Pırıl pırıl akan Nilüfer Çayı zifte dönüştü!

Pırıl pırıl akan Nilüfer Çayı zifte dönüştü!

Bursa'dan Marmara Denizine dökülen Nilüfer Çayı; tarım, sanayi ve evsel atıklar nedeniyle siyaha boyandı. Kirli suyun çaya aktığı noktalar dronla havadan görüntülendi.

Uludağ’dan başlayıp, ovadaki birçok dere ve Susurluk Çayı ile birleşerek, Karacabeyden Marmara Denizine dökülen yaklaşık 200 kilometrelik Nilüfer Çayı, kirli atıklar nedeniyle siyaha büründü.

Bursa Ovasında tarım ve hayvancılık ise olumsuz etkilendi. Kirli su, son dönemde deniz salyasıyla gündeme gelen Marmara Denizinin de kirliliğinin artmasına neden oluyor.

KİMYASAL ATIĞA DÖNÜŞTÜ

Sudaki siyahlık ve kirli atıkların çaya boşaltıldığı noktalar dronla havadan görüntülendi.  Nilüfer Çayında eskiden insanların yüzmeyi öğrendiğini belirten DOĞADER Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir, “Nilüfer Çayı içinde balığı, kurbağası, kaplumbağası, yılanıyla, su bitkileriyle bir yaşam döngüsüydü, ancak şu an burada yaşam ihtimali sıfır. Çünkü bu artık bir su değil, kimyasal atık” dedi.

YAYIN BALIKLARI YÜZÜYORDU

“4 milyona yaklaşan nüfusumuzla, 20’den fazla sanayi bölgemizle biz bütün evsel ve sanayi atığımızı Nilüfer Çayına bırakıyoruz” diyen DOĞADER  Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir,  sözlerini şöyle sürdürdü;

*Bunu hem evimizde hem de sanayimizde yapıyoruz. Yani sanayicimiz kadar evdeki teyzemiz de suçlu. Çünkü biz lavabolardan döktüğümüz kızartma yağları, bulaşık yağları, deterjan gibi atıklarla kirletiyoruz. Zaten sanayi başlı başına bir kirlilik unsuru, sanayi demek kirlilik demek.

*O yüzden de Nilüfer Çayı kirli akıyor, su olmaktan çıkmış kimyasal atık halinde akıyor. Bursa’nın kültürel ve doğal mirasında Nilüfer Çayının yeri var. Evliya Çelebi, Bursa’ya geldiğinde Nilüfer Çayı ve çayı besleyen akar suları gördüğünde ‘Bursa sudan ibarettir’ demiştir.

*Bursa’daki kültür suyla birlikte var olmuştur. 30-40 yıl öncesine kadar Bursa sanayi kenti olmadan öncesine kadar Nilüfer Çayının etrafında şenlikler yapılırmış.

*Yaşlı teyzelerimiz denize hiç gitmediklerini yüzmeyi Nilüfer Çayında öğrendiklerini söylerdi. Amcalarımız burada 120 kilo yayın balığı yakaladıklarını söylerlerdi. Nilüfer Çayı içinde balığı, kurbağası, kaplumbağası, yılanıyla, su bitkileriyle bir yaşam döngüsüydü, ancak şu an burada yaşam ihtimali sıfır. Çünkü bu artık bir su değil, kimyasal atık.

“MARMARA DENİZİ ÖLÜME GİDİYOR”

Arıtma tesislerinin öneminden bahseden Demir, şunları söyledi;

*Sanayici kirli teknoloji kullanmamalı, suyu yerinde arıtmalı. Yani suyu daha az tüketen ve hiç kirletmeyen teknoloji kullanmalı. Yani biraz yatırım yapmalı. Biz bir gün yine Marmara Denizi ne olacak, diyeceğiz. Bu su Marmara Denizine aktığı sürece denizin ekosistemi bozulacaktır.

*Biz bunu yıllardır söylüyoruz ama ne yazık ki son müsilaj olayına kadar sesimizi kimseye duyuramadık. Bizim duyuramadığımız sesi doğa kendisi duyurdu. Marmara Denizi en sonunda gözümüze soktu ve ben ölüyorum dedi.

*Bu dereler, bu kirlilik evsel ve sanayi atıklarımız Marmara Denizine kirli bir şekilde gittiği sürece Marmara Denizi ölüme, yok olmaya adım adım hızlı bir şekilde gidiyor demiştik, son yıllarda artık koşar adım gitmeye başladı. Sonucu hep birlikte yaşadık gördük.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler