Kılıçdaroğlu'ndan AYM'nin Berberoğlu Kararı Yorumu
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu hakkında gerekçeli kararının yayınlamasının ardından “Yapılacak iş Enis Beyi, parlamentoya davet etmektir” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Enis Berberoğlu hakkında gerekçeli kararının yayınlamasının ardından “Yapılacak iş Enis Beyi, parlamentoya davet etmektir” dedi.
Kılıçdaroğlu, KRT TV’de katıldığı programda soruları yanıtlarken, “Bizim oyumuz düşmedi, artıyor. Beklediğimiz ölçüde artmıyor. Bir kararsız grup var, bu grup doğal olarak siyaset kurumunu ve iktidarı sorguluyor. Bizim beklediğimiz de vatandaşın sorgulaması ve düşünmesidir. Hepimiz oturup düşüneceğiz; memleket bu hale niye geldi, nerede yanlış yaptık? CHP de sorgulanacak. Biz çok eminim ki, ilk yapılacak seçimde Türkiye demokrasisini güçlendiren, böyle bir siyasi iradeyi iktidara getiren bir ülke olacağız” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararının yayınlamasının ardından Berberoğlu'nun durumu ile ilgili sonuya, "Yapılacak iş Enis Beyi, parlamentoya davet etmektir” karşılığını verdi ve "Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytansa, ben haksızlıklara karşı mücadele ediyorsam, sen misin dindar, ben miyim" diye sordu.
Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
BU İNSANLARI PKK’LI MI İLAN EDECEKSİNİZ: Biz de, HDP de, İYİ Parti de ayrı partiyiz. Görüşlerimiz farklı olabilir ama hepimizin birleştiği alan demokrasi. Seçime giriyoruz. HDP'ye 'PKK' diyor havuz medyası. HDP'nin Meclis Başkanvekili Meclisi yönetiyor. Biz, 'utanmıyor musunuz' demeyecek miyiz? Bu kadar ucuz bir devlet yönetimi ve siyasal bakış açısı olamaz. Varsa orada bir PKK'lı, belgesini alırsın, mahkemeye verirsin. 'Bu adam PKK'lı' dersen, bu adam PKK'lı ise sen TBMM'yi nasıl bir PKK'lıya yönettiriyorsun diye sorarım. Sayın Sancar da 'Bizim PKK ile bir ilgimiz yok' dedi. 6 buçuk milyon oy alıyor, PKK'lı mı ilan edeceğiz bu insanları?
SEN MİSİN DİNDAR BEN MİYİM: Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek görevden alındığında da ‘yanlış yapıyorsunuz’ dedim. Bursa, Balıkesir Belediye Başkanları için de geçerli bu. Bizi eleştirenler, kendilerini dindar sayıyorlar. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytansa, ben haksızlıklara karşı mücadele ediyorsam, sen misin dindar, ben miyim? Sabahın köründe evini basıyorsun. Niye? Kaçacak yeri yok. Savcı çağırır, ifadesini alır. İntikam alır gibi kişileri hapiste tutmaya ne hakkınız var?
'İNTİKAM ALACAĞIZ' DİYORLAR: Osman Kavala bir küsur yıldır hapiste. 'Efendim, o kesinlikle dışarı çıkmayacak' diyorlar. Niye? İntikam alacağız diyorlar. Bunu söyleyen kişi de yargıyı yönlendiren, yargıya talimat veren kişi. Osman Kavala niye tutulur içeride?
HER YOLU MÜBAH GÖRMEYE BAŞLADILAR: İktidarda kalmak için her türlü yolu mübah olarak görmeye başladılar. O zaman Türkiye'de demokrasimizde sorun var. Belki bizde de kabahat var, iyi anlatamamış olabiliriz. Ama bunların hepsini söyledik, söylemeye devam ettik.
VİCDAN VARSA ASKERİ ÖĞRENCİLER SERBSET KALIR: Askeri öğrenciler boşu boşuna hapiste yatıyorlar. Darbecilerin sorumluluğunu getirip öğrencilere yıktılar. Komutan talimat verir, siz de yaparsınız. Üstün emrine ast itiraz edemez, yapamaz bunu. Askerlikte karşıda mitralyöz sizi tarıyor, komutan emir veriyor, ölür müyüm kalır mıyım diye bakmayıp yürüyorsunuz. Komutan bindirmiş çocukları otobüse, götürmüş. Siz de bunların yakalayıp hapsetmişsiniz. Aileler perişan. Niye perişanlar biliyor musunuz? Erdoğan'ın avukatlarını tutacak paraları yok da, ondan. Vicdan varsa, bu öğrenciler serbest bırakılır.
HDP TUTUKLAMALARI İLE ÖZEL ARAYIŞLARI VAR: HDP tutuklamaları ile özel bir arayışları var, ‘CHP ve İYİ Parti'yi zorda bırakır mıyız’ diye özellikle yaptılar. Partilerin ayrı görüşleri vardır, programları ayrıdır. Biz AB'ye başka bakarız, onlar başka bakarlar. Ama bu ülkede demokrasi ise, birlikte bakarız. Bizi ayrıştırmayı başaramazlar. Bu ülkeyi gerçekten de yönetenler ne yaparlarsa yapsınlar sevenlerin sayısı çok fazla. Bir arada yaşamak istiyoruz. Siyaset farklılıkları zenginlik görürse, her şeyin üstesinden geliriz.
PROJELERİ BİLE BİTİRDİK: (erken seçim) Fezlekeler gelir, görmeden bir şey söyleyemeyiz. Arkadaşlarımız bakarlar, doğru mudur, yanlış mıdır, bakılır, ona göre karar verilir. Dokunulmazlıklar kaldırıldıktan sonra milletvekili sayısı düşerse bir ara seçim olur mu, kaçınılmaz olursa olur. Belki hükümet bir erken seçim bile yapabilir. Zaten biz hazırız. Nasıl seçime gideceğiz? Parlamento karar alacak. Parlamentodan karar çıkmadan nasıl yapacağız? Yarın seçime gidilecekmiş gibi hazırlıklarımızı yapıyoruz. Seçimde yapacağımız projeleri bile bitirdik. Çünkü her an olabilir. Bu piyasa, bu yönetim tarzı, milyonları açlığa mahkum edecek. TÜİK rakamları niye düşük gösteriyor? Memura, emekliye daha az aylık veririm diye…
TÜİK MEMURA ‘NASIL AZ VERİRİM’ DİYE DÜŞÜK GÖSTERİYOR: Bunlar Türkiye'yi taşıyamazlar. İki ayda dolar 66 kuruş arttı, reel sektörün üzerindeki yük 107 milyar lira. Bu fatura kime çıkacak? Bu toplum, bunu ne kadar kaldırır? Konteynerlerden, pazar artıklarından beslenen 100 binler var. 'Hayatımın yarısını al, Tayyip'e ver' diyen Hatay'daki yaşlı kadın 'yeter artık, bunun gitmesi gerek' diyor. TÜİK rakamları niye düşük gösteriyor? Emekliye, memura nasıl daha az aylık veririm diye. Bunu emekli bilmiyor mu? Bunu memur bilmiyor mu?
RANTIN ÖNÜNÜ KESECEKSİNİZ: Kuru fasülyenin fiyatı yüzde 36 artmış. Siz diyorsunuz ki yüzde 11. Değişecek bu. Buhrandan çıkış yolu, biz iktidar olduğumuzda neleri yapacağımızın yoludur. Üretime destek vereceksiniz, rantın önünü keseceksiniz. Devleti soyan düzeni değiştireceksiniz. Devletin kiracı olduğu ve dolar bazında ihale edilen bütün kurumları alacağız ve kamulaştıracağız. Önce maliyetini çıkaracağız. Bu köprüyü kaça yaptın kardeşim? Ben bilmiyorum, halk da bilmiyor. 5 liraya mı yaptın, sana yüzde 25 zam yaptım, al, bundan sonra bu köprü devlete aittir diyeceğiz. Oradan elde ettiğimiz parayla göreceksiniz ki, devlet ne kadar güzel yönetiliyor. Her kuruşun hesabı verilecek. Ankara Şehir Hastanesi kaç paraya yapıldı, kimse bilmiyor. Niye bilmiyor? Parayı ben veriyorum, halk veriyor.
KARARSIZ GRUP SORGULUYOR: Bizim oyumuz düşmedi, artıyor. Beklediğimiz ölçüde artmıyor. Bir kararsız grup var, bu grup doğal olarak siyaset kurumunu ve iktidarı sorguluyor. Bizim beklediğimiz de vatandaşın sorgulaması ve düşünmesidir. Hepimiz oturup düşüneceğiz; memleket bu hale niye geldi, nerede yanlış yaptık? Gazete okuyacağız, internete gireceğiz, bunlar doğru mu söylüyor diye sorgulayacağız. Ben bunu çok önemsiyorum. CHP de sorgulanacak doğal olarak... Biz çok eminim ki, ilk yapılacak seçimde Türkiye demokrasisini güçlendiren, böyle bir siyasi iradeyi iktidara getiren bir ülke olacağız. Bizim tarihimizde ilk kez bir otoriter rejimi demokratik yollarla iktidardan indireceğiz. Aslında yerel seçimlerde biz dünya siyaset tarihine bir şey armağan ettik. Çok farklı yelpazedeki siyasi partiler, bir dikta yönetimine, otoriter yönetime karşı 'Biz buradayız ve buna izin vermeyeceğiz' dedi. Ak Parti'de Milletvekilliği yapmış, şu anda Fransa'da hocalık yapan bir arkadaşımız görüşmek istedi. 'Siz ne yaptığınızın, dünya siyaseti için ne kadar önemli bir iş yaptığınızın farkında mısınız? Ben bunu anlatmak için geldim. Siyaset tarihinde bir şey oldu, Türkiye'de oldu ve olağanüstü bir şey bu' dedi. Aslında biz de anlatamadık. Biraz dışarıdan bakınca, Türkiye'nin demokratik açıdan çok farklı bir başarı kazandığını görüyorsunuz.
YAPILACAK İŞ, PARLAMENTOYA DAVET ETMEKTİR: Dosyayı gönderiyor, mesele bitti. Yapılacak iş Enis Beyi, parlamentoya davet etmektir. Sayın Türkeş çıktı o dönem, 'vallahi de billahi de o silahlar Türkmenlere gitmiyordu" dedi. Belki de amaç CHP'yi orada kriminalize etmekti. Berberoğlu'nu en kısa sürede Meclis'te görmek istiyoruz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.