Kılıçdaroğlu, Meclis'teki bütçe görüşmelerinde çok sert konuştu: Enflasyon yüzde 21 ise siyaseti bırakırım
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Meclis'teki bütçe görüşmelerinde çok sert açıklamalarda bulundu. Ekonomiye değinen Kılıçdaroğlu, "Yıllık enflasyon 21.31'miş. TÜİK'in verdiği rakam mı doğru? Herhangi bir bakkal "yıllık enflasyon yüzde 21" desin...
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Meclis'teki bütçe görüşmelerinde çok sert açıklamalarda bulundu. Ekonomiye değinen Kılıçdaroğlu, "Yıllık enflasyon 21.31'miş. TÜİK'in verdiği rakam mı doğru? Herhangi bir bakkal "yıllık enflasyon yüzde 21" desin, siyaseti bırakacağım." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bütçe görüşmelerinde konuştu. Enflasyon konusuna değinen Kılıçdaroğlu, sert sözlerle hükümete yüklendi.
Kılıçdaroğlu, "Yıllık enflasyon 21.31'miş. Saray'dan talimat gittiğini bilmiyor muyuz? ENAG, bu işin uzmanları 3.5 değil 9.91 aylık, yıllık yüzde 58 diyor. Hangisi doğru? TÜİK'in verdiği mi doğru? Herhangi bir bakkal 'yıllık enflasyon yüzde 21' desin, siyaseti bırakacağım." ifadelerini kullandı.
Bütçe görüşmeleriyle ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, "Biz bu bütçeye hayır diyeceğiz. Bu bütçe Dolar baronlarına, uyuşturucu baronlarına hizmet eden bir bütçedir. Bu bütçeye hayır diyeceğiz, Allah'ın izniyle bunları göndereceğiz." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından başlıklar şöyle:
"Sayıştay raporları değiştiriliyorsa, yürütmenin korktuğu bir şey var. Gerçek raporda dünyanın yolsuzluğu var, buraya gelende bir şey yok. Sayın Bakan "Biz bütün bilgileri verdik" dedi. Sayıştay'ın Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki temsilcisine söz vermediler. Eğer denetlenen kurum, Sayıştay denetçisine bilgi, belge vermiyorsa yürütme TBMM'ye hesap vermiyor demektir. Sayıştay'a müdahale eden kim? Beni üzen nokta TBMM seçimle gelen birisini, kendi imzayla bütçe yazan birisinin gelip burada bütçeyi anlatmamasıdır. Bu parlamentonun saygınlığına gölge düşürür. Gelip anlattılar, pembe bir tablo anlattılar. Yangında bile "Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla söndürmeye başladık" diyorlar. Onların bir suçu yok. Tek kişilik hükümette, bütçeyi gelip sunacak olan tek kişidir. Hangi gerekçeyle yaptığını bilmeliyiz, bizim sorularımıza da açık ve net cevap vermeli.
Meclis'in itibarını bırakmadınız. Bakanlar milletvekillerinin sorularına yanıt vermiyorsa, Meclis sıradan bir kurumdur demektir. Anayasada yazıyor, 15 gün içinde cevap vermiyorlar. Türkiye'de bir kişi karar verir, her şey olur noktasına geldik. Tüm milletvekillerinin samimi olması lazım. 600 kişi, toplumun nezdinde itibarsız kişi olarak algılanıyor şu anda. Sorularına bile cevap verilmiyor. Bu süreç böyle devam ederse, TBMM vesayet altında demektir. Milletvekili sorularına yanıt verilmezse, Sayıştay raporları değiştirilirse, o parlamento yürütmenin vesayeti altındadır.
Ekonomik krizin geldiğini söyledik. Ekonomik ve Sosyal Konsey toplanmadı. Sanayicinin, işçinin derdi ne, bunları öğrenmedin. Çiftçinin, emeklinin, çalışanın derdi var, dinleyin bunları. Dilimizde tüy bitti. Bir kişi "her şeyi ben bilirim" diyorsa dünyanın en cahil adamıdır. Ekonomik Sosyal Konsey, anayasal bir kurumdur. Anayasal bir kurumu çalıştırmıyorsun. Bu konseyin neden toplanmadığını sormanız lazım. Bizi arıyorlar "siz söyleyin" diye.
