Prof. Dr. Erkan SEVİNÇ
KES BAKALIM
Yüreğimiz yanıyor. Ortadoğu bataklığında Suriye İç Savaş’ından son iki ayda resmi rakamlara göre 50 in üzerinde şehidimiz var. Yabancı ajanslarda sayılar daha yüksek gösteriliyor. Rusya ile birlikte hareket eden rejim güçlerine de 2000 e yakın kayıp verdirmişiz. Suriye’deki savaş düzenli bir savaş değil. İçinde gerilla savaşı da var, kara harekatı da, terör de, hava saldırısı da. Bu rakamlar nasıl saptanıyor onu da anlamış değilim açıkçası. İşi karıştırmaktan başka birşeye yaramayan DSÖ elemanlarına mı verildi acaba bu görev?
Bu hafta benim söz edeceğim olay internetin kesilmesi. Ne zaman önemli bir olay olsa Türkiye genelinde internet sizlere ömür. 33 şehidimizin olduğu son olayda da Türk Telekom’un sosyal medya platformlarına erişimi 27 Şubat saat 23:00 itibariyle kısıtlamaya gitti, diğer operatörler Vodafone ve Turkcell de yaklaşık 00:20’de aynı işlemi yaptı. İnternetteki erişim kesintilerini gerçek zamanlı takip eden NetBlock.org platformunun verilerine göre, 27 Şubat saat 23:30 itibariyle sosyal medya platformları Twitter, Facebook, Instagram’a erişim tamamen, mesajlaşma uygulaması WhatsApp ile video paylaşım sitesi Youtube’a da kısmen engelleme geldi. Operatörlerin kısıtlaması dışında Türkiye’de kullanıcılar internette genel bir yavaşlamanın olduğundan da şikayetçi oldu. VPN uygulamalarıyla sitelere girilebildi. Yine NetBlocks’a göre, Türkiye’deki operatörler Ağustos 2016’daki ''Fırat Kalkanı'' ve Ekim 2019’daki ''Barış Pınarı'' operasyonları sırasında da benzer kısıtlamalara gitti.
Twitter, Facebook, Instagram, Whatsapp gibi önemli sosyal medya platformlarına erişimi kesmek akla ziyan. İnsanların en çok ihtiyaç duyacakları zaman. Yakınlarından haber alabilecekleri mecralar. İçinde bulunduğumuz çağda iletişimin ve bilginin kontrol altına alınması mızrağın çuvala girmesi gibi mümkün değil. Temel insan haklarından biri olan haber alma hakkı bu gibi durumlarda daha da önem kazanıyor. İnfial oluşturacak paylaşımlar yapanlar zaten takip edilir ve cezası verilir.
Sayfalarına “Türk Bayrağı” ve “Yasdayız” koymak isteyenleri, şehitler nedeniyle birlik beraberlik mesajları verenleri kısıtlamak kime yarar. Üzüntülerini dizelere dökenlerle dayanışmak kadar güzel bir şey var mı.? Sözün bittiği yer lafı da geçersiz. Söz bitmemeli, yazı yazılmalı. Güldal Okuducu’nun facebook sayfasına yazdığı yazıyı bu kısıtlamalar nedeniyle ancak bugün okuyabiliyorsak durum gerçekten vahim..
“Bir iskemlenin oturak yeri, bir yastığın baş oyuğu…
Bir kapının önüne konmuş bir çift ayakkabı, artık kullanılmayacak bir anahtar…
Bir fotoğraf, bir söz, bir ses, bir görüntü, kayıp bir tebessüm…
ONDAN KALAN…
Bir sevgilinin hiç dinmeyecek hasreti…
Doğmuş çocukların matemi ve asla doğmayacak çocukların acısı…
Bir ananın yüreğindeki yangın…
Bir babanın içinde devrilen çınar…
Bir kardeşin onulmaz yalnızlığı…
Bir ananın bağrına bastığı bayrak ve bir çığlıktır “ONDAN KALAN”
Bir postalın içine ekilen çiçek de “ONDAN KALAN’dır.
Artık oyuncaklarının avutamadığı bir çocuğun yüzünde, artık ona dokunamayacak olan bir kadının yırtılan çığlığında, artık onun çok sevdiği kurabiyeleri yapamayacak bir ananın ellerinde, artık onunla yarenlik edip tavla oynayamayacak bir babanın dokunaklı yalnızlığında yaşar O.
O kim mi?
O bir şehit…”
Gezi günlerinde çok popüler olan bir sloganla bitirelim..
“Kes bakalım, kes bakalım, Sonunda ne olacak gör bakalım”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.