Şevket Bülent Yahnici
Müzeler Haftası Münasebetiyle Aklıma Takılanlar ve Ankara Kalesi
Dostlar...Müzeler Haftasının içindeyiz. Maalesef hayatimizi altüst eden salgın ve pandemi süreci her konuda olduğu gibi, kültürel faaliyetler, sanat organizasyonları, turizm konularında da büyük bir gerileme ve durgunluğun sebebi oldu.
KADİM ANKARA, binlerce, yüzlerce yıl geriden getirdiği tarihi varlıkları ve mekanlarının yanı sıra cumhuriyet ilk yılları yapılarıyla da önemi ve değeri gitgide anlaşılan ve artan bir şehir olarak kültürün, sanatın ve turizmin hizmetindeki varlığını sürdürmektedir.
Gordion'un ve çevresindeki kültürel ve tarihi varlıklarla beraber Hacıbayram'ın Unesco listesinde yer alma kavgası oldukça başarılı bir noktada devam ediyor.
Hacıbayram, Hamamönü, Hamam arkası, Hacettepe, şu an devam eden İçkale sokak sağlıklaştırması çalışmaları ile yepyeni bir destinasyona kavuşulmuştur. Sinagog ve çevresinin "yahudi mahallesi" düzenlenmesi çok yerinde olacaktır.
Birinci ve İkinci Meclis, Devlet Konukevi, Pul Müzesi, Ekonomi Müzesi, Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Ulucanlar Cezaevi Müzesi, Etnoğrafya Müzesi ile bu mekanlara dağılmış bulunan cami, mescit, türbe, çeşme gibi yapılar tarihten günümüze uzanan kültürel varlıklar olarak durmaktadır. Yiba Çarşısı karşısındaki Roma kalıntıları ve hamam, Bentderesi’ndeki kalıntılar, hamam ,tiyatro mekanları (düzenleme ve restorasyon çalışmaları devam etmekte), Roma yolu, Kaledeki sığınaklar hayata geçirilmesi gerekli kültürel varlıklar olarak sıradadır.
Osmanlı'nin Ankara'ya geliş tarihinden çok çok eski yıllarda inşa edildiği bilinen Alaaddin Camii, sanki İçkalede Türkün bu topraklarda vurulu bir mührü gibidir. Bin yüzlü yılların sonuna doğru burada bir müslüman Türk yapısının inşaa edilmiş oluşu çok önemli bir hadisedir. Arslanhane ve Ahi Elvan camileri ve Ahi baba türbeleri yine çok değerli kültürel miras varlıklarımızdır.
Yeni Cami ve diğer pek çok sayıdaki mescit, Ankara'da yaşayan mütevazi İslam hayatının göstergeleridir.
Gelelim, başlı başına bir tarih, kültür, turizm miras ve değeri teşkil eden Ankara Kalesine... Galatlardan başlayarak yaşanan yüzlerce yıllık bir tarihin şahidi olan Ankara Kalesi...
TÜRKİYE’NİN KALBİ ANKARA...
ANKARA'NIN KALBI ALTINDAĞ (Kadim sehir)
ALTINDAĞ'İN KALBI ANKARA KALESI...
Ankara Kalesi bir tarih, kültür ve turizm değeri olarak birçok ülkenin, birçok şehrin arayıp da bulamadığı; gıpta ile bakıp sahip olmak isteyip de olamadığı büyük bir zenginliğin adıdır. Ülke olarak Türkiye ve şehir olarak da Ankara, böylesi zengin bir mirasın sahibi olmakla ancak ve ancak övünmeli, bunun kıymetini bilmelidir.
Ankara Kalesi tarihten getirdiği evler, mekanlar, hanlar, meslekler, kültürel değerler ile çok çok büyük bir zenginliği bize sunmaktadır. Bu zenginliğin farkında olmak, değerini bilmek ve ona göre davranıyor olmak (sadece mekan olarak Kale için değil, yukarıda saydığımız bütün kadim şehir için) her Ankaralının olduğu kadar bütün Milletimiz için de bir görev teşkil etmelidir. Altındağ Belediyesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Bakanlık, önce kadir ve kıymet bilmenin şuuruna sahip olmalı; sonra da bu şuurun bir gereği ve sonucu olarak uygun davranış ve hizmet anlayışı içinde hareket etmelidirler.
Ankara Kalesi gün itibariyle Türk müzeciliğinin en güzel, en başarılı örneklerinin sergilenmekte olduğu bir kültür ve tarih hazinesidir. KOÇ MÜZESI, Türk kültürüne, turizmine, müzeciliğine bir ailenin verebileceği büyük hizmetin nişanesi olarak varlığını sürdürüyor. ERIMTAN MUZESI, yine bir başka ailenin büyük fedakarlığı neticesi oluşturulmuş özel bir müze olarak dünyadaki benzerlerine yarışacak bir güzellikle hizmete devam ediyor. Genç bir kardeşimizin şahsi gayret ve alın terinin yansıması olan TÜRK PUSAT MUZESI (okçuluk) benzeri olmayan varlığıyla kültürün ve turizmin hizmetinde...Sevgili Gökyay ailesinin olağanüstü ve olağandışı başarısı dünyada eşi olmayan bir müzeyi bize kazandırmış bulunuyor: SATRANC MUZESI... Dostumuz ve aziz hemşehrim Sevgili Bülent Kalıpçı’nın imkanlarıyla hayata geçirdiği KALIPCIZADE KONAGI, Ulucanlar'ı süslüyor. Akkale burcu ve çevresi ki, ilk Anadolu Medeniyetleri Müzesi olarak kullanılan alan müstakil bir AKKALE MUZESI olarak hayata geçirilebilir. Ya da, mevcut Müzeye bağlı bir birim olarak...
Tabii ki, bütün bunların yanında Türk müzeciliğinin yüz akı, adeta amiral gemisi olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi Altındağ'ın, kadim şehrin en önemli bir turizm merkezi olarak ayaktadır.
Bunların hepsinin şurasında burasında, bir köşesinde yer almakta olduğu ANKARA KALEMIZ ise surlarıyla, geçitleriyle, burçlarıyla, kuleleriyle, dehlizleriyle, içinde barındırdığı değerleriyle ACIK HAVA MUZESI olarak kabul ve ilan edileceği; kendisine de buna göre ve buna uygun davranılacağı günleri bekliyor.
Ben, hayatının geriye doğru uzunca yıllarını bu isi bir rüya olmaktan çıkartıp, gerçeğe dönüştürme gayesine adayan bir kişi olarak, bir gün gelip bu fotoğrafı bütünüyle görebilirim ümidiyle yasıyor ve gayret gösteriyorum. İnşallah ümitler boşa çıkmaz...
Şevket Bülent Yahnici
Ankara Kent Konseyi
Ankara Kalesi Çalışmaları
Meclisi Sözcüsü
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.