."dedi.
İtirazını özgür irâdesiyle yaptığına inanmak istediğim Zengin’in söylediklerini, CHP’ li hanımların çok iyi değerlendirmesi lâzım. Meclis’ te kürsüyü çevreleyerek Merve Kavakçı’ya “Dışarı! Dışarı!”diye bağıran CHP’ li vekil hanımların ve iknâ odaları rezâletine imzâ atan Nur Serter’in açtığı yaraları sarmak kolay olmadı. Saramadığı için kaybolup giden o kadar çok kadın var ki.
Özlem Zengin, Sevda Noyan’ dan evvel Esra Elönü’ nün programına katılmış ve bu yaralardan bahsetmişti. Bu programdan sonra Sevda Hanım gibi, vaktiyle 28 Şubatçıları destekleyen birini programa çıkarmak, büyük bir gaflet. Sevdâların yarası olmaz. Onlar, güç neredeyse oraya akarlar.
Bu ülkenin hava, ekmek, su kadar entelektüele ihtiyâcı var. Yaralarımızı, başka türlü saramayız. Bu yüzden Özlem Zengin’in söyledikleri çok önemli.
Sesiniz daha çok çıksın, Özlem Hanım! O kadar çok çıksın ki Sevdâların, Fâtih Tezcanların, trollerin isterikli seslerini bastırsın!
......
Önemli bir not:
Bana göre herhangi bir partinin kadın kolları başkanı olmak, bir kariyer değil, bir geri sayımdır. Gerek AK Partili gerekse CHP’ li hanımların, “Niye erkek kolları başkanlığı yok?” sorgulaması yapmadan, fesi sâhilde bırakarak kadın kolları başkanlığına atlaması, son derece geleneksel bir yaklaşım. Modernlikle, münevverlikle, hele hele entelektüellikle bir alâkası yok. Bu yüzden, bu arenada entelektüel bir hanıma rastlamak imkânsızdır.
Kerime Yıldız
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.