KUTLAMA SAVAŞI
KUTLAMA SAVAŞI
Ne Türk Bayrağının ne de Milli bayramların muhalefeti iktidarı olamaz ve olmamalıdır da.
100. yılının kutlanacağı Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı’na siyasetin bulaşması alışılmadık bir durum değil.
Havanın yağmuruna çamuruna aldırmaksızın kutlanan her 23 Nisan ve diğer milli bayramlarımız,-ne ilginçtir ki- mevcut iktidar dönemlerinde her defasında bir engele takıldığına göre bu yıl da COVID-19 engeline takılmasına şaşırmamak gerekir.
Ya muhalefet partili belediyelere engel getiriliyor olması şaşırtıcı mıdır dersiniz?
Milli bayram kutlamalarına belediye ayrımı yapmak, moral yükseltmek amaçlı yola çıkan bandolarına engel koymak sizce nasıl bir mantıktır?
Amaç hizmet götürmek olduktan sonra bunu hangi belediyenin götürdüğünün ne önemi var?
Örnek vermek gerekirse, Mersin Büyükşehir Belediyesinin halka ücretsiz ekmek dağıtımına getirilen yasak; Adana Büyükşehir Belediyesinin açtığı Sahra Hastanesi hakkında işlem başlatılması yardımına getirilen bu engeli nasıl okumak gerekir?
Halkına yardım amaçlı ekmek, maske dağıtan belediyelerin paralel, FETÖ ya da PKK’cı olarak yaftalanması kabul edilemez bir söylemdir.
Gelir kesintisine uğramış olan halkın ihtiyaçlarının devlet tarafından giderilmesi gerekirken, bunu bugün belediyeler karşılamaktadır ve bu da iktidarı oldukça rahatsız etmektedir.
Belediyelerin mahalle bakkallarındaki veresiye defterlerini kapatmaları kampanyası tam bir dayanışma örneğidir.
Bu kampanya çerçevesinde dar gelirli yurttasın borcu kapatılırken bakkalların eline geçen nakit onlara da rahat bir nefes aldırmaktadır.
Yapılan bu güzellikler takdiri hak ederken iktidar tarafından eleştirilmesi, zeka seviyesi en düşük insanı dahi hayrete düşürecek bir durumdur.
Kaldı ki her belediyenin ayni ve nakdi bağış alabilme hakkı mevcuttur.
“Önce insan” sürecinde olduğumuz bu günlerde “sosyal” devletin öne çıkması kaçınılmazdır.
Millet Bahçesi ihalesinde Salda gölünden kamyonlarla kum götürüldüğünü ortaya çıkaran CHP’li Yeşilova Belediye Başkanının ve eşinin kurşunlanmasını bu sürece bağlamak pek içten gelmese de zamanlaması oldukça manidar değil midir?
Yine Mersin Büyükşehir Beledisinin ihtiyacı olan halka 35 bin ücretsiz ekmek dağıtımı ile suçlanması gibi pek çok CHP’li belediye yaptığı yardımlardan dolayı partili Cumhurbaşkanı tarafından suçlanmaktadır.
İktidarın belediyelerin iş yapmalarına karşı çıkmasının sebebi ayan beyan ortada değil midir?
Belediyeler Cumhurbaşkanı tarafından suçlanırken, Cumhurbaşkanı Kararı ile ithal kolonyaya yüzde 25, ruja yüzde 40 ek vergi getirildi. Ek gümrük vergisi getirilen ürünler arasında parfüm ve parasetamol (ateş düşürücü ilaç etken maddesi) de var. Ek vergiler 30 Eylül'e kadar geçerli olacak. Daha önce de oyun konsolları dahil birçok ürüne ek vergi gelmişti.
Yardımları sadece kendisinin yapması gereken iktidarın diğer yanda “krizi fırsata çevirmesi” ikircikli bir durumdur.
Türkiye, eleştirmek yerine konuşabilmekten uzak bir iktidar ve muhalefet ülkesidir.
Dolayısı ile söylem ve eylem birliği en büyük eksiğimiz ve hatamızdır.
Ekmek dağıtmak, yardım toplamak, sahra hastanesi kurmak nasıl bir terör eylemi olarak adlandırılabilir?
Siyasi ve birlik açısından yanlış ve yersiz açıklamaların yapılması kutuplaştırmaktan başka hangi işe yarar?
Hatırlatmakta faya var;
Zat-ı alileri bir zamanlar belediye başkanı iken Halk Ekmek'in üretim kapasitesini beş katına çıkarmakla övünürken,25 yıl sonra kendi partisinden olmayan belediyelerin ekmek dağıtmasını terör eylemi sayıyor!
İstanbul’un parasını cemaat ve vakıflara aktarırken, Ankara parsellenip satılırken vatandaşın parası yandaşa peşkeş çekilirken bunların hiçbirine soruşturma açılmadı.
PekiCHP’li belediyeler halka yardım eli uzatılınca neden soruşturma açılıyor?
İhalelerin insanlara kaynakların aktarılması adına durdurulması suç mu?
Eşgüdümlü kaynakları daha verimli kullanmak mümkün iken düşmanlaştırmanın ne anlamı var?
İnsan olmanın gereği zalime başkaldırmak, mazlumu korumaktır ve insanlık adına polemiklerin olmaması gereken bir dönemdeyiz.
Elele verilmesi gereken bu dönemde 23 Nisan kutlamaları için asılan bayrakların toplatılması dayanışmaya yakışmıyor.
23 Nisan bu ülkede her çocuğun din, dil, ırk ve milli kimlik ayırmaksızın bayramıdır.
Coşku yerine virüs kabusu ile 100. yıla girmek büyük bir talihsizlik!
Evlerde kutlanacak olan 23 Nisan’da tüm dünya çocukları ile birlikte tanıklık edilen bu dönemi dünya barışına adamak ve dünyayı barışla iyileştirmek gerekirken,“kutlama savaşına” girmek kime ne yarar sağlayacaktır?
Aşkım Tan
21.04.20 - Ankara
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.