Bu bütçe hangi sorunu çözüyor, çiftçinin sorunu çözüyor mu? Gübre fiyatlarından haberler i var mı bunların? Saray'a bakıyorlar, herkesin durumu çok iyi. Orası sanki Bizans sarayı, herkes birbirinin kuyusunu kazıyor. Devlet kendi çiftçisiyle rekabet eder mi? Dışarıdan daha pahalıya buğday getiriyorsun, kendi çiftçine ödemiyorsun. Ben esnafı, çiftçiyi, turizmciyi dinliyorum siz kimi dinliyorsunuz? Saray'da birbirlerini dinliyorlar.
Fiyat istikrarını sağlamakla görevli kurum Merkez Bankası'dır. Merkez Bankası'nı iğdiç ettiler. Oradan bu yetkiyi alıp Fiyat İstikrar Komitesi'ne verdiler. Komite kaç kere toplandı? Esnafın hangi derdini çözüyor? Esnaf sattığı malın yerine yenisini alamıyor. 2 liraya sattığı 4 lira, 4 liraya sattığı 8 lira oluyor. AK Parti'nin saygıdeğer milletvekillileri, ülkeyi öyle bir hale getirdiler ki ülkede saat başı etiket değiştiren elemanlar istihdam ediliyor.
Merkez Bankası'nı öyle bir hale getirdiler ki 128 milyar dolar buharlaştı. Bir protokol yapıyorlar, damada teslim ediyorlar. Damat ile kayınpeder ne yaptılar 128 milyar doları? Tüyü bitmemiş yetimin hakkını sormak benim de görevim, sizin de göreviniz. Sormanız lazım. Birisi de "128 milyar dolar hiç olmadı" diyor ve sizin sıralarınızda milletvekili olarak oturuyor.
Bu hükümet partiler nezdinde de dünya nezdinde de itibarı olmayan tek kişilik bir hükümettir. Şunu sordunuz mu, "Kendi vatandaşımdan neden dolarla, altınla, avroyla borçlanıyorum?" Bunların hiçbiri milli değil, oturan bakanların da hiçbirisi milli değil. Kendi parası değer kazansın diye mücadele etmeyip de Türk parası pul haline gelsin diye çalışan biri.
Vatandaşın da güveni dolar. Bankalardaki mevduatların yüzde 63'ü dolar. Vatandaş topladığı parayı dolar olarak avro olarak bankalarda tutuyor. Daha da artacak. Krediyle dolar alıyor, dolar alıp bankaya atıyor. Türk lirasını bu hale nasıl getiriyorlar? Ben soruyorum, siz de rahat soramıyorsanız, kapılar ardında sorun.
Bir devlet bir kişinin iki dudağına teslim edilmez. Hiçbir zaman bu ülkenin insanların töresinde devlet bir kişiye teslim edilmedi. 2018'den sonra devlet teslim edildi. Zaten "hükümet" değil "kabine" diyor. Erdoğan "Ben hiçbir zaman faizci olmadım" diyor. Bütün faizcilerin, tefecilerin tek umudu Erdoğan'dır. Güvencesi de umudu da Erdoğan'dır. Cumhuriyet tarihinde Londra'daki tefecilere 193 milyar faiz ödeyen başka bir hükümet var mı? İktidar olduğumuzda çiftçinin de esnafın da faizini sıfırlayacağız. O zaman faiz nasıl sıfırlanır göreceksiniz.
Bu bütçe ne bütçesi? Esnafın, çiftçinin derdini çözmüyor. Düne kadar 15 Temmuz darbe girişimini destekliyor dediğiniz kişilerle kucaklaştınız. Nasıl bir mide var, nasıl bir anlayış var. Beyefendi Katar'a gitmiş. Katar Dışişleri Bakanı "Ekonomik gidişat nedeniyle ortaya çıkacak fırsatı değerlendiriyoruz" diyor. Yağma Hasan'ın böreği, ne varsa vereceğim, yeter ki beni kurtar. Bu bütçe fakirden alıp zengine veren bir bütçedir. Bu bütçe Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yapılmış kumpas bütçesidir.
