Kulisler çalkalanıyor... Erdoğan aday olmayacakmış! Gül planı devrede

Kulisler çalkalanıyor... Erdoğan aday olmayacakmış! Gül planı devrede

Erdoğan'ın 3. dönem cumhurbaşkanı adaylığı tartışılırken kulisleri yazan Hakan Aygün'den bomba bir çıkış geldi. Aygün, Erdoğan'ın aday olmasam mı diye düşündüğü yazdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı konusu siyasetin gündeminde tartışma konusu olmaya devam ederken kulisleriyle dikkat çeken gazeteci Hakan Aydün bomba bir kulisi paylaştı. Hakan Aygün, Erdoğan’ın ciddi ciddi aday olmasam mı diye düşündüğünü öne sürdü. Aygün, “Çünkü anketler istediği gibi gitmiyor... ''Yolun sonuna'' gelindiğinin farkında... Çeliğin bile bir ömrü var... Erdoğan, bunu göremiyor olamaz... Çünkü ''kurt'' bir siyasetçi… Zaten, 3. kez aday olması tartışmalı ama, YSK ''çantada keklik'' gibi... Yani mevcut YSK'dan ''Erdoğan'ın talebini engelleyici'' bir şey çıkmaz! Adınız gibi emin olun! Hiç boşa tartışmayalım!...” dedi.

Erdoğan’ın iki büyük derdinin olduğuna dikkat çeken Hakan Aygün, “Kürt oylarındaki kayıp ve İslami kesimdeki AKP'den kopuş… Aslında her ikisi de birbiriyle ilintili…” ifadesini kullandı. Erdoğan’ın karşısına küçümsenmeyecek bir oy oranı çıktığını savunan Hakan Aygün, “Özellikle de, MHP'ye çok yattığı için AKP'ye küsen Kürt tabanın DEVA'ya ve Gelecek'e kaydığını gördü… Keza, ''mürekkep yalamış'' İslami kesimin de, genç tabanın da, bu iki partiye kaymakta olduğunu gördü…” diye yazdı.

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’le de ilgili iddia ortaya atan Hakan Aygün şöyle devam etti:

“Erdoğan için ''tükenişin başlangıcı'' aslında Abdullah Gül'le kopuşuydu... Hala aleni olarak birbirleri aleyhinde laflar etmiyorlar.. Ancak, Abdullah Gül, bazen öyle ''ortaya karışık'' laflar ediyor ki, tam ''kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla'' kıvamında...

Gül'ün de ''AKP'yle özdeşleşmiş olma'' gibi bir sıkışıklığı var... Kendisini haklı olarak ''AKP'nin kurucu babası'' sayıyor... Davutoğlu'nu, Erdoğan'a Gül getirmişti; keza Babacan da Gül tarafından AKP'ye kazandırılan bir isim olarak biliniyor... DEVA'nın kuruluşunda Gül'ün etkisi ve dolaylı katkısı hep konuşuluyor... Galiba da, Babacan ile Gül arasında ''farklı bir özel bağ'' var...

Erdoğan'ın demeye dili varmıyor ama, Gül'ün AKP'den kopan partiler üzerinde ''anahtar rolü'' olduğunun farkında... Biraz kızıyor ama, ipleri iyice koparmak istemiyor... Zaman zaman Gül'le bir araya geleceğine dair dedikodular çıkıyor ama,,, nedense eli gitmiyor...

Erdoğan bir kaç kere Gül'le görev değiş-tokuşu yaptığından adları çıkmış bir kere; sık sık, ''acaba Erdoğan kendi seçilemeyeceğini gördüğü için Gül'le anlaşıp Gül'ün cumhurbaşkanlığı üzerinden AKP'yi iktidarda tutmayı'' ve tabii bu arada ''kendi geleceğini asgari garantiye almayı'' düşünebilir mi diye...

Konuştuğum Gül'e yakın çevreler, kesin bir dille ''Erdoğan istese bile, Gül istemez'' diyor...

Fikir jimnastikleri sürüyor da sürüyor... Çünkü Erdoğan aday olursa kaybetme olasılığı yüksek görülüyor... Hiç seçim kaybetmemiş Erdoğan da, ''kaybetmenin olasılığını bile'' içine sindiremiyor... Bu yüzden Bahçeli'nin ''adayımız Erdoğan'' çıkışlarına rağmen, Erdoğan'dan adaylık sinyali bir türlü gelmiyor....

Külliyeye gidenlerin de ''Aman efendim, Allah sizi başımızdan eksik etmesin, yine aday olun'' diye yaptığı ''yoklamalara'' hiçbir renk vermiyor...

Vermiyor, çünkü ''dediğinden geri adım atmayı'' karakter itibarıyla sevmiyor... ''Adayım'' dese, artık çark edemez... Belli ki, hala kararsız... Seçim yasasıydı şuydu buydu vs. ile sürekli ''uygun bir konjonktür yakalar da, yeniden seçilme şansı elde edebilir miyim'' diye bakınıp duruyor...”

Hakan Aygün yazısına şöyle devam etti:

“Kısacası,Erdoğan'ın tüm halet-i ruhiyesi, hala karar veremediğini gösteriyor..

Peki bu ''kararsızlık''tan ne çıkarabiliirz?

En azından şunu çıkarabiliriz... ''Erdoğan'ın aday olmama durumu var'' diyebiliriz...

Ki, bence ''kamuoyu yoklamaları''ndaki mevcut eğilim devam ettikçe de, aday olmamayı düşünecek... Sonuna kadar ''acaba kazanabilir miyim'' diye her yola başvuracak, değişik fikirler geliştirecek, ama umduğunu bulamadığı sürece de adaylığını muallakta bırakacak ve ''aday olmama eğilimi'' sürecek...

Naçizane kanatime gelince; Erdoğan'ın aday olmayacağına dair beklentim giderek artıyor... Şöyle söyleyeyim; bana 4-5 ay önce sorsaydınız, fifty-fifty yani yarı yarıya olasılık verirdim; şimdilerdeyse Erdoğan'ın aday olmama olasılığının yüzde 70-80'lerde olduğunu düşünüyorum...

Ancak şu da var ki, aday olmazsa bunu bir şova dönüştürmesi lazım... ''Siyasetçi ne zaman emekli olacağını bilmeli'' gibi ''büyük laflar'' edip, öyle köşesine çekilmesi lazım.... Keza, seçim mağlubiyetiyle ''tepe taklak aşağı gitmemek'' için,;;; AKP'yi de, kendisini de korumaya alması lazım... Tüm bunlar için de, en önemlisi yerine ''toparlayıcı kuvvetli bir aday'' koyabilmesi lazım...

Şu anda AKP'de Erdoğan sonrası için iki isim, daha doğrusu iki eğilim savaşıyor gibi... İlki, milliyetçiliği ve demagojisi tam gaz olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu.... İkincisi ise, daha ağırbaşlı ve toparlayıcı görüntü veren Numan Kurtulmuş...

Benim öncelikle tahminim, Erdoğan 2023 seçimi mitinglerinde, her halukarda kendisi de olacak... Ama fazla MHP tarafına yatma yüzünden kaybettiği oyları düşünerek, Numan Kurtulmuş'u öne çıkaracak... Aklın yolu öyle görünüyor ama kim bilebilir ki; ''ajitasyoncu'' Soylu da duruma göre öne çıkabilir... Herşey, biraz da Kürt seçmenden yüz bulup bulamamaya bağlı... Ayrıca, MHP'yle ittifaklarının alacağı yeni şekle bağlı...

''Erdoğan hayatta kendi rızasıyla bırakmaz'' dediğinizi duyar gibiyim... Hemen iki örnek vereceğim.. Erdoğan, ilk Başbakanlık yaptığında, köşke çıkmayı ve oradan da kendisine ''siyasi final'' yapmayı düşündü... Başta askerler, işi inada bindirip, ''olamazsın'' baskısı oluşunca, ''sonuna kadar savaş'' kararı aldı... O dönem karşı çıkılmasa ve o ''pasif'' cumhurbaşkanlığı sisteminde cumhurbaşkanı olsa, bir daha Çankaya'dan aşağıya inmeyi düşünmeyecekti... Ama olmadı, zorla girdiği yeni yola itildi...

Erdoğan'ın ''ikinci bırakma denemesi'' de Davutoğlu'nu partinin başına getirip, kendisinin köşke çıkmasıyla oldu.. Artık, ''köşk rüyası'' gerçekleşmişti ve o dönemki de ''yetkisiz cumhurbaşkanlığı'' dönemiydi... Yukardan ''lafım dinlensin'' istiyordu, artık ''emekli gibi bir şey'' olacaktı... Ama davutoğlu biraz fazla iddialı çıktı, arkasından da Davutoğlu'nun liderliğinde seçim kaybedilince, bir kez daha ''Köşk'ten aşağıya inmeye'' karar verdi... İmdadına da, Bahçeli'nin ''cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi'' yetişti...

İki kere ''hafiften emekliliği düşünen'' Erdoğan, bir ''üçüncü''yü de, hele de ''gelmekte olanı görerek'' çok rahat düşünebilir... Şahsi kanaatim budur!

''En baştan çok alametler belirdi'' demiştim...

Benim gibi yelkenci-denizciler, havayı bulutlara bakarak tahmin etmeye çalışırız... Bulutlar çok yukarlardaysa'' hava epey süre iyi gidecek'' deriz, bulutlar alçaldığında ise ''her an bir hava patlaması'' beklemeye başlarız...

Bulutlar karardığında ise, fırtına gelmiş demektir... Yani artık herşey için çok geçtir; hele de önlemini almadıysan!...

Bakalım ''bulutlar kararmadan'', yani çok geç olmadan Erdoğan ne yapacak?....

Çünkü, bugünlerde ''siyasi hava''ya baktığımda, AKP için bulutlar yeryüzü seviyesine yaklaşmış durumda...

Bilmiyorum ''buluttan çok mu nem kapıyorum'' ne ama, bence Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığı ''bulut olmak'' üzere....”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler