Berlin'de çalışan Rus gazeteci Leonid Bershidsky, Vladimir Putin'in Ukrayna'ya açtığı savaş sebebiyle "Rusya vatandaşlarının tıpkı 2. Dünya Savaşı sonrasında Alman vatandaşlarının yaşadığı gibi çeşitli sonuçlar yaşayacağını" belirtti.

Bloomberg için kaleme aldığı yazıda, "Bu kıyaslama birçok kişiye abartılı gelebilir. Naziler çok büyük bir soykırım yaptı, birçok farklı ülkenin şehirlerini yerle bir etti, ölüm kampları kurdu. Denese de Putin'in Hitler seviyesinde katliam manyaklığına ulaşması zor" yazan Bershidsky, "Ancak artık 1940'larda değil 2022'deyiz. Putin'in savaş suçları sosyal medyada anında kayda geçiyor. Küresel seviyede de insanların hassasiyeti değişti; Sivil hedefler ne kadar kısıtlı olsa da yerleşim birimlerinin vurulması artık kabul edilebilir değil" ifadelerini kullandı.

Bershidsky, Rusya savaşı kazansa bile Ukrayna ve Rusya'dan farklı ülkelerde yaşanan birçok Rus vatandaşının olanlardan sorumlu tutulacağını belirtti.

2014 yılında Kırım'ın ilhakına tepki olarak Rusya'dan ayrıldığını belirten Bershidsky, "Tüm yapılanlara karşı olmamın bir anlamı yok. Tepkimi göstermek için yeteri kadar çaba göstermemekten sorumluyum. Ben mücadele etmek yerine kaçtım. Bu beni sorumlu yapar. Şu an panik içinde Rusya'dan kaçmaya çalışanlar da paylaştığımız sorumluluktan kaçamaz" yazdı.

Nazi Almanyası 2. Dünya Savaşı'nı kaybettikten ve Nasyonel Sosyalist Hitler rejimi devrildikten sonra birçok Almanın, "Ben Nazileri desteklemedim" dediğini hatırlatan yazar, psikiyatristler Alexander ve Margarete Mitscherlich'in bu insanların rejimin suçları için yas tutamadığını, aslında kendi kaybettikleri şeyler sebebiyle üzgün olduğunu söylediğini belirtti.

Bershidsky, Rusya'dan kaçanların yeni ülkelerinde mikro saldırganlıklara uğrayabileceğini, Rus çocukların yeni okullarında zorbalığa maruz kalabileceğini ifade etti.

Bershidsky, Rusların asıl ödeyeceği bedelin ise enkazın altından sıfırdan bir ülke inşa etmek olacağını belirtti:

"Sıfırdan da başlamayacağız, komünizm sonrası inşa etmeye çalıştığımız ülkeden arta kalan bir enkazın altından başlayacağız. Duvarların yıkıldığı ve dünyanın bizi kucaklıyor gibi göründüğü 1991'den günümüze gelen süreç bizi bu noktaya getirdi: Harkov kaldırımlarında füzeler var, Kiev sokaklarında patlamalar duyuluyor, mülteci trenleri hüznü Batı'ya taşıyor."