“Namaz Kılmayanı Öldürün” Demek Sapıklıktır!
Yüksek İslam Enstitüsü hocalarından Abdullah Bakır: ‘Dinde zorlama yoktur’ deyip yıllardır İmam Hatip Lisesi ve Yüksek İslam Enstitüsü’nde öğrencilerine öğrettiği gerçek İslam dinini NGazete’ye anlattı. Bugün yaşanan sıkıntıların sebeplerini sıraladı.
Yüksek İslam Enstitüsü hocalarından Abdullah Bakır: ‘Dinde zorlama yoktur’ deyip yıllardır İmam Hatip Lisesi ve Yüksek İslam Enstitüsü’nde öğrencilerine öğrettiği gerçek İslam dinini NGazete’ye anlattı. Bugün yaşanan sıkıntıların sebeplerini sıraladı.
NGazete: Hocam kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Ben Abdullah Bakır. 1937 yılında Kayseri’de doğmuşum. Allah’ın yardımıyla 8 yaşında hafız oldum. Kayseri İmam Hatip Okulundan mezun oldum. Ayrıca İstanbul Yüksek İslam Enstitüsünü bitirdim. Kayseri İmam Hatip Okulunda öğretmen oldum. Orada öğretmen iken 4489 sayılı kanuna göre Bağdat’a gönderildim. Bağdat’ta 3 sene kendi mesleğimde ihtisas yapmaya çalıştım. Edebiyat Fakültesinde İslam Hukuku üzerinde çalışmalarım olmuştur.
NGazete: Kayseri Yüksek İslam Enstitüsünde hangi derslere girdiniz?
Kur’an-ı Kerim Arapça Tefsir Derslerine girdim.
NGazete: Hadis ilmiyle de çalıştınız mı?
Evet, hadisle de uğraştım. Ancak daha çok idareciydim, orada baş muavin olarak daha çok çalıştım.
NGazete: Geçen hafta ilahiyatçı olduğunu söyleyen bir kişi, “Adam keyfi olarak namazı sürekli biçimde aksatıyorsa, cezaya çarptırılır. Çağırılır azarlanır, çağırılır tekdir edilir, çağırılır dövülür, devam ederse tâziren öldürülebilir” dedi. Bu konuda ne söylemek istiyorsunuz? Bu kişi gerçekten de ilahiyatçı olabilir mi?
Önce Allah Teala buyuruyor ki, “Lâ ikrâhe fîd dîn”, yani “Dinde zorlama yoktur. Dileyen ihmal etsin, dileyen küfretsin, ancak her şey açık saçık beyan edilmiştir” buyuruyor. Yüce peygamber (S.A.V.) de “Kolaylaştırın, güçleştirmeyin, müjdeleyin, korkutmayın” buyuruyor. "Beni nasıl namaz kılıyor olarak görüyorsanız öylece namaz kılınız" buyuruyor. Yüce peygamberin hayatında, ashabı güzinin ve tabiyenin hayatında namaz kılmayan hiçbir kimse bu şekilde bir muameleye tabi tutulmamıştır, hele öldürülmemiştir. Bu tamamen saçmalıktır, sapıklıktır. Peygamberimiz buyuruyor ki “Ahir zamanda öyle müftüler, öyle hocalar, öyle dinden bahseden kişiler çıkacak ki, önce kendileri sapacaklar, sonra başkalarını saptıracaklar” diyor. Allah bunların şerrinden bütün insanları korusun.
NGazete: Bu ilahiyatçı dört mezhepte de öldürülebilir olduğuyla ilgili yorum yapmış. Böyle bir şey var mı?
Dört mezhebin dördünü de ben okudum, yazdım. Böyle bir sapıklık yoktur. Ancak bu adamın uydurmasıdır. Çünkü dört mezhebin dördüne de Müslümanlar inanmış, onları tetkik etmiş, böyle bir şey görmemişlerdir. Bu kendisine öğretilen şeyleri söylüyor. Sözüne itibar edilmez.
NGazete: Peki hocam bu tür, son zamanlarda artan, kendisini din alimi zanneden insanların dezenformasyonları toplumu nereye götürür?
Bunlar öyle sanıyorum ki vazifeli! Kendilerine verilen ne ise onun namına konuşuyor. Onun adına konuşuyor. Koca bir milleti dinden soğutmak istiyor. Çünkü büyük Türk milleti, Müslümanlığı kabul etmiş ve yaşamış, hayatında sapıklığa hiç yer vermemiştir. Bunlar öyle sanıyorum ki görevli, cemiyeti ifsad etmek, dünyasını da ahiretini de mahvetmek suretiyle görevli sapık insanlardır.
NGazete: Uzun vadede toplum ne olur bu tür insanlar sayesinde?
Eğer bu tür insanlar çoğalırsa, cemiyette de bunları dinleyenler çoğalırsa dinden soğutur. Mesela bugün benim de kulağıma geliyor. Bugün insanların beyanı ile pek çok insan, “İslam dini buysa, senin tebliğ ettiğin din buysa ben Müslüman değilim” diyor. Buna sebep olan bu alçaklardır.
NGazete: Peki Atatürk’ün dine bakışı nasıldı?
Atatürk, Allah rahmet eylesin, ben onun 2 ciltlik orijinal, eski harflerle basılan nutkunu okudum. Hem de iyice okudum. Orada Atatürk Büyük Millet Meclisinde İslam dinini övmüş, zapta geçmiştir. Ayrıca Atatürk ulemayı, gerçek müminleri, gerçek alimleri Büyük Millet Meclisine davet etmiş “Gelin burada İslam’ı anlatın” demiş, kendisi de hayatı boyunca her gittiği camide İslam dinini övmüş, Allah’ın birliğini, varlığını, kudretini, Hz. Peygamber (S.A.V.)’in son peygamber olduğunu, onunla iftihar ettiğini her fırsatta söylemiştir. Ve İslam’ın emirlerini yerine getirmiştir. Yani kısa zamanda İslam’ı ilgili makamda anlatmış, övmüş, hem de kısacık hayatında İslam’ı yaşamış, çalmamış, çaldırmamış, İslam ne dediyse onu yapmıştır. Ben kendisini rahmetle, minnetle anıyorum.
NGazete: Peki hocam, teşekkür ederiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.