Çidem Ayözger Ergüvenç

Çidem Ayözger Ergüvenç

Merdiven

Merdivenlerin ne kadar çelişkili bir öyküsü vardır bilemezsiniz. Kimi doktora gidersiniz, “aman sakın asansör kullanmayın illâki merdivenleri yürüyerek çıkın spor yerine geçer”, kimi doktora gidersiniz “aman dizlerinizin sağlığı için elinizden geldiğince merdiven kullanmayın” derler; ne yapacağınızı şaşırırsınız. Korona sorunu çıktı zavallı yaşlıları aylarca eve kapattıktan sonra, asansörler hastalık yuvasıdır sakın binmeyin, ama kalbiniz dayanmaz uzun süredir ev hapsindeydiniz kalbinizi yormaya da gelmez demeye başladılar. Peki ama kalbinizi yormadan nasıl yedi-sekiz katı, hatta daha fazlasını çıkacağınız konusunda bir yol gösteren de yok… Seçenek ne? Ya asansöre binip korona olun ya merdivenleri yürüyerek çıkın arada hık deyip ölmezseniz bir daha şansınızı deneyene kadar evinizde oturun. Neden? Çünkü kongreler, toplu cenaze törenleri korona yaymaz; siz kötülüğü kendinizde arayın!

Eskiden ahşap konaklar vardı, ben Istanbul’dakileri anımsıyorum. (Benim çocukluğumda Istanbul, hem “İstanbul” hem de “Istanbul” olarak kullanılırdı; aslının ne olduğunu tartışacak değilim ama fonetik olarak “Istanbul” bana daha uygun geliyor. Ses uyumunu düşünülecek olursa ya “İstenbül” ya da “Istanbul” olmalı ki benim ağzım “Istanbul” demeye alışmıştır yaşamım boyunca. Ayrıca kimse de “İstenbül” demiyor.) Bu ahşap konakların merdivenleri de doğal olarak ahşaptı, onları iner, çıkarken duyduğum gıcırtılar beni nasıl da mutlu ederdi bilseniz. Bu nedenle ha bire iner, çıkar çıkardığım ayak sesleri ve gıcırtılarla ev halkını sinir ederdim. Tabii kötü niyetle değil, sırf elime geçen fırsatı iyi değerlendireyim diye.

Şimdilerde iki katlı apartman daireleri çıktı “dubleks” diyorlar, resmen başa belâ! Bizimki de onlardan biri; in çık bitmiyor. Akıllı telefonlar yoktu ki henüz, kaç kez inip çıkıldığını kendiliğinden saysın. Bir gün merak ettim. Merdivenin başında kâğıt kalem, her iniş çıkışımda çarpı koyuyorum. İster inanın ister inanmayın saat 16:00 ile 22:00 arasında kırk iki kez inip çıkmışım. “Aklına şaş, ne işin vardı da düzayak daire seçmedin” derseniz haklısız ama bunun da ayrı bir keyfi var doğrusu.

Köşeli merdivenler sanki daha rahattır. Yedi basamak çık, küçük bir sahanlık, orada soluklan sekiz basamak daha çık. Ben spor olsun diye bir seferde on beş kez inerçıkarım; bunları sizleri düşünerek belirtiyorum; kendimi düşünerek yazıyorsam namerdim; devlet büyüklerimiz gibiyimdir onlar da kendilerini düşünürlerse namert olduklarını söylerler ya, o hesap.

Özellikle yuvarlak merdivenlerden inip çıkarken temkinli olmak gerek. Bazı yerleri dardır bazı yerleri geniş; bu tip merdivenlerde belki de en iyisi tırabzandan kayarak inmek ama o da her zaman mümkün olmuyor ya elinizde taşıyacağınız bir şey vardır ya da artık yaşınız buna uygun değildir.

Giriş katları iki katlı daireler değilse en rahatıdır ama onun da sakıncası insanlar hangi daireye gideceklerini bilmiyorlarsa illâki sizin zilinize basarlar. Bir de iki katlı ise daireniz çoğu zaman aşağıdan paldır küldür fırlarsınız yukarı kim gelmiş diye, hem de bazen hiç de uygun olmayan bir kıyafetle; başınızı kapı aralığından uzatırsınız, hiç tanımadığınız bir insan bir komşunuzun kapı numarasını soruyor!

Yuvarlak merdivenin bir sakıncası da büyük eşyanın taşınması. Evimize yeni yerleşmekte olduğumuz günlerde piyanomuzun alt kata taşınması doğal olarak sorun yarattı. Ben adamların başında aman biraz sağa yönelin, şimdi biraz düz gidin gibi önerilerle yön vermeye çalışıyorum ki bir şangırtı, merdiven aydınlatmalarının birinin şapkası kırıldı. Önemli değil yenisi alınır diyeceksiniz ama işler öyle değil. Ben onları yurt dışından getirilmiş olan bir dükkândan tedarik etmiştim. Neyse ki birkaç hafta sonra yenisi geldi. Sorun bununla da bitmedi, piyanonun sivri ucu duvarı deldi; tam kurtuldum bunlardan derken ustalar yine eve girdi orayı onardı.

Merdiven kazalarına da pek sık rastlanır. Ben bir seferinde bir düştüm şah damarım patlamış, yanağım yırtılmış, zor yetiştirdiler hastaneye bir buçuk saat ameliyat oldum, iki üniteden fazla kan kaybetmişim. Yani özetle sizlere önerim merdivenlerde çok dikkatli olun. Bir de çok hızlı çıkmamak gerek, bakarsınız siz de inanamadan kendinizi merdivenlerin en tepesinde buluvermişsiniz sonra da nasıl olup, neye uğradığınızı anlayamadan tepe üstü yere çakılmışsınız. Benden uyarması.

Kalabalık saatlerde, hele ki herkesin asansörden çekindiği şu günlerde yürüyen merdiveni olmayan Alışveriş merkezlerinin merdivenlerinde inen çıkan birbirine girer. Kimse iniş çıkış yönüne dikkat etmez. Döner değil de normal kapılı yerlerde de çoğu zaman aynı şey olur. Girip çıkmaya çalışan insanlar neredeyse birbirlerine yapışırlar. Ne yapalım biz böyle sıcakkanlı bir milletiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum