Türkçe'nin bir lehçesini konuşan bu kabilenin adı Dukhalar. Bir başka deyişle ise Tsaatan halkı. 'Kayıp Türkler' olarak da bilinen bu topluluk, avlarını paylaşarak, ormanlardan yemiş toplayarak doğayla uyum içinde yaşıyorlar. Doğaya o kadar saygılılar ki ellerini dahi nehirlerde yıkamıyorlar.
Aslında bu tip halklar Asya'nın her yerinde bulunabilir ama Dukhalar'ı diğer göçeme halklardan ayıran en büyük özellikleri; Tibet sığırı, deve, keçi ya da at yerine ren geyiği besiciliği yapmaları ve kurtlarla yaşamaları.
Dukha halkına 'Tsaatan' denmesinin sebebi de şu: Moğolistan'da Dukhalar'dan başka ren geyiği yetiştiren bir topluluk yok, bu nedenle Moğolcada 'rengeyiği insanı' anlamına gelen 'Tsaatan' diye adlandırılıyorlar.
Ren geyiğini öncelikle sütü için ve kışın ava giderken üzerine binmek için kullanan Dukhalar, zorda kalmadıkları sürece geyiklerini et ihtiyacı için kesmiyorlar. Geleneksel olarak asıl geçimlerini yabani hayvan avlayarak ve doğadan topladıkları bitkilerle sağlıyorlar. Ancak yine de erkekler ava gitmeye devam ediyor.
Avlanarak ve yabani yemiş toplayarak sürdürdükleri yaşam Dukhaların toplumsal ilişkilerini de belirliyor. Dukhalar av etini mutlaka paylaşıyor.
Yeterince av hayvanı bulmak şimdilerde iyice güçleşmiş olsa da, avcılar avladıkları hayvanların etini, obada her aileye dağıtıyorlar ava katılsınlar ya da katılmasınlar, bu eşit paylaşma erdemi değişmiyor.
Dukhaların bağlı olduğu bir lider yok. Toplulukta herkes eşit haklara sahip… Dukhaların içinde bazı aileler örneğin Ganbaa ailesi gibi aileler anaerkil bir yapıya sahip.
Bu sebeple ailenin reisi de genelde bir kadın. Fotoğrafçı Joel Santos Moğolistan'a giderek, avcı ve toplayıcı Tsaatan halkının hayatını yakından gözlemleme fırsatı buldu.
Arabayla ve zaman zaman at üzerinde günlerce yol giden Santos, Altay Dağları'nda Ganbaa ailesine misafir oldu. Ren geyiği çobanı olarak hayatını sürdüren bu göçebe aileyle, Hövsgöl Gölü'nün yanında birkaç gün geçirdi.
Fotoğrafçı Joel Santos Dukhalar ile ilgili BBC'ye verdiği röportajında; "Halkının yok olamaya yüz tutan yaşam tarzları beni çok etkiledi ve onların hayatlarına ortak olmak istedim."
"Burada gözlemlediğim anları asla unutmayacağım. Dukhalar Şaman inançlarını sürdürüyorlar. En etkileyici özellikleri ise doğa ile çok özel ilişkiler içindeler. Kirlenmesin diye nehirlerde ellerini bile yıkamıyorlar." dedi.