N GAZETE ANALİZ: İRAN'A YAPTIRIM KARARININ PERDE ARKASI
ABD,İran'a yaptırım kararını ile birlikte ilginç biçimde İran'ın en büyük 6 petrol müşterisini bu yaptırımlardan muaf tutmuştu.Peki bu kararın sebebi neydi? ABD bu yaptırımlarla sadece İran ekonomisine mi darbe vurmaya çalışıyor yoksa perde arkasında başk
ABD'nin İran'a getirdiği 2 kısım yaptırımlar sonrasında 8 ülkeyi muaf tuttuğun u açıklaması ile ortaya ilginç bir tablo çıkarken bu muafiyetlerden yararlanacak ülkelerin açıklanması beraberinde çeşitli tartışmaları da getirdi.
Bunun sebebiyse İran'a uygulanan ve ABD'nin "İran'ı açlıktan kıvrandıracağız" şeklindeki sert sözlerle duyurduğu ve İran ekonomisinin belkemiği petrole yönelik ihracat yasağını içeren yaptırımlardan muaf tutulan 8 ülkeden 6'sının İran'ın hali hazırdaki en fazla miktarda petrolü sattığı müşterileri olması.
İrana getirilen yaptırımlardan muaf tutulan 8 ülke Türkiye,Çin,Hindistan,Japonya,Tayvan,İtalya,Yunanistan ve Güney Kore...
Bu ülkeler İran'da yaptırım öncesinde günlük 2-2,5 milyon varil petrol ithal etmekteydiler. Bu rakamın ülkelere göre %30 ile %50 oranı arasında azalması beklense de İran'ın ana müşterilerini tamamen kaybetmeyecek olması ve sistemin kendisini bu şekilde aslında finanse edebilecek olması ortaya çıkan farklı görüşlerin de çıkış noktasını oluşturmakta.
İran'ın ana petrol müşterilerine muafiyet sağlanması belki rejimin kendisini finanse etmesine yardımcı olacak ama İran kazandığı parayı direkt kasasına koyamayacak ve uluslararası bankaların birisinde emaneten koymak zorunda kalacak.Kazandığı paranın sadece temel insani ihtiyaçlar ile ilgili bölümünü alabilecek olan Tahran yönetimi bu noktada zorluk yaşayacak.
Ayrıca ilerleyen günlerde İran'da İran Rial'inin giderek değer kaybı yaşayacağı ve bunun zaten ciddi ekonomik sıkıntılar yaşamakta olan İran orta ve alt düzey sosyo ekonomik sınıfının hayat şartlarını çok daha zor hale getireceği ifade edilmekte.
İşte ABD yaptırımlarının hedefi aslında tam da bu yani hedef İran ekonomisini çökertmek değil toplumsal fay hatlarını kırmak ve rejime muhalif kitleleri sokağa dökmek...
Yaptırımlarının yaratacağı huzursuzluğun sosyal katmanlarda büyük bir huzursuzluk yaratarak bunu rejim karşıtı bir isyan dalgasına dönüştürme hedefini stratejinin temel taşını oluşturmakta.
Zira rejim kendisini bu muafiyet sağlanan ülkeler kanalı ile finanse etmeye devam ederken ülkede rejime yakın tabaka ile paranın değerinin düşmesi ile birlikte yaptırımların asıl etkileyeceği orta ve dar gelirli sınıflar arasındaki refah ve gelir farkı daha da fazla açılacak.
Bu bir toplumsal tepkinin doğmasına,geniş halk kitlelerinin kendileri zorluk içerisinde yaşarken standartlarını koruyan rejim yönetimi ve yakınlarına tepkilerini giderek yaygınlaşan ve sertleşen biçimde göstermelerine yol açacak.
Bu arada ABD'nin özellikle İran içerisinde faaliyet gösteren muhalif gruplar ve Müslüman Kardeşler gibi silahlı muhalefet unsurları ile de dirsek temasında...
ABD hedeflediği toplumsal muhalif dalganın yükselmesine eş zamanlı olarak İran'da silahlı muhalif grupları da devreye alarak sıcak çatışmaları da tetiklemeyi planlıyor.
Bu silahlı unsurların da devreye girmesi ile İle birlikte İran'ın "Büyü Kaıs Sarmalı" içerisine çekilmesi hedefleniyor...
Ancak Rusya ve AB ülkelerinin bu süreçte İran'ı yalnız bırakmayacak olduklarını göstermeleri -Rusya yaptırımlara uymayacağını açıklarken,AB ülkeleri ve Avrupa Parlamentosu yetkilileri de yaptırımları sert biçimde eleştirdi- bu planın ne kadar başarılı olacağını oldukça tartışmaya açık hale getiriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.