Kovid-19'la Mücadelenin Kahramanları 'Anneler Günü'nü Çocuklarına Hasret Geçiriyor
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ile mücadeledenin fedakar kahramanları sağlık çalışanları, Anneler Gününü çocuklarına duydukları özlemle mesai başında karşıladı
Dünyayı etkisi altına alan Kovid-19'la mücadelede ön safta yer alan sağlık çalışanları, uzun süredir ailelerinden uzak yaşıyor. Bu süreçte en çok çocuklarına özlem duyan sağlık çalışanı anneler, hayatlarının belki de en zor Anneler Gününü geçiriyor.
Ankara Şehir Hastanesinin yoğun bakım uzmanlarından Doktor Canan Gönen, hastanede göreve başlamasının pandemi dönemine denk geldiğini ifade ederek, zorlu süreci ekip arkadaşlarıyla aşmaya çalıştıklarını söyledi.
Salgınla mücadelede kendilerini en çok, taburcu edilen hastaların sevdiklerine kavuşmalarının ve evlerine dönmelerinin mutlu ettiğini dile getiren Gönen, "İnsanlara faydalı olabilmek, onları sevdiklerine kavuşturabilmek... Tek kazancımız bu oluyor." dedi.
Sağlık çalışanlarının bu süreçte ailelerinden uzak kalarak görevlerini yerine getirmeye çalıştıklarını belirten Gönen, "3 yaşında bir oğlum var. 2 aydır görmüyorum. Eşim de bir pandemi hastanesinde doktor olduğu için 2 aydır görmüyoruz. Hem fiziki hem de psikolojik olarak zorlayan bir süreç. Geriye dönüp baktığımızda hem bir hekim hem de ebeveyn olarak, yapmamız gerekenleri yaptığımız, gurur duyacağımız bir dönem olacak." ifadesini kullandı.
Yoğun Bakım Uzmanı Doktor Gönen, sağlık çalışanlarının her zaman zor koşullarda görev yaptığını vurgulayarak, "Sadece bu dönem için değil. Tahsil hayatımız, asistanlık dönemimiz, yoğun nöbet şartlarımız ve bu arada özel hayatı idare çabamız da bir çok alana bölünüyor ve hepsini götürmeye çalışıyoruz. Zor süreçlerden geçiyoruz. Sağlık çalışanları hiçbir dönem incitilmesinler. Burada herkese kendi annemiz, babamız, evladımız gibi yaklaşıyoruz. Bence iyi muameleyi her zaman hak ediyoruz." diye konuştu.
Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Sevil Baltacı Özen de pandemi sürecinde yaşadıklarını, "Süreç yorucu ve zor. Kimi zaman çok üzücü kimi zaman da yüz güldürücü. Hastalarımızı iyileştirdiğimizde taburcu ettiğimizde hepimiz çok mutlu oluyoruz. 28 aylık bir oğlum var. Sürecin başından bu yana uzun zamandır göremiyorum. Bakanlığın bize sağlamış olduğu otel ve misafirhanelerde kalıyoruz." sözleriyle aktardı.
Kızı "Bir daha gelmeyecek misin" diye sordu
3 yaşında bir kızı bulunan Hemşire Nilay Çetinkaya ise pandemi sürecinin en başından itibaren aktif görev yapıyor.
Çetinkaya, eve gidemeyecekleri ve çantalarını hazırlamaları gerektiği söylendiğinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
"3 yaşında bir kızım var. Eve gidemeyeceğimiz ve burada kalmamız gerektiği söylenmişti. İlk o çantayı hazırladığımda kızım 'Anne bir daha gelmeyecek misin?' diye sorduğunda çok zorlu bir süreçti. Çantamı hazırladım, her şeye hazırlıklıydık. Kızımın da çantasını hazırladım. Kızıma bakacak kimse olmadığı için arada eve korkarak gidiyorum. 'Anne sen banyonu yap ondan sonra sarılalım' diyor. 3 yaşındaki bir çocuktan bunu duyabiliyorum.
Burada verdiğimiz fedakarlıklar onların iyileşmesi için. Hastalar da hastanede büyük bir fedakarlık veriyor. Bizleri ve çocuklarımızı düşünerek onların haklarına girmemek için daha fazla dikkat etmeliler. Dünya bu süreçten geçiyor. Bencillik yapmayıp diğer insanları ve sağlık çalışanlarını düşünmeliyiz. Onlar için evde kalsınlar. Dışarı çıktıklarında dikkat etinler ve hem bize hem de çocuklarımıza dua etsinler."
"Mesleğin güzel tarafı anneliğe benzemesi"
26 yıldır hemşirelik mesleğini sürdüren Elif Turna'nın da üç çocuğu var. Hastaların olduğu kadar evde kalan çocuklarının da bakıma ihtiyacı olduğunu ifade eden Turna, sürecin kendisi için de zor olduğunu söyledi.
Hastaların tedavisinde hemşirelerin önemli rolü olduğunun altını çizen Turna, "Hastaya psikososyal destek verilmesi gerekiyor. Hastaların refakatçileri ve ziyaretçileri olmadığı için sosyal anlamda destekçisi olan hemşireler, bizler varız." dedi.
Çocuklarının kendisi için çok tedirgin olduğunu anlatan Turna, "Mesleğin güzel tarafı, annelikle benzeşmesi. Tedavi dışındaki rollerimiz. Koruyucu, destekleyici eğitimci ve bakım rolümüz anne ile birebir uyuşuyor. Anneler Günü'nde de hasta bakmak bizi bu duygu durumundan uzak tutmuyor." ifadelerini kullandı.
"Çocuğumu 3 defa görebildim"
Hemşire Sultan Baran da Anneler Gününde 24 saat nöbet tutacağını dile getirerek, "Farklı bir girdaba girdik. Anne olmak, güzel tabii ki her türlü sıcaklığını hissediyorsun. Çocuğumla bugün hiç görüşmedim. Annemlerde kalıyor, ben otelde kalıyorum. 2,5 ayda sadece 3 defa gördüm. Tek mutlu eden şey, taburcu olan hastalarımızın güzel bir şekilde evlerine gitmeleri. Hepimizin tek dileği, bir an önce ailelerimize kavuşmak. Bu süreçte evde kalıp hijyen kurallarına uyarsak geçecek. Biz nasıl hastaneye gelip çalışıyorsak, sizler de evde kalın."
Muhabir: Duygu Yener
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.