Kimseyi tehdit etmem. Kim yasa dışı bir işe imza atarsa, hırsızlık yaparsa, yolsuzluk yaparsa onları devlette tutmayacağım. Hırsızların bu devlette işi yoktur. Meclis'i de kirlilikten arındıracağım. İş takipçisinin Meclis'te ne işi var? Bu ülkenin İçişleri Bakanı, "Bir siyasetçi her ay 10 bin dolar alıyor" dedi. Hiç merak etmediniz mi? Yukarıdaki arkadaş neden "Bu 10 bin doları ne yaptın?" diye sormuyor. Çünkü haksızlık karşısında, yolsuzluk susan dilsiz şeytandır. Kim bundan faydalanıyor, kim malı götürüyor? Dolarla ihale alanlar. Bana sormuyorsanız, ilkokula giden çocuğunuza sorun. Dolarla ihale yapılır mı? Dolar 14 liraya çıkınca kim kazandı? Belediyeleri öğrenmek istiyorsan İçişleri Bakanı'nın el koyduğu yolsuzluk dosyasını okudu. Bu parlamentoya saygılıysan "Ne oldu bu dosyalar?" diyeceksin. Diyemezsin. Parlamentonun da siyasetten arınması lazım.
İhale dolarla, garanti de dolarla. Benim torunumu, sizin torununuzu neden borçlandırıyorlar? Üstelik dolarla borçlandırıyorsun. Bunun milliyetçilikle ne ilgisi var? Bu bütçe fakirden fukaradan alıp, bir avuç tefeciye, bir avuç dolar baronuna para aktaran bütçedir. Dolarla borçlandılarsa ABD'deki enflasyonu, Avroyla borçlandılarsa Avrupa'daki enflasyonu da sırtımıza yıkıyorlar. Bu millet Amerika'daki enflasyonu neden çeksin, AB'deki enflasyonu neden çeksin? Doların yükselmesi kime yarıyor, dolarla rüşvet alanlara, 10 bin dolar rüşvet alanlara. Rüşvet alan, yolsuzluk yapan kişiler büyükelçi olarak atandı. Rüşvet alanlardan, haksızlık yapandan büyükelçi olur mu? ABD'deki, AB'deki enflasyonun milletin sırtına yıkılmasından rahatsız olmanıza memnun oldum.
Bürokraside de güveni sıfırladılar. Devlette güveni bitirdiler. Devlet dediğiniz liyakati bitirdiniz. Devletin en önemli kurumlarını kapattılar, paralel bir yapı oluşturdular. Bir Dışişleri Bakanı var, bir de Sarayda Dışişleri Bakanı var. Bu paralel yapı Türkiye'yi aydınlığa çıkarmaz. Uyuşturucu baronlarına destek çıktılar. Zindaşti'yi çıkardılar, hiç vicdanınız sızlamadı mı? Telefon ettiler, hakim bıraktı. Adaleti de bitirdiler. Bir adamın malına el koyuyorsun, arkasından adamı serbest bırakıyorsun, sonra mal varlığında hacizleri kaldırıyorsun, yurt dışına çıkış yasağı kaldırıyorsun. Burada önemli olan bu kişinin uçağına İçişleri Bakanı da bindi, bunlardan çok adam bindi. Sizin ulaşamadığınız yerlere bu kardeşiniz ulaşıyor. Bu devlette vatansever insanlar var. AYM kararını AİHM kararını uygulamayanları temizleyeceğim. Bu ülkeye adaleti ya getireceğim, ya getireceğim. Bir tek kararın altında imzası olmayan Yargıtay üyesinin. Anayasa Mahkemesi'ne üye yapılmasını bu ülkeye yakıştırmıyorum."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.