Pelikan örgütü soruşturması başladı
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’ya yakınlığıyla bilinen Taha Ün, Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan ve eşi Süheyb Öğüt’ün şikayeti üzerine ifade verdi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’ya yakınlığıyla bilinen Taha Ün, Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan ve eşi Süheyb Öğüt’ün şikayeti üzerine ifade verdi.
Taha Ün’ün “Pelikan örgütü” şeklindeki sosyal medya paylaşımları suçlama konusu yapıldı.
Odatv, Taha Ün’ün ifadesinin ayrıntılarına ulaştı.
İfadesinde “Twitter isimli sitede Taha Ün ‘@sağlamirade’ isimli hesap bana aittir ve soruşturmaya konu paylaşımlar benim tarafımdan yapılmıştır” diyen Ün şunları anlattı:
“Pelikan Örgütü 2016 Mayıs tarihinde şahsımın da içinde olduğu pek çok isime yönelik iftiralar içeren isimsiz bir bildiri kaleme almıştır. Söz konusu bildiride Türkiye Cumhuriyeti seçilmiş son Başbakanı Ahmet Davutoğlu öncülüğünde seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik bir takım kumpaslar içerisinde olduğumuz bu örgüt tarafından şahsıma ve benim gibi birçok saygın isme iftira olarak atılmaya çalışılmıştır.
Her ne kadar görünürde pelikan bildirisinin amacı yukarıda ifade ettiğim gibi gösterilmeye çalışılsa da birincil amacı seçilmiş son Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yönelik bir darbe girişimi niteliği taşımaktadır. Öte yandan şahsımın da içerisinde oldu pek çok saygın isimle birlikte Fetullahçı Terör Örgütü tarafından sözde Tevhid Selam Terör Örgütü soruşturması kapsamında uzunca bir dönem telefonlarım dinlenmiş ve sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile beraber aynı dosyada müşteki olmuş bir isim olarak Pelikan Örgütünün FETÖ Terör Örgütünün yarım bıraktığı işleri tamamlamaya yönelik bir vasfının da olduğunu rahatlıkla gözlemlemekteyim.”
“PELİKAN BİLDİRİSİ İLE BOĞAZİÇİ KÜRESEL İLİŞKİLER MERKEZİ ARASINDA BAĞ”
Taha Ün “Söz konusu örgüt kronolojik olarak Beşir ATALAY, Ömer DİNÇER, Ahmet DAVUTOĞLU, Hakan FİDAN, Mehmet GÖRMEZ gibi pek çok ismi Pelikanvari yöntemler ile hedef almıştır” deyip Süheyb Öğüt’e ilişkin şunları söyledi:
“Yukarıda zikrettiğim bu isimlerin en temel ortak özellikleri 2010 yılından itibaren Fethullahçı Terör Örgütü tarafından hedef alınmış ve itibarsızlaştırılmaya çalışılmış olmasıdır. Tekrar konunun başına dönecek olursak Pelikan Bildirisi yazıldığı günden itibaren isimli isimsiz pek çok kaynak bu bildirinin Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezinde ve bizzat Süheyb ÖGÜT tarafından kaleme alındığını ifade etmektedir. Bugüne kadar ne Süheyb ÖGÜT ne de Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezi tarafından Pelikan Bildirisine ilişkin iddialar açık bir dille yalanlanmamıştır. Öte yandan 24 Şubat 2020 tarihinde Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezinin resmi olarak onayladığı proje hesaplarından birisi olan ‘@bizimicineniyi’ adlı twitter hesabından Pelikan Örgütüne yönelik çeşitli gazeteci ve siyasetçilerin gündeme getirdiği iddialara tepki gösteren bir video paylaşılmış, bu video yine aynı şekilde Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezine ait olan ‘@yekvucut.com’ isimli twitter hesabından da paylaşılmıştır.
Ayrıca, söz konusu Pelikan Bildirisini sosyal medya hesaplarından ilk paylaşan Merve TAŞÇI, Filiz GÜNDÜZ, Elif Şahin KELEŞ isimli şahısların Süheyb ÖĞÜT ile hanımı Hilal KAPLAN ile olan ilişkileri kamuoyu tarafından açıkça bilinmektedir. Öte yandan söz konusu bildiriyi ilk paylaşan isimlerden birisi olan ‘secondvirus’ isimli twitter hesabının kullanıcısı olan Cemil BARLAS’ın, yine Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezinin mütevelli heyetinde olduğu belirtilen Can PAKER’in yeğeni olduğu bilinmektedir. Tüm bu açık kaynak deliller bizlerin Pelikan Bildirisi ile Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezi arasında bir bağ olduğunu düşünmemize yeterlidir. İddiaların aksi yönünde bir beyanında söz konusu isimler tarafından güçlü bir biçimde yapılmamış olması bu kanaati pekiştirmemize imkan sağlamıştır.”
“ESKİLERİN TABİRİ İLE ‘YARASI OLAN GOCUNURMUŞ”
Taha Ün ifadesini şu sözlerle sonlandırdı:
“Öte yandan Süheyb ÖĞÜT isimli şahsin 17 Aralık 2013 tarihinden çok kısa bir süre önce ‘ben hizmet hareketine aşıktım’ başlıklı yazısı söz konusu şahsın örgütle ne denli derin bir ilişki içerisinde bulunduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Öte yandan Pelikan Örgütünün 1 Nisan 2019 tarihinde önce ‘sandık başkanları gözaltına alınıyor’ başlıklı bir haberi servis etmesi, ardından yine aynı gece “İstanbul’da tüm oyların yeniden sayılmasına karar verildi” başlıklı haberi bizzat devletimizin yetkili organları tarafından anında yalanlanmıştır. Gergin seçim ortamının devam ettiği bir dönemde, sosyal medyanın en aktif olduğu saatlerde bu tarz yalan haberlerin servis edilmesi üstelik bunun da Pelikan Örgütüne yakın yazarlar tarafından servis ediliyor olmasına sorumlu bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak tepki göstermişimdir.
Yukarıda ifade ettiğim tüm beyanlarıma rağmen bugüne kadar halka açık hiçbir paylaşım platformunda Süheyb ÖĞÜT’ün ya da Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezinin ismini açıktan zikretmemeye özen gösterdim. Bunu yaparken gözettiğim en temel haslet Süheyb ÖĞÜT gibi isimlerin geçmişte ahlakından e karakterinden nasiplendikleri FETÖ yapılanmasının uygulamış olduğu usul ve yöntemlerine başvurmaması çabasıydı. Eskilerin tabiri ile ‘yarası olan gocunurmuş”.
Pelikan yapılanması bugün her ne kadar ülkü milli güvenliğine bir tehdit olarak algılanmıyor olsa da, ülkenin saygın ekonomi bürokratlarından gazetecilerine, siyasetçilerinden iş adamlarına kadar pek çok isme yönelik FETÖ yöntemlerini bire bir uygulayan bir yapı olma hasebiyle oluşturduğu yıkıcı etkinin kısa bir zaman içinde fark edileceğini düşünüyorum.
Bu ifadeye bu denli kapsamlı vermemdeki en temel motivasyonum tarihe bir not düşme kaygısıdır.
Söyleyeceklerim bu kadardır.
Suçlamayı kabul etmiyorum.”
İşte ifade tutanağı:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.