Araya koronavirüs salgını girmemiş olsaydı, bugünlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını ve siyaset sahnesindeki yansımalarını konuşuyor olacaktık.

Tüm dünyayı etkisi altına alan virüs salgını, KKTC’nin de gündemini değiştirdi. Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen altı parti, 26 Nisan’da yapılması gereken Cumhurbaşkanlığı seçiminin altı ay süreyle ertelenmesini ve görev süresi dolmuş olan Mustafa Akıncı’nın, yeni seçim yapılıncaya dek Başkanlık görevini sürdürmesini kararlaştırdı.

Böylece ülke, yeni girdiği seçim ortamından hızla uzaklaşarak “koronavirüsle mücadele gündemi”ne kilitlendi.

‘TARİFİ NASIL OLMALI’ TARTIŞMASI

KKTC’deki kimi gazete ve televizyonlar, ülkede koronavirüs tehlikesi azalınca haber sıkıntısı çekmeye başlamış olacak ki Türkiye’nin Show TV kanalında anlatılan “şeftali kebabı” tarifini gündemden düşürmüyor.

Kıbrıs’a özgü bir yemek olan “şeftali kebabı”, dana ya da kuzu etinden yapılıyor. Koyunun “gömlek” denen yağlı iç zarı kıyma, soğan ve maydanoz ile doldurulup dolma biçiminde sarılıyor, sonra şişe geçirilerek odun ateşinde pişiriliyor.

Kıbrıslılar ramazan dolayısıyla Şef Gürkan Topçu’nun Show TV Ana Haber bülteninde yaptığı şeftali tanımını beğenmeyince tartışma başladı. Kimi gazeteciler ve politikacılar kanala tepki gösterdi. Ada’nın yemek kültürünün simgelerinden biri sayılan “şeftali kebabı”nın değişik sunumu birdenbire dallanıp budaklandı ve eğlenceli bir magazin haberi olmaktan çıkarak “ulusal sorun” haline geldi.

KKTC basınındaki haberlerde, Gürkan Topçu’nun şeftali kebabı tanımının gerçeğe uygun olmadığı belirtilirken, sosyal medya yorumlarında “yalancı şef”, “rezillik bu”, “izleyenler çılgına döndü” türünden sert eleştiriler yer aldı. Kıbrıs ağzıyla “Badadez goydun içine, şefdaliye babadez olmaz ay oğlum” diyenlerin yanında, “Şeftali değil Şef Ali kebabı” diye dalga geçenler de odu.

KEBAP TARİFİ MECLİS GÜNDEMİNDE!

Tartışmalar medya ile de sınırlı kalmadı. Daha sonra politikacılar da topa girdi.

Toplumcu Demokrasi Partisi Girne Milletvekili Zeki Çeler, konuyu KKTC Meclisi’ne taşıyarak hükümete soru yöneltti. Çeler, Genel Kurul’daki konuşmasında Milli Eğitim ve Kültür Bakanı’na seslenerek “Bir toplum kültürüyle varlığını sürdürebilir. Belki Meclis’te bunun konuşulmasının ne alakası var denilecek ama bu bizim için önemli. Türkiye’deki bir TV kanalının şeftali kebabıyla ilgili tanıtımı bizleri üzdü. Yanlış bilgiler sunuldu. Kültür Bakanlığı olarak kanalla istişareniz oldu mu?”dedi.

Milletvekilinin sorusunu yanıtlayan Bakan Nazım Çavuşoğlu, “Bu önemli konuyu hatırlattığı için” Çeler’e teşekkür etti ve Show TV’yi bilgilendirmesi için Kültür Dairesi’ni görevlendirdiğini açıkladı.

Durumdan görev çıkaran Çavuşoğlu, çok geçmeden “şeftali kebabı”nın doğru tarifi ile kebap malzemelerini Show TV’ye gönderdiklerini bildirdi. “Şeftali kebabının resmini ve KKTC halkının yayınla ilgili üzüntülerini” de kanala ilettiklerini açıklayan Bakan, “Uygun bir zamanda Show TV ekibini Kıbrıs’a davet edeceklerini ve şeftali kebabının nasıl yapılacağını göstereceklerini” söylemeyi de unutmadı!

Kültür Dairesi Müdürü Kerim Akpolat da “Kıbrıs halkının hassasiyeti”ni dikkate alarak Show TV Haber Müdürü Sadık Ergün Çolak’a bilgilendirme yazısı gönderdiklerini söyledi. Gönderilen yazıda “Kanalın ana haber bülteninde verilen tarifin Kıbrıs’a özgü lezzetli şeftali kebabı tarifi ile hiçbir alakasının olmadığı, bunun Kıbrıs Türk halkını üzdüğü” belirtildikten sonra, “Şeftali kebabının gönderilen tarife uygun olarak yeninden yapılarak ana haber bülteninde tekrar yayımlanması ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi” istendi.

ALAY KONUSU OLDU

KKTC’nin onca yaşamsal sorunu varken televizyonların ve politikacıların kafayı “şeftali kebabı”na takmaları sol çevrelerde alay konusu oldu. Olayın bu denli büyütülmesini eleştiren kimi gazeteciler, bakanların daha ciddi işlerle uğraşmaları gerektiğini söyledi. Sol eğilimli Yenidüzen gazetesinin yazarlarından Sami Özuslu ise Milli Eğitim ve Kültür Bakanı’nı topa tuttuğu yazısında şu ifadeleri kullandı: “Şeftali kebabının bannası, soğanı, maydanozu nasıl ve ne ölçüde olmalı, bu değil mesele. Yemek tarifini herkes yapar. Siz siyaset mi yapıyorsunuz, yoksa kebap mı? Bakan, bürokrat falan mısınız, yoksa gurme, şef veya komi mi?”