Lütfü Türkkan hakkında büyük iddia: Saray ile özel ilişkileri var
Korkusuz yazarı Ahmet Takan, bugünkü köşesinde Bingöl'de bir şehit yakınına sinkaflı sözler sarf eden İyi Parti Milletvekili Lütfü Türkkan hakkında flaş bir iddiada bulundu.
Korkusuz yazarı Ahmet Takan, bugünkü köşesinde Bingöl'de bir şehit yakınına sinkaflı sözler sarf eden ve İyi Parti grupbaşkan vekilinden alınan Lütfü Türkkan için ‘Partisinin, grup başkan vekilliğinden istifası yetmez’ diyerek siyasetten tamamen çekilmesi gerektiğini ifade ederek önemli bir iddiayı öne sürdü.
Takan yazısında, " Meral Akşener, MHP’den ayrılış sürecinden itibaren birçok provokasyona uğramış bir lider. Kılı kırk yardığını çok iyi bilenlerdenim. Aklımda kalan çok önemli ayrıntılar var... Meral Akşener’in 2018 seçimleri ardından saraydaki 30 Ağustos resepsiyonuna gitmesi… Partisindeki tüm itirazlara rağmen, Akşener’in gitme kararını vermesine sebep olan isimlerden birinin de Lütfü Türkkan olması…" dedi.
Takan yazısında ayrıca "Lütfü Türkkan’ın ‘saray ile özel ilişkileri’, İYİ Parti koridorlarında öteden beri konuşulur. Ve, Türkkan’ın gönlünün daha çok Cumhur İttifakı’ndan yana olduğu da İYİ Parti kulislerinde yerleşik kanaattir" şeklindeki çarpıcı iddialara yer vererek şu ifadeleri kullandı:
"Yanlışa yanlışla emsal vermek… Tencere dibin kara seninkisi benden kara siyasetini asla tasvip etmem. Ancak acı bir gerçek var!.. Bu coğrafyanın kaderidir; kirli siyaset…
O yüzden sabırla, uzak durmaya çalıştım şu İYİ Parti milletvekili Lütfü Türkkan’ın Bingöl’de şehit ailesi yakınına küfür etme hadisesine… Dişlerimi sıkıtım. Klavyeme hakim olmaya çalıştım… Fakat iş öyle bir yere geldi dayandı ki, at izi it izine karıştı. Yine aklımızla alay ediliyor!.. En baştan söyleyeyim; Lütfü Türkkan’ın sergilediği o rezil ötesi davranış asla kabul edilemez. Savunulacak bir tarafı da yoktur. Lütfü Türkkan’ın partisinin grup başkan vekilliğinden istifası yetmez, İYİ Parti’den de milletvekilliğinden de istifası, bir daha Türk siyasi hayatının herhangi bir noktasında görünmemesi de şarttır.
Defalarca, somut örnekleri ile yazdım; AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın siyasette muhalefeti de kurgulama taktiklerini ve çoğu zaman bunda da başarılı olduğunu. Kim kime ne derse desin… Ben, bu rezil ötesi olaya başka bir pencereden bakıyorum. Belki aşağıdaki satırlar size biraz komplo senaryosu gibi gelecek ama yıllarca bu ülkede kirli siyasetin nice ayak oyunlarını takip ettim. Para karşılığı parti parti gezen ne fırıldaklar, kumar borçlarının kapatılması, gayri meşru ilişkilerinin ortaya dökülmemesi karşılığı ne transferlere imza atan, bakan koltuğuna k..nı değdirebilmek için ne taklalar atan siyasetçiler gördüm. Sakın ha bana, “amma da abarttın” demeyin. Eminim, Sedat Peker’in videolarını ve sosyal medya paylaşımlarını benden fazla izliyorsunuzdur. Üstelik, Sedat Peker’in ortaya döktüğü kirlilikleri bugüne kadar yalanlayan bir baba yiğit ortaya çıktı mı?..
