Sadaka Taşından Bütçe Pastasına?!

Sadaka Taşından Bütçe Pastasına?!

BaştAnkara’da kış kapıyı kırıp girdi; sobayı değil, ciğeri yaktı. Pus kalktı sandık; meğer sadece şekil değiştirdi.

“Hayırlı Olsun Efendiler ve/veya Kırıntı da Bizden!”
BaştAnkara’da kış kapıyı kırıp girdi; sobayı değil, ciğeri yaktı.
Pus kalktı sandık; meğer sadece şekil değiştirdi.
Bütçe-asgari ücret-emekli üçlüsüyle birleşip tek bir duman oldu:
Aynı sis, aynı tiyatro, aynı alaylı şarkı.
Meclis’in önünde dev bir pasta.
Kreması tank, vişnesi Diyanet, çikolatası ihale, pudrası TÜİK.
Ortasına altın harflerle “Millet için!” yazmışlar.
Testereyi kapanlar önce kendi çocuklarına tabak doldurdu, sonra kürsüden “Liyakat, liyakat!” diye nutuk çekiyor.
Bütçenin en tatlı dilimleri:
1. Savunma: 1 trilyon 150 milyar → yeğenin şirketine
2. Diyanet: 106 milyar → dayının vakfına
3. Eğitim: 1 trilyon 250 milyar → eniştenin inşaat firmasına okul ihalesi
4. Sağlık: 1 trilyon 100 milyar → kaynın ilaç şirketine garanti
5. Faiz: 1 trilyon 250 milyar → amcaoğlunun bankasına
6. Vergi adaletsizliğifakir öder, akraba affedilir
7. Yolsuzluk → artık aile meselesi
8. Siyasi Nepotizm: İşte bu kalem bütçede yazmıyor, ama en şişmanı bu!
Özellikle kamu ihalelerinde nepotizm, bir aile pikniği gibi; herkes kendi tabağını getiriyor, ama faturayı halk ödüyor.
- Bakan değişir, ihale değişmez → çünkü ihaleyi alan hep aynı yeğen.
Diyanet’te nepotizm skandalı patladı:
Erkan Aydın’ın üç kardeşi terfi üstüne terfi aldı; biri iki ilde müftü, biri vaiz, biri daire başkanı.
Milyarlarca liralık ihaleler, demirbaş alımları Aydın’ın sorumluluğunda, sanki aile şirketi yönetiyorlar, Diyanet değil.
“Nepotizm” diyorlar, biz “akraba kayırmacılığı” diyoruz; liyakat nerede?!
Cennette herhalde, çünkü Diyanet’in VIP yolunda.
- Genel müdür emekli olur, yerine damat atanır → “Genç kadrolar” diye alkışlatırlar.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nde “torpilli atama” iddiaları Meclis’e taşındı:
Rektörün yeğeni, KPSS’den 52 puanla memur oldu; milyonlarca genç 90 üstü puanla kapıda beklerken.
Kamu ihaleleri mi?!
Üniversite ihaleleri de dahil, liyakat dışı atamalarla dolu; torpil varsa, KPSS ne işe yarıyor?!
Hayalleri yıkılan gençler soruyor: “Bizim suçumuz torpilsiz doğmak mı?!”
- Kamu bankası yönetim kurulu → tamamı eski vekillerin çocukları.
Maaşları asgari ücretlinin 40 katı, ama “Halkın bankası” diyorlar.
Aziz İhsan Aktaş suç örgütü iddianamesinde ihaleye fesat karıştırma, rüşvet, dolandırıcılık:
CHP’li belediyelerde ihaleleri kontrol etmek için rüşvet iddiaları, 42 ayrı ihaleye fesat, ceza talebi 704 yıl.
Nepotizm burada da: Örgüt, belediye başkanları üzerinden ihaleleri akraba ve yandaşlara yönlendirmiş.
“2024 yerel seçimleri öncesi” dönemi, tam bir aile şirketi operasyonu.
- En komiği:
“Torpil yok, liyakat var” diye bağıran vekilin;
Oğlu 27 yaşında Büyükelçi oldu,
Kızı 25 yaşında TÜBİTAK başkan yardımcısı,
Damadı 29 yaşında BOTAŞ genel müdürü.

CV’si?!
“Babamın oğlu” yazıyor, referans: “Annemin damadı”.
- RTÜK başkanı değiştiyerine eski başkanın kuzeni.
TRT genel müdürü değiştiyerine eski genel müdürün bacanağı.
Artık aile toplantılarında karar alınıyor:
“Bu hafta hangi ihaleyi kime verelim, çocuklar?!”
Kamu İhale Kanunu 250. kez değişti, istisnalar çoğaldı; istisna mı, yoksa akraba için mi?!
- En tatlısı:
“Gençlere fırsat veriyoruz” dedikleri gençler hep aynı 150 aileden çıkıyor.
Türkiye’de 25 milyon genç var, ama fırsat sadece 150 tanesine…
Çünkü onların babası, amcası, dayısı “milletvekili”.
Nepotizm gençleri yurt dışına kaçırıyor; “Yurt dışı fırsatın olursa çık, ama dön” diyorlar, ama dönen yok.
- Deprem sonrası “Yardım kampanyası” → toplanan paralarla akrabaların şirketlerine çadır, konteyner, villa…
“Bağışlar yerinde kullanıldı” raporu → raportör de eski bakanın yeğeni.
Önde asgari ücretli titriyor 22 bin 104’le,
Arkada emekli diş sıkıyor 16 bin 881’le,
Çocuk karanlık sınıfta,
Hasta koridorda,
Bakan çocuğu Londra’da master yapıyor,
Vekil torunu yeni yatında parti veriyor.
Ve..
Son olarak...
21 Aralık Pazar finali:
Bütçe geçecek, ışık sönecek,
Vekiller business class tatile,
Çocukları da yanlarında,
Halk faturaya + vergiye + torpil primine.
Ankara’nın taşları aynı nakaratı söylüyor, ritmi soğuk, sözü alaylı:
Taşına bak, bütçesine bak,
Tankına bak, yeğenine bak,
İhalesine bak, damadına bak,
Liyakate bak
(yok),
Torpile bak (bol),
Millet vekili değil,
Aile vekili bak,
Kış geldi, hayırlı olsun,
Cebinde kalan üç kuruşa,
Bir de duaya bak…
Pus kalkmadı, sadece ad değiştirdi:
“Hayırlı olsun efendiler, hayırlı olsun çocuklarına da!”
Pastayı siz yiyin,
İhaleyi torunlarınıza bırakın,
Vergiyi biz ödeyelim,
Kırıntıyı bize verin;
Biz zaten alıştık
Şükretmeye de,
Donmaya da,
Oy vermeye de,
Unutmaya da,
Çocuklarımızın da torpilsiz kalmasına da...
Cüneyt Şaşmaz

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler