NURAY BAŞARAN YAZDI: VİRÜS SAVAŞLARI - SEFERBERLİK!
Bu köşede uzun zamandır yenidünya düzenindeki yeni savaş modellerini ve yeni silahları yazıyorum. Haarp siteminin depremler ile olan ilişkisinden, Çin’deki Korana virüsüne kadar.
Artık herkes biliyor ve öğrendi ki, bu virüs Çin’e en büyük silahtan daha çok zarar verdi. Dünya üzerindeki algısı o kadar büyüdü ki, artık kimse bu ülkeye gitmiyor, neredeyse artık hiçbir ülke bu ülke vatandaşlarını kabul etmeyecek duruma geliyor… Ve virüs dalga dalga yayılıyor. Komşumuz İran’ın da kapısını çaldı. Ve dün akşam saatlerinde İran ile sınır kapılarımızı kapattık.
Zira İran’da korana virüs nedeniyle ölü sayısı 8'e yükseldi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ‘koronavirüs tehdidiyle ilgili, hastalığın komşumuz İran'da görülmesi bizler için alarm anlamına geliyor.’ derken, tüm uluslararası uçuşlar (İran'dan gelişler) dün saat 20.00 itibarıyla tek taraflı ve geçici olarak durduruldu.
Öte yandan İran Sağlık Bakanlığı ise, ürkütücü bir açıklama yaparak koronavirüs vakalarının ülkedeki tüm şehirlere yayılmış olabileceğini duyurdu. İranlı yetkiller, koronavirüsün Kum şehrindeki Çinli işçilerin ülkelerini ziyaret etmesinin ardından İran'a girmiş olabileceğini değerlendiriyor.
Düşünebiliyor musunuz vehameti!
Neredeyse yakında tüm dünya kapılarını Çin ve Çinlilere kapatacak. Hatta bu hastalığı kapsayan ülkelere… Ne tesadüf ki bunların arasına artık İran da girdi. Ve ülkemiz için de tehlike büyük. Yine ne kadar ilginçtir ki ardışık depremler de bölgemizde aynı yerleri biz ve İran’ı da kapsıyor. Elazığ, Manisa, Van, İran ile paralel beşik gibi sallanıyor. Uzmanlara göre olası İstanbul depremi de kapımızda her an olabilir…
Bu arada İdlib’de sıkıntı ve çözümsüzlük devam ediyor. Sözüm ona, Mart ayı başında liderler Tahran’da bir araya gelecekti. Şu sınırları kapattığımız, hava sahasını ve uçuşları kapattığımız İran’da. Sizin anlayacağınız bu öyle bir virüs ki, İdlib ve Suriye sorunun konuşulacağı ve liderlerin buluşacağı ülkedeki ‘masa’yı şimdiden dağıttı.
Görünen o ki virüs de savaş kadar büyük.
Şimdi merak edilen; kim ne kadar zarar görecek ve ne kadar yanacak?
Yanan yakacak mı?
Türkiye ne kadar etkilenecek ya da teğet mi geçecek?
Her şeyden önemlisi her şeyin ‘çakması’nın yapıldığı ülkede, virüsün de çakması yapılır ve ABD’ye gönderilirse ne olur?
Gelen duyum ve bilgilere göre; Çin derin devleti çalışma başlattı.
Yani Çin derin devleti korano virüsünün bir saldırı olduğunu anladı. Saldıran ülkeyi ve yapıyı tespit etti. Çin ABD ile üst düzey bir görüşme yaptı. Büyük pazarlıklar döndü. İstediğini alamazsa ABD'yi ateşe verecek. Çin duruma göre biyolojik, nükleer ve ekonomik olarak saldırıya geçecek. ABD kırmızı alarm verdi.
Çin devletinin bir kanadı virüs belası ile uğraşırken bir kanadı da soğukkanlılıkla yapılacak intikam saldırısını planlıyor. Çin devlet yetkililerinin tavır ve açıklamaları buna işaret ediyor. Çin her konuda ciddi kayba uğradı. 15 günde 1.5 trilyon dolar zarar etti. Üretim ticaret durdu. Bu batak demek!
Çin bu belayı atlatamaz ve virüs sebebi ile ekonomik, psikolojik, sağlık, teknolojik ve askeri alanda batar ve yok oluşa geçerse ölümcül saldırıya geçecek! Bana bunu yapan yok olsun diyerek nükleer, biyolojik ve fiziki olarak ABD'ye saldıracak. Tüm dünya etkilenecek! Ne tür bir saldırı yapacağını alacağı zarar belirleyecek.
ABD kırmızı alarm verdi. Çin'in yapabileceği muhtemel saldırılara karşı önlem aldı. Çin'in yapacağı olası bir virüs saldırısına karşı ilaç ve aşı kurumları hazır hale getirildi. ABD olası bir fiziki saldırıya karşı güvenlik artırıldı. Tüm ABD şirketleri Çin'i terk etti geçen hafta.
Çin intikam için önce Meksika üzerinden ABD'yi tehdit etmek isteyecek. Muhtemel virüs saldırısını Meksika üzerinden yapacak. Meksika ABD'nin zayıf karnı. Trump bu yüzden geldiğinden beri Meksika sınırına duvar çekmekle uğraştı. ABD 2020'de dünyada büyük operasyonlar yapacağı için Meksika sınırı kontrol altına alınmalıydı. CIA Meksika hattında yoğun çalışma yürütüyor.
Yani virüs dalga dalga… Peki, bu dalgaların nerelere vuracağı konusu daha da derin ve ilginç olacağa benziyor. Vatikan’a kadar uzanan bir süreç söz konusu…
Gelelim İdlib meselesine…
Yazıyı kaleme aldığım saatlerde Talha Aytekin bu konuda ilginç ve kayda değer analiz yapmış. Aynen katılıyor ve aynen aktarıyorum:
‘İdlib meselesinde Türkiye’nin Fransa ve Almanya’yı Rusya’ya karşı kullanmak istemesini anlayabilirim. Ve söylemde kullanmalıdır da. Ancak Macron ve Merkel’i Putin’in karşısına oturtursanız hiçbir şey alamazsınız. Bu hamle taktiksel hatadır.’
Görünen o ki virüs kasıp kavuracak. Depremler kapıda. Olası ‘seferberlik’ ilanı Ankara koridorlarında yüksek sesle konuşuluyor. Böyle bir kararın alınması kimseyi şaşırtmasın
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.