Maskenin Ardındaki Fedakarlık Hikayeleri
Kimi haftalarca evine gitmeyen, kimi aynı evde yaşadığı aile üyelerinden kendini tecrit eden, kimi ise salgınla mücadelede gönüllü olarak acil serviste hizmet veren sağlık çalışanları, toplum sağlığı için kendi önceliklerini hiçe sayıyor
Hayatlarını hiçe sayarak görev yapan sağlık çalışanları, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında ailelerinden ayrı yaşamak dahil her türlü fedakarlığı üstleniyor.
AA muhabiri, pandemi hastanesi olarak hizmet veren Gazi Üniversitesi Hastanesi Acil Servisi’nde, sağlık görevlilerinin zorlu mesaisini görüntüledi.
Salgının ortaya çıktığı tarihten bu yana gerekli önlemler alınarak çalışmaların sürdürüldüğü Gazi Üniversitesi Hastanesine, bu süreçte Kovid-19 şüphesiyle başvuranların kontrolleri özveriyle yapılıyor.
Yoğun mesaileri süresince uzun süre tıbbi maske ve koruyucu gözlük takmak zorunda kalan sağlık çalışanları, vatandaşlara, pandemi süresince evde kalmaları ve sosyal mesafe kuralına uymaları çağrısında bulunuyor.
Sağlık görevlileri, kendilerini ve ailelerini riske atmamak için de evlerinden ve ailelerinden ayrı yaşamak dahil her türlü fedakarlığı sergiliyor.
"Birbirimizi görüntülü arıyoruz"
Gazi Üniversitesi Hastanesi Acil Servisi’nde görevli Doktor Şakir Hakan Aksu, vatandaşların ve Sağlık Bakanlığının sağlık çalışanlarına desteğinin, kendilerini motive ettiğini dile getirdi.
Aksu, 1,5 yaşında bir oğlu olduğunu belirterek, “Eşim de kadın hastalıkları ve doğum uzmanı. Aileme hastalık bulaştırmamak için eve gitmiyorum. Başkent Öğretmenevi'nde kalıyorum. Birbirimizi görüntülü arıyoruz.” dedi.
Evde kalmanın önemine dikkati çeken Aksu, bu süreçte olumlu şeyler de yaşandığını, iyileşen hasta sayısının arttığını dile getirdi.
"En büyük endişem enfekte olup göreve devam edememek"
İyileşen hastalarını güler yüzlü şekilde yolcu etmenin, en büyük mutluluğu olduğunu söyleyen Doktor Merve Türker de en büyük endişesinin, "enfekte olup göreve devam edememek" olduğunu aktardı.
Doktor Kerem Serdar Karaşahin, salgınla mücadelede, sağlık çalışanları olarak ellerinden gelenin fazlasını yaptıklarını vurguladı.
Acil servis çalışanları olarak sürekli alarm durumunda olduklarını anlatan Karaşahin, "Eşim de bir sağlıkçı ve yoğun bakımda doktor olarak görev yapıyor. Bu yüzden ikimiz de eve gidiyoruz." diye konuştu.
Paramedik Yavuz Türkben ise eşinin de hemşire olduğunu belirterek "9 yaşındaki çocuğumuz evde yalnız kalıyor." dedi.
Bu sıkıntılı günlerin geçeceğine olan inancını dile getiren Türkben, "Ülkece koronavirüsü yeneceğiz." dedi.
"En çok çocuğuma sarılmayı özledim"
Uzman paramedik Bahar Alkaş da bu süreçte en çok çocuğuna sarılmayı özlediğini vurgulayarak, “En hassas noktam çocuğum. Annem de aynı evde bizimle kalıyor. Evde iki risk faktörüm var. Kendimi evde izole ediyorum ve tek başıma bir odada kalıyorum." ifadelerini kullandı.
Hasta bakım görevlisi Mustafa Yaprak ise iki çocuk babası olduğunu belirterek, enfekte riski nedeniyle eve giderken tedirgin olduğunu söyledi.
"Vatan görevi kutsaldır diyerek motive oluyoruz"
Hemşire Tümer Bilmiş, asıl görev yeri endoskopi birimi olmasına rağmen eşini ve çocuklarını memleketlerine göndererek, acil serviste gönüllü görev yaptığını anlattı. Bilmiş, "Ailemiz önemli ama vatan görevi kutsaldır diyerek motive oluyoruz." dedi.
Rümeysa Çetin de beyin cerrahi servisinde hemşire olarak görev yaptığını, koronavirüs mücadelesi kapsamında acil serviste destek amacıyla çalıştığını ifade etti.
Ekipman sıkıntısı yaşamadıklarını söyleyen Çetin, en büyük endişesinin ailesine virüs bulaştırmak olduğunu dile getirdi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.