Macaristan'da Sanatçı Meşi, Türk Halk Müziği'nin Gönüllü Elçiliğini Yapıyor
Türk Halk Müziği'nin Macaristan'daki "gönüllü elçisi" sanatçı Majda Maria Guessous Meşi, "Türkiye benim ikinci evim. Oraya gittiğimde kendimi eve varmış gibi hissediyorum." dedi
Türk Halk Müziği'nin Macaristan'daki "gönüllü elçisi" sanatçı Majda Maria Guessous Meşi, Türkiye ile ülkesi arasındaki bağların güçlenmesi için çalışmalar yürüttüğünü, bunu gelecekte de sürdürmek istediğini belirterek, "Türkiye benim ikinci evim. Oraya gittiğimde kendimi eve varmış gibi hissediyorum." dedi.
Türkiye dahil birçok ülkede turnelere çıkan Meşi, repertuarında sevilen türküleri hem Türkçe hem Macarca seslendiriyor.
Meşi, müzik grubuyla Macaristan'da Budapeşte Yunus Emre Enstitüsü (YEE) başta olmak üzere farklı etkinliklerde sahne alarak, Türk Halk Müziği'nin gönüllü elçiliğini yapıyor.
Yunus Emre'nin eserlerini de seslendiren Meşi, hayatı ve çalışmaları hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Meşi, Macar anne ve Faslı babanın çocuğu olarak Macaristan'da doğup büyüdüğünü ve Türk Halk Müziği ile henüz çok küçük yaşlarda kasetler aracılığıyla tanıştığını anlattı.
Türk kültürüne ve müziğine yönelik ilgisinin bugüne kadar devam ettiğini dile getiren Meşi, çocukluğunda Macar Halk Müziği eğitimi aldığını söyledi.
Meşi, Macaristan'ın en meşhur müzik üniversitesi Ferenc Liszt Müzik Akademisindeki eğitimi sırasında Türk Halk Müziği'ni yakından tanıma fırsatı bulduğunu kaydetti.
Akademide Türkçe ya da Türkçe lehçelerle söylenen 6 bin türkünün yer aldığı koleksiyon oluşturan Macar Müzikolog Janos Sipos ve ünlü Macar müzisyen Tamas Kobzos Kiss'ten dersler aldığını ifade eden Meşi, onların teşvikiyle müzik eğitimi için İstanbul'a gittiğini belirtti.
"Bağlama benim en iyi dostum ve kardeşim"
Meşi, erasmus öğrenci değişim programı kapsamında İstanbul'da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Etnomüzikoloji Bölümü'nde ve Erdal Erzincan'ın Saz Evi'nde Mercan Erzincan'dan bağlama eğitimi aldığını aktardı.
"Bağlama benim en iyi dostum ve kardeşim." diyen Meşi, "İstanbul'da Türk Halk Müziği'nin temel bilgilerini öğrendim. Budapeşte'ye döndükten sonra da Türk Halk Müziği hayatımın vazgeçilmez bir parçası oldu. O günden sonra Türkiye, Türk kültürü, Türk Halk Müziği ve Türklerle ilişkim hiç kopmadı. Türkler çok sıcakkanlı ve yakınlıklarını hep hissettim." ifadesini kullandı.
Meşi, Macar ve Fas kökenlerine sahip olmasının Türkiye'ye ve Türk müziğine çok çabuk alışmasında önemli rol oynadığını kaydetti.
Türkiye'nin ikinci evi olduğunu dile getiren Meşi, "Macaristan'da doğdum ve kendimi öncelikle Macar olarak görüyorum ama Fas kültürü ile birlikte Türkiye ve Türk kültürü de hayatımın bir parçası. Türkiye'ye gittiğimde kendimi eve varmış gibi hissediyorum." dedi.
Meşi, Türk ve Macarların kardeş halklar olduğunu, bunun sadece bilimsel anlamda değil aynı zamanda halk müziği aracılığıyla da hissedildiğini vurgulayarak, "Türküleri söylediğim zaman bunu hissediyorum. Kardeşlik sadece bilimsel anlamda değil ruhsal anlamda da var. Türkleri kardeş olarak görüyorum." diye konuştu.
Türk ve Macar halk müziğinin birbirine yakın olduğunu kaydeden Meşi, ünlü Macar besteci, piyanist ve halk müziği araştırmacısı Bela Bartok'un ve Macar müzikolog Janos Sipos'un yaptığı bilimsel çalışmaların bu yakınlığı kanıtladığını belirtti.
Meşi, Türk ve Macar müzik enstrümanlarının da birbirine yakın olduğunu, kendisinin Macaristan'da bağlamaya çok benzeyen koboz çaldığını ifade etti.
Türkiye'de ise bağlamayı çok hızlı bir şekilde öğrendiğini belirten Meşi, bugün konserlerinin yüzde 90'ınında sadece bağlama çaldığını anlattı.
"Türkiye'de Macar sanatçı olmak çok güzel"
Meşi, Türklerin Macarlara karşı büyük sempati beslediğini ve bunun kendisini çok mutlu ettiğini dile getirerek, "Türkler, Macarlara büyük sempati besliyor. Türkler, sanatçılara da büyük saygı duyuyor. Türkiye'de Macar sanatçı olmak çok güzel bir duygu. Bana çok büyük saygı duyulduğunu hissediyorum." dedi.
Türk ve Macarların birbirini daha yakından tanıması için sanatsal faaliyetler yürüttüğünü ifade eden Meşi, bu kapsamda 5 Türk ve 5 Macar popüler eserin yer aldığı "Benden-Sana, Tölem-Neked" adıyla hazırladığı albümünün tanıtımının geçen ay yapıldığını aktardı.
Meşi, hem Macarların hem de Türklerin kendi dillerinde anlaması için söz konusu eserleri hem Türkçe hem de Macarca seslendirdiğini belirtti.
Budapeşte Yunus Emre Enstitüsünün (YEE) misyonu olan Türk kültürünü tanıtma görevini çok başarılı bir şekilde yerine getirdiğini, kendisinin de Enstitü ile çok yakından iş birliği yürüttüğünü kaydeden Meşi, kendisini, Türkiye ile Macaristan arasında "kültür elçisi" olarak gördüğünü vurguladı.
İki ülke halkları arasındaki bağın güçlenmesi için gelecekte de çalışmalarını sürdüreceğini kaydeden Meşi, ayrıca sanatçı ve mütercim Dr. Erdal Şalıkoğlu ile 12 yıldır yakın iş birliği yaptığını ve kendisiyle birçok defa birlikte sahne aldığını sözlerine ekledi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.