Kimine göre "kahraman" kimine göreyse "katil".. Topal Osman kimdir?
Rumları, Ermenileri ve Kürtleri öldürdü mü? "Topal" ve "hacı" lakaplarını nasıl aldı? Milletvekili Ali Şükrü Bey cinayetini işledi mi? Bahçeli'nin sahiplendiği Topal Osman "katil" mi, "kahraman" mı?
İlk önce Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli adını telaffuz etti.
Gezi davasında hüküm giyen Osman Kavala ile "Milli Mücadele" döneminde yer alan Topal Osman'ı kıyaslayan Bahçeli, "Soros'a ruhunu satmış Osman Kavala'yı bilmeyiz, Topal Osman'ı biliriz" dedi.
Bahçeli'nin mukayesesinden yaklaşık bir hafta sonra Topal Osman ilginç bir şekilde Diyarbakır'da gerçekleşen bir etkinlikle gündeme geldi.
Edinilen bilgilere göre Diyarbakır Vali Yardımcısı Murat Öztürk'ün önerisiyle Giresun Valiliği işbirliğiyle "Off-Road" festivali düzenlendi.
Fotoğrafının yer aldığı otobüsün kentte dolaştırılması tepki topladı
Giresunlu vali yardımcısı Murat Öztürk'ün organizasyonda başı çektiği etkinlik için Giresun Valiliği İl Özel İdaresi, Diyarbakır'a bir otobüs gönderdi.
Lice'deki festivale katılımcıları taşımak üzere gönderilen otobüsün üzerindeki "Size Giresun yeter" yazısı ile hemen altında Topal Osman'ın silahlı fotoğrafı yer aldı.
Valilik imzalı görsellerin üzerinde yer aldığı otobüsün Diyarbakır sokaklarında gezdirilmesi tepki çekti.
Birçok sosyal medya kullanıcısı fotoğrafı paylaşarak, Topal Osman'ın Rum, Ermeni ve Kürt "katili" olduğunu iddia ederek tepkisini gösterdi.
Ayrıca Topal Osman'ın Ali Şükrü Bey'i öldürdüğü ve Alevilere yönelik onlarca kanlı saldırının faili olduğu ileri sürüldü.
Pek çok siyasetçi, Topal Osman'ın fotoğrafının yer aldığı otobüsün Diyarbakır'da gezdirilmesiyle nasıl bir mesaj verilmek istendiğini sorguladı.
"Katil" mi yoksa "kahraman" mı?
Peki bir tartışmaya yol açan Topal Osman kimdir? "Katil" mi yoksa "kahraman" mı? Türk tarihindeki rolü nedir? Nereden bakıldığına göre hüküm verilecek bir insan, rol model olarak gösterilebilir mi?
Öncelikle bu tartışma ilk defa yaşanmıyor. Geçmişte de birçok kere Topal Osman meselesi tartışılmış. Tıpkı çokça gündeme gelen Çerkez Ethem olayı gibi.
Hakkında yazılmış onlarca kitap bulunuyor
Bu nedenle Topal Osman konusunda onlarca kitaba imza atılmış durumda.
Dr. Rıza Nur'un "Mangal Yürekli Adam: Topal Osman" kitabı başta olmak üzere konunun işlendiği eserlerden bazıları şunlar:
"Mustafa Kemal'in Muhafızı Topal Osman
Milis Yarbay Topal Osman
Belgelerle Feridunzade Osman Ağa Nam-ı Diğer: Topal Osman
Topal Osman Olayı
"Öncu Kuvvacı Gazi Milis Yarbay: Topal Osman Ağa"
Liste uzatılabilir. Çünkü farklı kitaplar da mevcut. Bu kitaplarda Topal Osman'ın kim olduğu, I. Dünya Savaşı'nda nasıl bir rol üstlendiği, hangi bölgelerde nasıl kahramanlıklar gösterdiği uzun uzun anlatılıyor.
Atatürk'ün "muhafızı" mıydı?
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'in "muhafızı" olarak isim yapan Topal Osman'ın savaş şartlarında birçok insanı öldürdüğü de bir gerçek olarak ifade ediliyor.
Vikipedi ve İslam Ansiklopedisi'nde Topal Osman'ın kim olduğu uzun uzun anlatılıyor.
Topal Osman hakkında kimi kaynaklarda özetle şu bilgiler yer alıyor:
Hacı Topal Osman Ağa, 1883'de Giresun'da dünyaya geldi. Çepni Türklerindendir. Babası askerlik bedelini ödemesine rağmen gönüllü birlik oluşturarak savaşa katıldı. Savaşta göstermiş olduğu başarılarından dolayı yarbaylık rütbesine kadar yükseldi.
"Topal" lakabı nereden geliyor?
Balkan Harbi'nde Osmanlı ordusuna gönüllü olarak katıldı. Çatalca cephesinde savaştı. Bu savaş sırasında sağ diz kapağından yaralandı, topal kaldı ve "Topal" lakabını böylece edindi.
Giresun Belediye Başkanı Dizdarzâde Eşref Bey'in sağlık gerekçesiyle görevi iade etmesi üzerine yasal bir yetkisi olmadan ve kimseye danışmadan kendisini belediye reisi ilan etti.
Yıldızını parlatan olay 8 Mayıs 1919'da Giresun iskelesine demirleyen Yunan Kızılhaç gemisi Loannina'yu Giresunlu Rumların sevinçle karşılaması ve Yunan uyruklu marangoz Karaoğlan Panayot'un Giresun'daki Rum okuluna Yunan bayrağı çekmesinden sonra gelişti.
İnzibat subayı Sırrı Bey, bayrağı sözlü uyarıyla indirtmeyi başaramayınca Topal Osman, bayrağı indirdi ve marangozu da öldürdü.
"Laz Alayları"nı kurdu, eşkıyalık yaptı
I. Dünya Savaşı öncesinde Giresun'da etrafında topladığı kanun kaçakları ile "Laz Alayları" adı da verilen grubu kurarak eşkıyalık yaptı. Tarih sahnesine ilk çıkışı, I. Dünya Savaşı başladıktan sonra Giresun'dan topladığı yaklaşık 100 kişilik çeteyle Trabzon hapishanesinin kapısını açtırması ve 150 mahkûmu çetesine ilave etmesiyle oldu.
İstanbul'da kurulan Divan-ı Harp, savaşta işlediği suçlar nedeniyle hemen yakalanmasına ve İstanbul'a getirilmesine karar verdi. Bunun üzerine adamları ile birlikte Şebinkarahisar'da saklandı, civardaki Rum köylerine baskınlar yaptı. Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti'nin Giresun Şubesini kurdu ve ilk başkanı oldu.
Atatürk ile gizli görüştü iddiası
19 Mayıs 1919'da Osmanlı Devleti'nin 9. 0rdu Müfettişi olarak Samsun'a gelen Mustafa Kemal Paşa'nın görevlerinden birisi, Topal Osman'ı ve çetesini yakalayıp etkisiz hale getirmekti.
Kimi kaynaklara göre, Topal Osman, Mustafa Kemal Paşa ile 29 Mayıs 1919'da Havza'da gizlice görüştü.
Mustafa Kemal Paşa, onu hareketlerinde serbest bıraktı ve bu gizli buluşmadan sonra Topal Osman Ağa, ondan aldığı emirler doğrultusunda hareket etti.
Hakkındaki tutuklama kararı 8 Temmuz 1919'da padişah Vahdettin tarafından kaldırıldı. Giresun'a dönen Topal Osman Ağa, tekrar Giresun belediye reisliği makamına oturdu.
Şubat 1920'de yayımlamaya başladığı "Gedikkaya" gazetesinde başkalarına yazdırdığı sert makalelerin altına imzasını koyarak millî mücadeleye basın yoluyla destek vermeye çalıştı.
Giresun Askerlik Şubesi Başkanı Hüseyin Avni Alpaslan ve Jandarma Komutanı Hamdi Bey ile anlaşarak Giresun gençlerinden oluşan gönüllü bir birlik kurdu.
Karabekir'in emrine gönüllü tabur gönderdi
Eylül 1920'de Ermeni Harekatı'nı bastırmak üzere Kâzım Karabekir'in 15. Kolordusu emrine gönüllü taburu gönderdi. Tabur, dört ay boyunca Karabekir'in komutasında kaldı.
Sakarya Savaşı sırasında 47. Alaya komuta etti. Savaşta, 2000 kişiden oluşan ve Hüseyin Avni Bey tarafından komuta edilen 42. Alay'ın tamamına yakını hayatını kaybetti; 47. Alay'dan ise 285 kişi sağ kaldı.
Topal Osman Ağa, Sakarya Savaşı'ndan sonra mevcudu takviye edilen 47. Alay'ın komutanı olarak Büyük Taarruz'a katıldı. Zaferden sonra yarbay rütbesi ve İstiklal Madalyası ile onurlandırıldı. 21 Aralık 1922'de döndüğü memleketi Giresun'da büyük bir coşku ile karşılandı.
Büyük Zafer'den sonra Ankara'da Ayrancı civarında kendisine tahsis edilen "Papaz'ın Bağı" denilen yerde yaşamını sürdürdü. Özel Muhafız Alayı'nın komutanı olarak görevine devam etti.
Ali Şükrü Bey cinayetini Topal Osman mı işledi?
Topal Osman, 27 Mart 1923'te Ankara'da aniden ortadan kaybolan milletvekili Ali Şükrü Bey'in öldürülmesinden sorumlu tutuldu.
Yardımcısı Mustafa Kaptan, Ali Şükrü Bey'in yemek bahanesiyle Topal Osman'ın Samanpazarı'ndaki evine götürüldüğünü; burada Topal Osman ve 8 adamı tarafından kementle boğulduğunu itiraf etti.
"Çankaya Köşkü baskını"
Ceset, 1 Nisan'da Çankaya sırtlarında Mühye köyü civarında bulunduktan sonra hakkında yakalama emri çıkarıldı. Adamları ile Çankaya Köşkü'ne sığınmak isteyen Topal Osman, bir saldırı geleceği öngörüsüyle köşkten ayrılıp Başbakan Rauf Bey'in dairesine geçmiş olan Mustafa Kemal'i köşkte bulamadı. Topal Osman'ın öfke ile kapıyı kırıp içeri girmesi ve önüne geleni parçalaması olayı tarihe "Çankaya Köşkü baskını" olarak geçti.
Yeni kurulan muhafız birliği tarafından 1 Nisan 1923 gecesi Papazın Bağı'ndaki evinde kıstırılan Topal Osman Ağa ve adamları, bütün gece çatıştı. Topal Osman, yaralı olarak ele geçirildi.
İsmail Hakkı Tekçe tarafından 2 Nisan 1923'te başı gövdesinden ayrılmak suretiyle öldürüldü. Çankaya yakınlarına gömüldü.
Mezardan çıkartıldı, kafası kesik olduğu için ayağından asıldı
Meclis'te Ali Şükrü Bey'in katilinin yakalanarak Ulus Meydanı'nda idam edilmesi kararı oy birliği ile alınınca, başından asılması da mümkün olamayınca ceset mezardan çıkarıldı. Meclis'in kapısında, ayağından asıldı.
Cenazesi, daha sonra kardeşlerinin Atatürk'ten ricası üzerine Giresun'a nakledildi ve Kurban Dede mezarının yanında Giresun Kalesi'ne defnedildi. Naaşı, Atatürk'ün Giresun'u ziyaretinde verdiği emir üzerine 1925 yılında kalenin en yüksek tepesinde yaptırılan anıt mezara nakledildi.
Nasıl "hacı" oldu?
Gerçekleştirmek istediği hac ziyaretini yapamadan öldüğü için, kendisine bedel, silah arkadaşı Kurtoğlu Hacı Hafız Mustafa hacca gönderildi ve böylece "Hacı Osman Ağa" sıfatını aldı.
Herkes durduğu yere göre değerlendiriyor
Tarihçilerin Topal Osman değerlendirmesi de doğal olarak farklılık arz ediyor.
Kimi tarihçiler yaptığı bazı faaliyetleri gerekçe göstererek "katil" yorumunda bulunuyor.
Kimisi ise "Milli Mücadele" döneminde çok önemli işler yaptığını savunarak Topal Osman'ın bir "kahraman" olduğunu savunuyor.
"Katil" ya da "kahraman" sıfatlarını yapıştırmanın güç olduğunu belirten tarihçiler de var.
Onlardan birisi de Prof. Dr. Hakkı Uyar. Dokuz Eylül Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uyar'a göre bu tür nitelendirmeler ancak insanın nereden baktığıyla yapılabilir.
Topal Osman'ın "Milli Mücadele" döneminde büyük hizmetleri olduğunun büyük bir gerçek olduğunu ifade eden Uyar, "'Ermenileri, Rumları öldürdü' şeklinde yapılan paylaşımlar var. Bunların hakkaniyetli olduğunu söylemek pek mümkün değil" dedi.
