CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve eşi Selvi Kılıçdaroğlu, Ankara'nın Mamak ilçesinde apartman görevlisi olarak çalışan Hüsamettin - Nuray Büke çiftini evinde ziyaret etti. Apartman görevlilerinin yaşadığı sorunları ve talepleri dinleyen Kılıçdaroğlu, Büke ailesinin kızları Yağmur ve Nehir ile de sohbet etti.

Kılıçdaroğlu, Hüsamettin Büke’ye “Siz başka bir alanda koşturuyorsunuz biz de bu alanda. Türkiye’nin derdi çok, insanların derdi çok” dedi.

Hüsamettin Büke, alınan parayla marketteki rakamlar arasında bir uçurum olduğunu belirtirken Kılıçdaroğlu, “Markette sorun var, sokakta sorun var, her yerde sorun var. Oysa siyasetin görevi bu çocuklara güzel bir Türkiye bırakmak. Okusunlar, çalışsınlar, bir yerlere gelsinler daha iyi imkanlara sahip olsunlar. Hepimizin ortak arzusu bu” karşılığını verdi.

Kılıçdaroğlu ve Büke ailesi arasındaki sohbet şöyle:

Kılıçdaroğlu: Valla biz koşturuyoruz. Siz başka bir alanda koşturuyorsunuz biz de bu alanda koşturuyoruz. Türkiye'nin derdi çok, insanların derdi çok.

Hüsamettin Büke: Markete gidiyorsunuz, aldığınız paraya bakıyorsunuz uçurum var arada. 

Kılıçdaroğlu: Markette sorun var, sokakta sorun var, her yerde sorun var. Oysa siyasetin görevi işte bu çocuklara güzel bir Türkiye bırakmak. Okusunlar, çalışsınlar, iyi yerlere gelsinler, daha iyi imkanlara sahip olsunlar. Hepimizin ortak arzusu bu. 

Hüsamettin Büke: Tabii öyle de ama şu şartlarda çok zor. Uğraşıyoruz çabalıyoruz, bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. 

Nuray Büke: Asgari ücretle geçinmek çok zor. Tek bir kişi çalıştığı zaman evde.

Kılıçdaroğlu: Bir kişiyle, asgari ücretle 4 kişiyi mümkün değil.

Hüsamettin Büke: Eskiden babam çalışırdı, bir maaşla 5 kişiye bakardı. Şimdi 5 kişi 5 maaş getirse  zor oluyor yani. 

Nuray Büke: Ben ev işlerine gidiyorum çıkarsa. Çıkmazsa da pandemi döneminde evde kalıyorum. Geçinmemiz çok zor. Bu imkanlarla ne kadar geçineceğiz. İki tane çocuğumuz var. Bunların geleceği için okuması için. 

Kılıçdaroğlu: Zaten anne babanın bütün hedefi çocuk. Çocuklar daha iyi yetişsinler diye. 

Hüsamettin Büke: Benim babam Atatürk Orman Çiftliği'nden emekli. Asgari ücretliydi 5 kişiye bakıyordu. 

Kılıçdaroğlu: Ama o zamanın asgari ücreti de asgari ücretti yalnız. 

Hüsamettin Büke: 20 lira alıp pazara gittiğimizde elimizde para kalıyordu. Şimdi ise ne alacağım diye şaşırıp kalıyorsun. 

Kemal Kılıçdaroğlu daha sonra Büke ailesinin kızları Yağmur ve Nilay'la sohbet etti. Küçük kızların dersleri hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, çocuklara en sevdikleri dersleri sordu. 

KILIÇDAROĞLU: SİGORTA DEMEK GELECEK DEMEK

Hüsamettin Büke (Apartman görevlilerinin sorunlarından bahsederek) : "Bazı arkadaşlar bazen maaşlarını alamıyorlar bazen de sigortaları yatmıyor. Mesai saatleri belli olmuyor. Mesela bir yönetim değişiyor çalışan arkadaşlar bir anda işten çıkmış oluyor. Aldığı maaş fazla geliyor, o zaman işten çıkarılmak isteniliyor. Bazıları apartman görevlilerinin oturduğu daireyi kiraya veriyor. Bazı arkadaşların sigortaları yatmıyor. 

Kılıçdaroğlu: Sigorta demek gelecek demektir. İleride insanlar maaş alacak. Emeklilik hakkını kazanması gerekiyor. Sağlık sistemi var, sağlıktan kendisi ve ailenin yararlanması lazım. 

Hüsamettin Büke: Burada çalışıyorsun ayağın kayabilir düşebilirsin her şey başına gelebilir. Temizlikte şu an pandemi var diye çamaşır suyu kullanıyorsun. O bile ciğerlere zarar veriyor. Her gün çöp alıyoruz temizliği yapıyoruz. 

Kılıçdaroğlu: Hatta bu konularda daha dikkatli olmanız gerekiyor. 

Hüsamettin Büke: Tulum bulabilirsek tulum giyiyoruz, tabii ki maskeye, eldivene dikkat ediyoruz. 

Kılıçdaroğlu: Çocukların eğitimlerini nasıl yapıyorsunuz ?

HÜSAMETTİN BÜKE: ÇOCUKLARIN TABLETLERİ YOK, AMA EĞİTİM ŞART

Hüsamettin Büke: Tabletleri yoktu, telefon üzerinden yapmaya çalışıyorduk. İnternet bazen kesiliyor. Kotayı aştığın zaman bitiyor. Yapacak birşey yok, zorlanıyoruz ama eğitim de şart. Çocukların eğitimleri çok önemli. 

-Nuray Büke: Tek maaşla geçiniyoruz. Şimdi bu durum çok zor. 

-Hüsemettin Büke : Eğitimde bazen ek kitaplar oluyor, bu ek kitapların da ek kitabı oluyor. Aldığın paraya bakıyorsun aradaki uçurumu görüyorsun.