KUŞADALI KADINLAR İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NİN FESHEDİLMESİNİ PROTESTO ETTİ
Kuşadası’nda kadınlar, İstanbul Sözleşmesi'nin Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle feshedilmesini protesto etmek için bir araya geldi.
Kuşadası Kadın Platformu öncülüğünde gerçekleşen protestoda kadınlar hep bir ağızdan “Devlet elini kadınlardan çek, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” dedi.
Aile içi ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin imzalanan İstanbul Sözleşmesi, dün gece saatlerinde Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle feshedilmesi tüm Türkiye'de olduğu gibi Kuşadası'nda da tepkiye neden oldu. Kuşadası Kadın Platformu tarafından düzenlenen protestoya siyasi partiler ile sivil toplum kuruluşlarının kadın temsilcileri destek verdi. Kaya Şavkay Meydanı’nda gerçekleşen protestoya ellerinde “İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz” yazılı dövizlerle çok sayıda kadın ile CHP Kuşadası İlçe Başkanı Mehmet Gürbilek, Kadın Kolları Başkanı Ayşegül Dağlı, Gençlik Kolları Başkanı Simge Mıkıroğlu, ilçe yöneticileri, Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Oğuzhan Turan ve Belediye Meclis Üyeleri katıldı.
Etkinlikte Kuşadası Kadın Platformu üyeleri Çiğdem Seçkin, Badegül Şimşek ve Mehlike Hepdemir ortak bir basın açıklaması yaptı. Kararın Türkiye tarihinde kara bir sayfa olarak yer alacağını belirten kadınlar, hükümete İstanbul Sözleşmesi ile ilgili karardan vazgeçmesi için çağrısında bulundu.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR”
Kuşadası Kadın Platformu üyeleri tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kadına Yönelik Şiddet ve Ev içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi" yani bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, dün gece yarısı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile kaldırıldı. Türkiye de halihazırda İstanbul Sözleşmesi’nin tarafı iken kanımızı donduran kadın ve LGBT+İ cinayetlerine şahit olduk. Bu iktidar şimdi kadınların elindeki tek dayanak olan İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı aldı. Bu kararla kadınların ve LGBT+İ bireylerinin yaşam haklarına doğrudan saldırarak İstanbul Sözleşmesi için mücadele edenlere savaş açtı. Nicedir ‘halk istiyorsa sözleşmeden çekiliriz’ diyen iktidara kadınlar olarak biz çok güzel bir cevap verdik ve ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ dedik. Fakat dinelemediler. İstanbul Sözleşmesi ile ilgili mücadelemizi en çok duyurduğumuz gün olan 8 Mart’ın üzerinden henüz bir ay bile geçmeden kararı resmi gazeteden okuduk. İstanbul Sözleşmesi kimsenin iki dudağının arasında değildir. Milyonlarca kadının hayatı ve haklarına dair kararı tek bir adam veremez. Bu sözleşme kadınların kazanımıdır. Biz bu hakları dişimizle, tırnağımızla kazıya kazıya kazandık. Sözleşmenin feshi anayasaya ve uluslararası insan hakları hukukuna aykırıdır. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmak kadınların kazanımına en büyük saldırıdır. İktidarın kadınlara karşı açtığı bu savaşa karşı tüm kadınları haklarımızı savunmaya ve mücadeleye çağırıyoruz.”
“KARARI TANIMAYACAĞIZ”
İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesiyle ilgili CHP Kuşadası Kadın Kolları Başkanı Ayşegül Dağlı da bir açıklamada yaptı. Kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi’nin bir gecede tek adam hükümeti tarafından feshedildiğini belirten Dağlı, “Ülke adına karanlık bir güne uyandık. Bu kararla, koruma ve uzaklaştırma kararlarına rağmen en güvenli yer olan evlerinde hatta sokak ortasında katledilen binlerce kadın; bir kez daha öldürülmüştür. 42 milyon kadının hakkı elinden alınmıştır. Recep Tayyip Erdoğan tarafını bir kez daha belli ederek; kadınların yaşam hakkına sahip çıkan İstanbul Sözleşmesi’ne destek çıkacağına, zalimlerin yanında saf tutmuştur. Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi için devlete sorumluluk yüklemektedir. Psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, zorla evlendirme, cinsel ve ekonomik şiddet de dahil olmak üzere kadınları her türlü şiddetten koruyan en kapsamlı sözleşmedir. Şimdi AKP hükümetine soruyoruz: ‘Bu sözleşmenin neyinden rahatsız oldunuz?’ Kadını yok sayan düzenden doğan kadına yönelik şiddetin ateşini harlamak, şahsım hükümetinin haddi değildir. Kadına karşı vahşet ve aile içi şiddet vakalarında yaşanacak artışın vebali, İstanbul Sözleşmesi’ni feshedenlerin boynundadır.20 Temmuz sivil darbesinin failleri durmuyor, haksız, hukuksuz ve adaletsiz uygulamalarına devam ediyor. Dün gece TBMM’ye bir darbe daha yapıldı ve kadınların uzun mücadeleler sonucunda elde ettiği kazanımlar heba edildi, evrensel değerlerden uzaklaşıldı. Meclis’te oy birliğiyle kabul edilmiş olan İstanbul Sözleşmesi, milletin iradesi yok sayılarak feshedilemez. İnsan hakları, temel hak ve özgürlükler alanındaki sözleşmeler TBMM kararıyla; yani kanunla alınır. Bu karar açıkça Anayasamızı da yok saymaktır. Kadın cinayetleri politiktir. Biz, Erdoğan’ın TBMM’yi ve hukuku yok sayarak aldığı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını tanımıyoruz, tanımayacağız! Biz kadınlar korkmuyoruz, sinmiyoruz, zalimlere itaat etmiyoruz, geri durmuyoruz. Onlar korku yaymaya çalıştıkça, bizim örgütlü gücümüz her geçen gün büyüyor. Onlar dallarımızı budamaya çalıştıkça, bizim köklerimiz güçleniyor. Başta TBMM olmak üzere her platformda bu sözleşmenin gereklerinin yapılmasını sağlamak için kadın hareketiyle birlikte mücadelemize devam edeceğiz. Bundan sonra bulunduğumuz her alan; sokaklar, mahalleler, meydanlar dahil bizim için mücadele alanıdır” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.