Gazim ne diyor?

Gazim ne diyor?

Sahi, nedir vatan?


Sahi, nedir vatan?   Bir toprak parçası mı? Uçsuz bucaksız denizler , derin göller, yalçın dağlar , verimli ovalar ,yemyeşil ormanlar , kalabalık şehirler, tenha köyler mi ?

Hayır, 

Bütün bunların ötesinde bir anlam taşır vatan. Ne sadece toprak parçası, ne su havzaları ne de ağaç silsilesi. Vatan annemizin şefkati, babamızın saçlarına düşen ak, ilk aşkımız, doğan çocuğumuz, dedelerimizin mezarlarıdır vatan...
Vatanı olmayan insanın hayatı da olmaz...

Sizin vatanınız olsun, çocuğunuzun bir geleceği olsun, hayatınız olsun diye canlarından geçtiler malul sayılmayan gaziler.  Mehmet Ali Öziş-Mustafa Kurubacak gibi 23 bini aşkın kişi... Vatan için analarından, babalarından, eşlerinden, evlatlarından ve nicelerinden geçtiler...

O vazgeçen şehitlerim gazilerim ve ben sizden bir tek şey istedim, yâd edilmek dualarda, unutulmamak. geride bıraktığım emanetlere sahip çıkılması vatanımıza bayrağımıza ve milletimize.. 

Şehidin şahidi gazidir derler hep ve öyledir de şehit olmayı göze almayan gazi olamaz derler... Ve öyledir de önce gazi olursun sonra nasibinde varsa şehit. Hepiniz oturun düşünün kaç kere şehitlerimizi yâd ettiniz. Kaç tanesinin annesini babasını kardeşini çocuklarını aradınız sordunuz yada aklınızdan geçirip hatırladınız ya da kaç kere ailelerini ziyarete gittiniz?

Hanginiz şahit olan gaziye saygı gösterdiniz? Ben şahidim Cumali Yılmaz’ın ve Kenan Şentürk’ün şehadetine .
Adım gibi biliyorum sosyal medya olmasa haberiniz bile olmaz. Dedikoduya, iftiraya,  hakarete aşağılamaya ve küfre gelince klavye kahramanlığını kimseye bırakmayıp gazilik madalyası yerine klavye madalyası peşinde koşarsınız. Bu nereye kadar devam edecek böyle?

Sadece sosyal medyada yazarak,  ah vah ederek hayat devam ediyor der kendinizi kandırır yolunuza bakarsınız değil mi? Oysa görmeden farkında bile olmadan size o hayatı bahşeden şehidimden ve onun şahidi gazimden ve ailelerinin derdinden anlamazsınız. Tıpkı yıllardır bizi görmediğiniz gibi. 

Bizler Suriye’ye yapılan operasyonlarla 23 bin kişi olduk. Bunlar sizin evladınız,  sizin abiniz, kardeşiniz,  arkadaşınız.  Bu mağdur olanlar, bu vatanın evlatları. Birçoğu şehir görmemiş kasaba görmemiş, hatta annesini babasını görmemiş, küçük yaşta ya yetim ya da öksüz kalmış vatan evlatları. Bu evlatların hepsinin adı Mehmetçik.
Analarının kınalı kuzusu, evlatlarının babası, eşinin beyi,  sizin görmek istemediğiniz askerler Mehmetçikler. 
Mehmetler polis, PÖH, komando, jandarma, Mehmetler Eren Bülbül, Ömer Halisdemir, Fethi Sekin, Mehmetler sizin için hayatından geçenlerdir. Mehmetler MALUL SAYILMAYAN GAZİLERDİR. Mehmetler huzurlu ve mutlu uyumanız için aç, susuz, uykusuz kalanlardır.  

‘Paylaşma’ dediğiniz, ‘görmek istemiyorum uykularım kaçıyor’ dediğiniz yazılarımızı, resimlerimizi acılarımızı, sıkıntılarımızı hissetmek istemiyorsunuz ya, bizi anlayamıyorsunuz ya…. İşte 24 ya da 30 yıldır bizi geceleri uyutamayan şey de bu.

Bunlar SGK’nın 1053 sayılı sağlık yeteneği yönetmeliğine girememiş, vazife malullüğü alamamış, ( gazi ) unvanı addedilmemiş, hükümetler tarafından göz ardı edilmiş; adeta üvey evlat muamelesi gören vatan evlatları. Bu gaziler Türk Silahlı Kuvvetleri’nin şerefli askerleri, Emniyet teşkilatının onurlu polisleri.

Şimdi soruyorum sizlere, Ankara Gölbaşı’ndaki hain saldırı sonrasında şehit düşenlerin ve gazi olanların ailelerini ve çocuklarını kaçınız ziyaret etti? Ne çabuk unuttunuz,  bu kadar kolay mı vatan aşkı bayrak aşkı  ve millet sevgisi aşkı. 

Elazığ, Bingöl karayolu 34 askerimizin şehit edilmesi ve bunların aileleri 1989 döneminden bu güne kadar şehit ve gazi olmuş hatta gazi dahi sayılmamış, bugün 35 bin kişiye yaklaşmış, vücudunda mermi ve şarapnel parçalarıyla hayatını idame ettirmeye çalışan, ‘sağlıklı’ olarak vatan hizmetine giden Mehmetçikler vücutlarında mermi ve şarapnel parçalarıyla, metal zehirlenmesi ve kemik erimesine karşı mücadele ederken, her gün ölüme yaklaşırlarken… Eski başbakanlara, eski Cumhurbaşkanlarına ve şimdiki başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a soruyorum; bu kadar mıydı duyarlılığınız? Hani terörle mücadele kapsamında hayatını ortaya koymuş olan Mehmetçikler için verdiğiniz sözler, vaatler… Nerede?  Hani bunların gazilik unvanlarını verdiniz mi? Bunların vazife malullüğü maaşlarını bağladınız mı? Bu insanları ölünce şehit sayıyorsunuz da, sağlam gidip sakatlanınca (gerekse psikolojik olarak gerekse fiziksel olarak) gazi sayılmamaları…  Vücudunda mermilerle yaşayan, engelleri bulunan 23 bin vatan evladı hayattayken hiç mi anlam ifade etmiyor?

 O zaman bizler diyoruz ki 

Vatan sana canım feda vatan sana canım feda vatan sana canım feda 

Vatan sağ olsun 

Bizler bu vatanı karşılıksız sevdik   

Bizler hakkımızı helal ettik? 

Sizler bizlere hakkınızı helal ediyor musunuz? 

Bizlerin aileleri sizlere haklarını helal edecekler mi acaba? 

Yazmaya devam edeceğim 

(Mustafa Kurubacak)
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum