Maymunlaşan İnsan
N Gazete yazarı Orhan Selen'in yeni yazısı...
İnsanın oluşumu ile ilgili iki teori vardır.
Darwin ve yaradılış teorileri.
İkisi de kanıtlanamadığı için teori olarak kalmışlardır.
Yaradılış teorisi göksel kitaplarca desteklidir ve daha fazla benimsenir.
İnanan ve iman edenler bunu tartışılmasına bile izin vermezler.
Darwin teorisi ise daha çok maddecilerce savunulur.
Sosyalizm ve komünizm bundan çok yara almıştır ama bazıları hala bunun farkında değillerdir.
Maymunların bir cinsinin uzun süreçte gelişerek insanlaşması başlangıçta mantıklı görülmüş çok da yandaş bulmuştur.
Ancak kanıtlanamamıştır..
Son yıllardaki bazı toplumsal ve siyasal olaylarda ise biçimsel olmasa da içgüdüsel bazı davranışların Darwin'i doğruladığı görülmektedir.
Asya'da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır.
Bir hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yere çakılan kazığa bağlanır.
Hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur.
Bu yarık maymunun elini açıkken içeri sokabileceği büyüklüktedir.
Yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz.
Maymun tatlının kokusunu alınca, yiyeceği yakalamak için elini yarıktan içeri sokar ve yiyeceği kavrar ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkaramaz.
Sıkıca yumruk yapılmış el yarıktan dışarı çıkmaz.
Avcılar geldiğinde çılgına döner ama kaçamaz.
Aslında bu maymunu tutsak eden hiçbir dış güç yoktur.
Onu sadece kendi bağımlılığı tutsak etmiştir.
Yapacağı tek şey elini açıp yiyeceği bırakmaktır.
Ama beynindeki aç gözlülüğü o kadar fazladır ki düşünemez.
Bu tuzaktan çok az sayıda maymun kurtulabilmiştir.
Bizleri de tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey arzularımıza beynimizle bağımlı olmamızdır..
Tüm yapmamız gereken ellerimiz açarak bağımlı olduklarımızı bırakmaktır.
Bu davranış özgürlüğü getirir.
Yazdıklarımın seçim öncesi dağıtılan kömür torbaları, yiyecek paketleri, küçük altınlar, öğrenci afları, el altından verilen teşviklerle bir ilişkisi olabilir mi ?
Yardım paketlerinin uyuştutucu etkisi yapmaya başladığını iktidarın bakanı söylemişti.
Halkın önce fakirleştirilmesinin, ardından da sadaka ekonomisinin yaygınlaştırılması ekonomideki iyileşmenin göstergesidir diye zırvalayanlar, söylediklerine kendileri bile inanmıyorlar.
Halkı maymun tuzağına bağımlı kılan nedir?
İsteyen bu konu üzerinde düşünebilir.
Burada bilinmesi ve anlaşılması gereken ise ;
Bizlere dağıtılanların kuyruğuna takılarak çevreye bakmadan koşmanın önce kendimizi sonra ülkeyi felakete götüreceğidir.
- Amma abarttı diyeceklere,
- İşte gördünüz mü, diyemeyeğim için üzgünüm.
Çünkü bende bu geminin yolcusuyum.
Asıl ibret alınması gereken konu ise maymunun insanlaşması tartışılırken insanın maymunlaşmasıdır.
İnsanda akıl – zeka-muhakeme üçlüsü vardır ve bunlar birbirlerini tamamlar.
Günü birlik yaşamak insana yakışmaz.
Yarınları yok saymanın acı sonucu yarınların da size yok saymasıdır.
Bir an dünyaya tekrar geleceğimizi düşünelim.
Maymun olarak gelmeyi kim ister.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.