Basın toplantısı düzenleyen Rusya'nın Suriye'deki Tarafları Uzlaştırma Merkezi Başkanı Oleg Juravlyov, "Türkiye, Avrupa ülkeleri ve ABD tarafından Suriye ve Rusya yönetimlerine yöneltilen, İdlib gerilimi azaltma bölgesindeki durumun kötüleşmesi sonucu milyonlarca kişilik sığınmacı akımı oluştuğuna ve insani kriz yaşandığına dair çok sayıdaki açıklama ve eleştiriler gerçeği yansıtmıyor" dedi.

Suriye hükümet güçlerinin teröristlere yönelik cevabi eylemleri sonucunda özgürleştirilen gerilim azaltma bölgesinin doğusundaki bölgelerde Ocak-Şubat 2020'de yaklaşık 210 bin kişinin, M4 karayolunun güneyindeki operasyon düzenlenen bölgede ise en az 50 bin kişi yaşadığını kaydeden Juravlyov, şunları ekledi:

"Bu dönemde en fazla 35 bin kişinin bu bölgelerden ayrılarak Türkiye'ye geçti. Afrin'de Zeytin Dalı Harekatı'nın yapıldığı bölgeye yaklaşık 50 bin kişi, Türkiye'yle sınırı olan bölgelere de en fazla 100 bin kişi gitti." 

Şu anda Suriye-Türkiye sınırına yakın bölgelerde yaklaşık 200 bin göçmenin bulunduğunu belirten Juravlyov, bunların 85 bininin sığınmacı kamplarında bulunduğunu söyledi.

Barış Pınarı Harekatı sırasında çoğunluğu Kürt olmak üzere 135 binden fazla kişinin geleneksel olarak yaşadıkları alanları terk ettiğini de söyleyen Juravlyov, Türk hükümetinin bu bölgelere Türkmenleri zorla yerleştirdiğini ve bunun söz konusu bölgelerdeki etnik yapıda köklü değişikliğe yol açtığını ifade etti.