Topal Osman'ın bir milis kuvvet olduğunu "Milli Mücadele" sonunda Ali Şükrü Bey cinayetine de karıştığını ve bunun sonunda da tasfiye edildiğini belirten Prof. Uyar, "Günahıyla sevabıyla ve hatalarıyla Milli Mücadele'ye katkısı olan bir kişi olduğunu ifade edebilirim" diye konuştu.
Milli Mücadele'de farklı unsurların bir araya geldiğini, bunların arasında ilk başta eşkıyalık yapan kişilerin de yer aldığını hatırlatan Uyar, şunları kaydetti:
Buna Çerkes Ethem de dahildir. İlk başta eşkıyalık yapıyordu. Sonra adam kaçırmaktan kahramanlığa evrildi. Yine aynı şey Milli Mücadele'ye katkı sağlayan Efeler için de söylenebilir. Demirci Mehmet Efe'de ya da diğerleri dahil olmak üzere bunların çoğu sivil hayatta, dağda eşkıyalık yapan insanlardı.
"Giresunlu için başka Trabzonlu için başkadır"
"Devlet Bahçeli, Kavala ile Topal'ı kıyasladı. Rol model gibi sundu. Tarihte belli bir görev üstlenmiş bu gibi insanlar rol model olarak gösterilebilirler mi?" sorusuna Prof. Dr. Hakkı Uyar şu yanıtı verdi:
"Kimin, nereden baktığına bağlı. Topal Osman açısından bakarsak çok da rol model gösterilecek bir tarafı yok. Ama hatalarıyla, sevaplarıyla tarihimizin bir parçası olduğunu düşünüyorum. Ona bakış Giresunlu için başkadır, Trabzonlu için Ali Şükrü Bey üzerinden başka olabilir. Kutuplaştırma siyaseti üzerinden açıklamaktansa tarihimizin bir parçası olarak görüp ona göre bir değerlendirme yapmak gerekir."
"Topal Osman, Atatürk'ün canını emanet ettiği kişidir"
"Mustafa Kemal'in Muhafızı Topal Osman" isimli kitabın yazarı tarihçi Ümit Doğan'a göre ise tartışmanın odağındaki kişi, Milli Mücadele döneminde Mustafa Kemal Paşa'nın canını emanet ettiği insandır Topal Osman.
Osman Ağa'nın, Pontusçu olmayan Rumları Müslümanlardan ayırt etmediğini savunan Doğan, "Kendi hâlindeki Rum vatandaşlara değil, Pontusçu Rumlara karşı acımasız olmuştur" ifadelerini kullandı.
"Hiçbir belge ve bulguya rastlanmamıştır"
"Tunceli'de Topal Osman'ın zamanında bölge halkını katlettiği yönünde yaygın bir söylem var" diyen Ümit Doğan, yalnız bu söylemi destekleyecek herhangi bir belge veya bulguya bugüne kadar rastlanmadığını ifade etti.
Söylemlerini örnekler vererek ve çeşitli belgelerdeki bilgilerle gerekçelendiren ve uzun uzun anlatan tarihçi yazar Ümit Doğan, "Ali Şükrü Bey'i o mü öldürdü yoksa öldürttü mü" sorusunu şöyle yanıtladı:
Ali Şükrü Bey cinayeti Topal Osman'ın üzerine yıkılan bir cinayettir. Mesele çok karmaşık ve birbirine bağlı birkaç olaydan meydana geldiği için buradan birkaç cümleyle ifade etmek zor ama şunu söyleyebilirim: Birileri Mustafa Kemal Paşa'yı koltuğundan indirmek için Ali Şükrü Bey'i öldürdü ve suçu Mustafa Kemal Paşa'nın en yakını olan Topal Osman'ın üzerine attı... Topal Osman bir çatışmada öldürüldü. Topal Osman ile birlikte Ali Şükrü Bey'i öldürdüğü iddia edilen Mustafa Kaptan ve diğer Giresunluların tamamı suçsuz bulunarak tahliye edildi. Öldürülmeseydi muhtemelen Topal Osman da tahliye edilecekti. Ayrıca Ali Şükrü Bey'in oğlu Nuha Doruker, yıllar sonra Topal Osman'ın mezarını ziyaret ederek ‘Babamı Topal Osman öldürmedi' şeklinde açıklama yaptı.
"Kayıtsız şartsız bir kahramandır"
Yazar Ümit Doğan, değerlendirmesini şu iddialı sözlerle noktaladı:
"Topal Osman, Mustafa Kemal Paşa'ya (dolayısıyla devlete) kayıtsız şartsız hizmet eden bir kahramandır."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.