Ali Erbaş hazretleri buyurmuşlar ki :
"Burası ne cami ne de mescit, cuma namazında hutbe okuyan da imam değil...Bir OSB...Diyanet olarak karışma yetkimiz yok."
Akla hemen onlarca soru gelir.
Her kafasına takılan, (ehli tarik, cemaatci, nurcu, suleymanci, menzilci,kaplanci,milli görüşçü,İsmail Ağa, iskenderpasa,yazıcı,okuyucu,sii, caferi , fettullah,mahmut efendi,ışıkcı vs. , vb...tıpkı Avrupa ülkelerindeki gibi) kendi camiini kurup,mescidini açıp, cemaatin önüne de,ya da kürsüye kendi imam efendisini koyup işini yurutebilir mi?..Aslında bu sorunun cevabi bana göre de,Diyanete göre de "böyle birsey olamaz,olmamalidir" olmalıdır...Ancak cevabın böyle olmadığını ben de biliyorum, Erbaş Hocaefendi de biliyor.
Herkes kendi camiini,mescidini kurup,imamını da cemaatinin önüne koyup işini,gücünü devam ettiriyor.Merdivenaltinda kürtaj faaliyeti ne ise, diyanet dışında böylesi bir " merdivenalti dinci " yapılanma ülkenin gerçeğidir...Son yirmi yılda da tavan yapmıştır.
Bakmayın siz Erbaş Hazretlerinin elde kılıç "islam halifesi" misali hutbelerde minbere çıkıp afra tafra satmasına , diyanetin karisamiyacagi cami,mescit sayısı ve binlerce böylesi imam mevcudu her geçen gün artmaktadır.
Aslında belki de ( bahis konusu bu OSB deki mescit ve buradaki bahis konusu hutbeyi okuyan - ya da vaaz eden- diyanet dışı imam efendi ) bu örnek, benzerlerine göre en masumu,en iyi niyetle düşünülmüş olanıdır. (OSB mensuplarının dini ihtiyaçlarını karşılamak için bir araya geldikleri bir dini ibadet alanı...)
Konuyu, buradaki imam efendi,güncele getirip dayayinca (deprem,Haluk Levent,Oğuzhan Ugur) ve bu da medyaya düşünce Erbaş'ın -bir nev'i itirafı diyebileceğimiz gercek- ortalığa düştü.
Nedir bu gerçek?
Cumhuriyet ,kurulduğu ilk günden itibaren laisizme önem verdi,laikliğin üzerinde titizlikle durdu.Diyaneti bir resmi kurum olarak düzenledi ki, merdivenalti dincilik tehlikesi onlenebilsin, diye.
Erbaş Hoca elde kılıç hutbelere çıksa da, bu gösterinin nurcu,suleymanci,fetocu,mahmutcu,iskenderpasaci,cemaatci, vb. , vs.
DINCI grup mensupları ( dindar degil) icin/ açısından bir kiymet-i harbiyesi olmadığını ben de biliyorum, Hocaefendi Erbaş da biliyor ; eline kılıç verip kürsüye çıkartanlar da biliyor !..
"Din elden gidiyor" , " şeriat isteriz" avazlari ile Osmanlı'nın son çöküş döneminin aktörü olan kalabalıklar "alin size din", "işte şeriat " deseydiniz, inanın ki, bu sefer de Cagaloglunda,Sultanahmette, Okmeydaninda birbirlerine girer,birbirini bogazlamaya kalkarlardi...Bunların derdi bambaşkadır.Hocaefendileri, gavslari,mürşit belledikleri,imam bildikleri hep kendilerinedir.Sadece diyanetin Erbaş 'ina,imamına aldirmazlik etmezler,birbirinin camiine,mescidine de gitmezler,imamina da itibar etmezler...( Avrupa'daki cami ve mescitler buna örnektir.Bunlar diyanetinkilere itibar etmedikleri gibi,birbirlerininkine de itibar etmezler...arkasında namaza durmaktan imtina ederler...)
OSB deki " bağımsız,bağlantısız imam"dan nerelere geldik? Ümmetin, diyanetin hali perişanına!..