PKK'yı Kahreden Kazâ/Komutanım, Niye Daha İyi Bir Helikoptere Binmedin?
N Gazete yazarı Kerime Yıldız'ın yeni yazısı...
Tatvan’daki helikopter kazâsında şehid olan askerlerimize Allah’dan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum.
“Bu kazâ, niye PKK’yı kahretsin ki? Herhâlde kutlama yapmışlardır.” dediğinizi duyar gibiyim.
Öyle değil işte! Kazânın hemen ardından olanları paylaştığım bir arkadaşım, “Haklısın. İşte Malazgirt rûhu budur!” dedi.
Şâir ne diyor?
“Hiç Türk Kürt diye ayrılır mı Alpaslan atlılarının Anadolu’yu fetheden ayak izleri?”
Terörle mücâdele eden askerlerin helikopteri düşüyor. Kürt köylüler, hesap kitap yapmadan, korkmadan yardıma koşuyorlar. Davut Bikeç adındaki köylü, yaralı askerin ağzına dolan karları çıkarıp nefes almasını sağlıyor. Üşümesin diye montunu çıkarıp üzerine örtüyor. Yaptığını, teröristlerden korkmadan kameralar karşısında anlatıyor.
Daha fazla söze gerek yok. Bu konu hakkında kelime kalpazanlığı yapamayacağım.
PKK, asla Malazgirt rûhunu yok edemeyecek!
…….
2019’un şubat ayında, yâni seçimden evvel kazânın olduğu bölgeyi ziyâret eden Abdülhamit Gül şöyle demişti:
"Bölge halkı hem Kürt diye hem dindar diye dayak yedi. Bir sağdan dayak yedi, bir soldan dayak yedi. AK Parti ile özgürlüklerimize, haklarımıza daha güçlü kavuştu.”
Seçimden sonuçlarından memnun kalmayan AK Partililer de maalesef dayak sırasına girdiler. AK Parti’ye oy vermeyen Kürtlere beddua eden, bir kalemde silen Mehmet Özhaseki, Davut Bikeç’e iyi bakmalı.
………….
AH KOMUTANIM!
“Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı yaparken tanıştığım Korgeneral Osman Erbaş'ın en önemli özelliği olarak samimiyeti, açık sözlülüğü, içinin ve dışının bir olması dikkatimi çekmişti. Zaman zaman karşımıza çıkan algı yönetimi yapıp, kendisini olduğundan farklı göstererek, kafasının arkasında gelecek için farklı planları olan insanlardan değildi. Osman Paşa neyse oydu. Vitrine oynamaz, vatanı ve milleti için gözünü daldan budaktan sakınmaz, doğru bildiği konularda sözünü esirgemezdi.
Yüreği, Türk-İslâm âlemi için çarpıyordu. FETÖ ile mücâdelede en ön safta çarpışanlardan oldu. Türk milletinin daha ilerilere gitmesi için gece-gündüz çalıştı. Rahmetli Haluk Dursun hocamızın araba kazâsına çok üzülmüştü. Her zaman, "Ah hocam, niçin daha iyi bir arabaya binmedin. Bütün imkânlarımla emrindeydim" derdi. Ancak kaderin acı bir rastlantısı olarak kendisi de rahmetli hocamızın kazâ geçirdiği bölgede, Haluk hoca gibi inandığı değerlerin izinde büyük Türkiye'yi inşâ etmek için hiç durmaksızın çalışırken, görevi esnâsında elim bir kazâ sonucunda şehit oldu. Mekânın cennet olsun Paşam. Gözün arkada kalmasın. Canından çok sevdiğin Türk milleti, ideallerin yolunda bayrağı hep daha yükseğe dikecek.”
Bu yazı MSÜ Rektörü ve Sabah yazarı Prof. Dr. Erhan Afyoncu’ya âit. Çok duygulandım. Rahmetli âbim de yüreği Türk-İslâm âlemi için çarpan bir subaydı. Arslanlar gibi dağlarda PKK ile savaştı. Askerler canını ortaya koyarken vitrine oynayan sivillere hayret ederdi. Bir trafik kazâsında vefat etti. Arabası iyi değildi.
Afyoncu’nun yazısında bir eksik var. Şöyle bitirmeliydi:
“Ah Komutanım! Niçin daha iyi bir helikoptere binmedin?”
Vitrine oynamayan, vatanı milleti için gözünü budaktan sakınmayan, doğru bildiği konularda sözünü esirgemeyen bir komutan ve askerleri, arkalarından bu sorunun sorulmasını hak ediyorlar.
Malazgird şehidlerine komşu olun Osman Paşam! Gözünüz arkada kalmasın!
Elhamdülillah, bu memlekette sizin niye daha iyi bir helikoptere binmediğinizi, hesap kitap yapmadan soranlar var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.