Lütfü Türkkan’ın Bingöl’de sergilediği çok rezil davranışın videosunu defalarca izledim. Meral Akşener’in yurtiçi gezilerinde yanı başından bir saniye bile ayrılamayan Türkkan’ın esnaf ziyareti yaparken Akşener’in yanından ayrılması ve ta karşı kaldırımda bekleyen, İzmir’den Bingöl’e gelen şehit ailesi yakınının yanına gitmesi bana çok ilginç geldi!. Merkez sağ siyasette, kendisini parti ağası zannedenlerin maalesef temel ilkelerinden biridir; devamlı liderin yanında görüntü vermek ve “bak ben varsam sen de varsın” mesajı vermek. Net biliyorum; İYİ Parti lideri Meral Akşener’in Türkiye’yi karış karış gezdiği seyahatleri öncesinde partisinin yetkili kurul toplantılarında, genel merkez yöneticilerinin Ankara’da kalıp işlerine bakmalarını istediğini, bu seyahatlerin bir miting değil vatandaşın yerinde dertlerini dinleme ve kucaklaşma olduğunu, abartılı görüntülerden uzak durulması gerektiğinin sürekli altını çizdiğini ve tembihlediğini…
Meral Akşener, MHP’den ayrılış sürecinden itibaren birçok provokasyona uğramış bir lider. Kılı kırk yardığını çok iyi bilenlerdenim. Aklımda kalan çok önemli ayrıntılar var:
Meral Akşener’in 2018 seçimleri ardından saraydaki 30 Ağustos resepsiyonuna gitmesi… Partisindeki tüm itirazlara rağmen, Akşener’in gitme kararını vermesine sebep olan isimlerden birinin de Lütfü Türkkan olması…
(O katılımın perde arkasını defalarca Meral Akşener’den dinledim. Ancak yazılmamak kaydıyla olduğu için ve o ambargo Akşener tarafından kaldırılmadığı sürece ayrıntılara girmeyeceğim)
Lütfü Türkkan’ın “saray ile özel ilişkileri”, İYİ Parti koridorlarında öteden beri konuşulur. Ve, Türkkan’ın gönlünün daha çok Cumhur İttifakı’ndan yana olduğu da İYİ Parti kulislerinde yerleşik kanaattir.
Cumhur İttifakı’ndan yapılan tüm zorlamalara rağmen Meral Akşener de duruşunu milim değiştirmediğine göre “ne olabilir“ diye soruyorum:
Lütfü Türkkan’ın ticaret hayatında yaşadığı sıkıntıları Ankara’da sağır sultan bile duydu.. O zaman saray tarafından, Türkkan’ın Ziraat Bankasına 36 milyon dolar borcunun olduğunu duyurulması bir tesadüf mü?..
Sıkıntıları bilinen Türkkan, saray tarafından Meral Akşener’in Millet İttifakı’ndan ayrılmasına ikna edilmesi için sıkıştırılıyor muydu?..
Kapana kısılan Türkkan’a bir ceza mı verildi, yoksa sıkıntılarından kurtarabilmesi için son bir şans mı tanındı?..
Klavyeme hakim olmam gereken bir noktadayım. Başka bir fasla geçeceğim o yüzden…
İYİ Parti lideri Meral Akşener, Lütfü Türkkan olayında, ağır kalmak ve geç tepki vermekle eleştiriliyor. O zaman işin perde arkasını biraz açayım ve kararı siz verin:
Meral Akşener, Bingöl’de ziyaretlerine devam ederken bu olaydan haberi olmuyor. İstanbul’a döndüğünde kurmaylarından duyuyor. Akşener, kendisini verilen bilgileri dinledikten sonra derhal Lütfü Türkkan’ı telefonla arayarak “bu neyin nesidir“ diye soruyor. Türkkan, olayı anlatıyor ve küfür ettiğini hatırlamadığını, olayı kaydeden A.A. muhabirine sorduğunu ve onun da kendisine küfür olmadığını söylediğini ve olayın basına yansımayacağını söylüyor. Çirkin hadisenin görüntüleri medyaya düşünce Meral Akşener, Lütfü Türkkan’ı bir daha arıyor ve “bu asla kabul edilebilir bir davranış derhal çık özür dile“ diyor ve grup başkan vekilliği görevinden hemen istifa etmesini istiyor. Sonrası malumunuz…
İYİ Parti lideri Meral Akşener’in vatandaşla kurduğu bire bir temastan sarayın çok rahatsız olduğu ve vatandaşla Akşener’in arasında duvar örmek için sergilediği oyunlar apaçık ortada. Provokasyonlara karşı çok tecrübeli olan Akşener, herhalde bunları çook önceden görmüş olmalı ki seyahatleri öncesinde kurmaylarına şu talimatları vermişti;
-Liderlik değil sistem üzerinden tartışmaları götüreceğiz.
-Millet İttifakı’nı bozacak, sarsacak herhangi bir davranışa müsaade etmeyeceğiz.
-Gerginlikten uzak duracağız. Türkiye’nin sorunları hakkında yapıcı projeler üzerinde durup, konuşacağız.
Meral Akşener, kapı kapı dolaştığı yurt içi seyahatlerine devam edecek. Sohbet ettiğim bir İYİ Parti kurmayının şu sözlerini not etmekte de fayda var:
“Ortada aslında bize yönelik bıktırıcı bir saldırı var. Bu tabi dengeleri bozuyor ama geri adım atmayacağız. Hamama giren terler. Bunlara pabuç bırakacak değiliz. Sonuna kadar varız. Bizim esnaf gezilerimizden rahatsızlar, devletin eliyle provoke ediyorlar. Nihai hedefleri bizi marjinalleştirmek. Kavgacı, şehide bile küfreden, giderek güvenlik güçleri ile çatışan, dolayısıyla devletle çatışan HDP benzeri bir parti halinde algılanmamızı istiyorlar ya da Millet İttifakı’ndan kopmamızı istiyorlar. Allah’tan başka hiç kimseden korkmuyoruz. Biz hükümeti devralacağız bunlardan da hesabını soracağız.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.