Kurumlarda Dedikodunun ve Husumetin Bazı Sebep ve Sonuçları…
Değerli dostlarım, kurumlarda sonuçları ve başarıyı doğrudan etkileyen bazı sebepleri bu kısa yazımda sizlerle paylaşmak istiyorum.
Değerli dostlarım, kurumlarda sonuçları ve başarıyı doğrudan etkileyen bazı sebepleri bu kısa yazımda sizlerle paylaşmak istiyorum.
İşlerini yaparken “Yapay Zekâya” bel bağlayan, hatta hayatlarını adeta bu tip platformları kullanmadan yaşayamayan “Kendi Ayaklarına Kurşun Sıkanları” daha sık görmeye başladık… geçen gün çok eskilerden beri tanıdığım, onlarca eğitimime de katılmış bir dostum ile sohbet ederken, önemli raporlarından birini yapay zekaya hazırlattıklarını söyledi.
Gerekli tüm bilgileri yapay zekâ hazretlerine vererek, istedikleri raporu “çok güzel bir şekilde” aldıklarını ifade ederken, birlikte çalıştığı arkadaşının da “Eh artık bize de yakında yol verirler… baksana ne kadar güzel rapor çıktı. Çok yakında itttir(!) pilavını yeriz!” dediğini ifade etti.
Zaman zaman değindiğm gibi, beni tanıyanlar çok iyi bilirler ki hayatımın hiç bir devresinde yeniliklere karşı tutum takınmamışımdır. Teknoloji ve yenilikler, yanlış veya kötüye kullanılmadıkları durumlarda elbette hayatı daha kolay hale getirmek içindirler.
Daha 1960’ların ortalarında “delikli kartlar” ile veri girişi yapılan bilgisayar sistemlerinden yararlanmış bir insanım, yetmedi okulda işletmecilik tahsili yaparken, Bilgi Teknolojileri ve Programlama dersleri görmediğim halde (Oysa eşim aynı tarihlerde işletmecilik okurken Fortran-II dersleri görmüştü) bir zamanların ünlü “64Kbyt”lık bir bilgisayarı (daha doğru deyiş ile bilgisayarcığı) ile 1980’lerin başında, dış hafıza birimlerini kullanarak Basic programı ile güzel bir “Mali Analiz Programı” hazırlamıştım.
Bu program 3 yılın sonuçlarını art arda üstelik karışık bir halde girdiğiniz bilanço kalemlerini analiz ederek, sizlere kurumunuzun durumu ve gidişatı hakkında yazılı rapor verebiliyordu. Tekraren ifade etmeliyim ki teknolojik kolaylıkları ezelden beri kullanırım ve reddetmem.
Derdim ve korkum odur ki, kullanılmayan her şey gibi kullanılmayan bilgiler de unutulur. Zeka ne kadar keskin olursa olsun, bir bıçağın aksine, kullanılmadıkça dumura uğrar ve zayıflar. Sonuçta da senin benim aklım ile ayakta duran yapay zeka platformları size özgü ihtiyaçları asla tam olarak karşılayamayabilir, rapor yazma becerilerinizi köreltir. Ayrıca rapor hazırlarken girdileriniz hakkında tekrar ve yeterince kafanızı yormadığınız için gözünüzden kaçan çok sayıda “önemli detay” olabilir. Bunlar işletmenizi zora sokabilir.
Başlığımız ile doğrudan ilgili olan bu anlattıklarım, zekaları köreltme gibi ciddi bir tehlike barındırdıkları için tehlikelidirler.Her kurum için geçerli olan bir söz vardır “Boş İnsan Sorun Üretir”
Bu yalın gerçeği üç çeyrek asrı geçmiş yaşamım boyunca gördüm.
Danışmanlık yaptığım işletmelerde fazla kadro oluşturulmasına asla izin vermedim. Bir insanın eğitilip yetiştirilerek yüzde yüz verimli duruma getirilmesi amacım oldu. Farklı bahaneler ile bir kişinin yapabileceği işi birden çok kişiye yaptırmaya çalışan kurumların, ciddi zararlar yaşadığını tespit ettim.
Kafalarını yeterince kullanmaya “kendi kendilerine” fırsat vermeyen kolaycılar da, gövdelerini fazlaca yormak istemeyen tembeller de uzayan sigara molaları ile, masadan masaya gereksiz muhabbet ve espriler ile dedikoduya, hatta gıybete doğru yolculuğa başlarlar.
Yapay Zekâyı da Robotları da insanlar yaparlar, buna karşılık, tembelleşen kafalar ve vücutlar ciddi hastalıklara maruz kaldıkları gibi, ne basit bir aparatı ne bir programı ne de bir robotu yapamayacak zavallı, acınası duruma düşerler.
Dün basit hesap makinaları, daha sonra mühendislik işlemlerini yapabilen daha komplike makinalar çıktı ve insanlar üç ile beşi dahi çarpamaz duruma düştüler, zoru görmeyen insanlar yaratıcılıklarını yitirdikleri gibi, baştan beri ifade ettiğim boş işler ve gereksiz sosyalleşme ile ömürlerini ziyan edebilmektedirler.
Kurumlarda gıybete, dedikoduya yol açan birkaç farklı konu da boş insanlarda daha fazla rastladığımız “ego” çatışmalarıdır. Ego çatışmaları “takım ruhunu” öldüren husumet yaratan en önemli sebeptir. Bu gün en basit üretimde de çok daha karmaşık üretim işlemlerinde de tam bir takım halinde çalışmak sinerji yaratır.
Sinerji kalitede ve verimde farklı olmayı sağlar. Pozitif anlamda farklı olamayan kurumlar her zaman ifade ettiğim gibi patinaja kalkar ve zarar ederler. Zorlaşan ve küreselleşen rekabet kırk yıl kadar önce başlayarak adeta geometrik olarak arttı. Bu rekabet hizmetler ve diğer tüm ürünlerde ciddi farklılıklar yaratmamızı zorunlu hale getiriyor.
Farklılık yaratabilmek boş kalan, ego yarıştıran, dedikodu ile zaman geçiren ve kafasını kullanmak yerine müşterilerine yazılacak bir yazıyı bile “Yapay Zekaya” soran insanların harcı ve haddi olmayacaktır. Çalışan demir ışıldar, çalıştırılan zeka keskinleşir. Sanattan başlayarak zanaatlarımızı dahi öldürecek kolaylıklardan gereksiz şekilde yararlananlar, boş vakit bulsalar da yarın tamamen “boş kaldıklarında” ancak misket oynayarak veya avuçlarını yalayarak pişman olacaklardır. Bunları yapacak kadar zeka ve becerileri kalırsa tabii…
Başarılarınız daim, vücudunuz sağlıklı ve zekanız keskin kalsın dostlarım.
Ahmet Levent ÖNER
Altıntepe
4 Ekim 2025
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.