Sanal Kumar

Sanal Kumar

Arkeolojik kazılarda elde edilen buluntulara bakılırsa kumar coğrafyadan bağımsız olarak mağara dönemlerinden beridir oynanıyormuş.

Mustafa Hakan ÜNSER, yazdı

Arkeolojik kazılarda elde edilen buluntulara bakılırsa kumar coğrafyadan bağımsız olarak mağara dönemlerinden beridir oynanıyormuş. Kart oyunlarının yaygınlaşması sonucu kumarı düzenlemek, kontrol altına almak ve vergilendirmek amacıyla Avrupa’da ilk casino 1638 yılında Venedik'te açılan Ridotto'dur. Türkiye'de kumarhanelerin açılışı ise 1990 yılında kumarhanenin yasallaşmasıyla olmuştur ancak yaşanan birçok olumsuzluk nedeniyle 1998 yılında kumarhanelere yasak getirilmiştir.

Yaşananlar göstermiştir ki kumar, tabiatı icabı yasaklara karşı oldukça dirençlidir. Sürekli olarak yeni duruma uyum sağlar; yeni seçeneklerle yoluna devam eder. Her zaman zarlara, kartlara ve masalara ihtiyacı yoktur; kendisine yeni araçlar bulur. Hele günümüzde teknolojinin gelişmesine ayak uydurmuş olan kumar "sanal kumar" şeklinde cep telefonları ile bırakın her evi, her cebe girmiş durumda. Çağımızın hastalığı sanal kumar, günlük hayatın parçası olmuş bir halde giderek yayılıyor. Kumar bağımlılık yapan, tedavi edilmezse birçok soruna yol açan bir hastalık. Bilhassa gençler için ve ekonomik çaresizliğin pençesine düşmüş kesim için büyük tehlike arz ediyor. Çünkü her ne kadar adı “sanal” ile başlasa da bu işin sonunda uğranılan kayıplar gerçektir.

Bugün internet ve cep telefonları sayesinde kumar ortamına kolay ve sınırsız ulaşılıyor gün geçtikçe bu işin parasal hacmi büyüyor bu büyümeyle birlikte mağdurların sayısı da artıyor. İnternet ve cep telefonları üzerinden kumar oynamak ne kadar kolay olsa da oynatılabilmesi kolay değil ciddi altyapı ve birçok iş birliği gerektiriyor.

Bu organizasyonun ilk ayağı yazılım ve altyapı sahibi şirketlerden hizmet almakla başlıyor. Dünyada bunu yapabilen birkaç şirket var ve bunların adresi belli. İkinci ayak yerel altyapı ve izinler… Bunlar olmadan sanal kumar yürütülemiyor; dolayısıyla bu işler muhtemeldir ki yasal şirketlerin arka odalarında döndürülmekte… Sanal bahis için sınırsız ve korumasız bir internet ulaşımı, reklam yaparak potansiyel oyunculara ulaşılması ve sonuç olarak para transferi için kanalların açık tutulması gerekiyor. Devlet denilen organizasyon ise tüm bunların düzenlenmesi ve denetlenmesi için yasalar çıkarmış, görevli kurumlar kurmuş. BTK, BDDK, RTÜK, MASAK, mobil iletişim hizmeti sağlayan firmalar işbirliği halinde bu organizasyonun önüne geçebilir. Muhalif bir genç iktidar aleyhine bir sosyal medya paylaşımı yapınca nasıl bulunup cezalandırılıyorsa istenirse kumar oynamak da oynatmak da engellenebilir. Bir nedenden bu başarılamıyor. Bu kadar kurum içinden biri görevini yapsa sistem çalışamaz hale gelir ama ne hikmetse sistem hiçbir yerde tıkanmıyor.

İnanılmaz büyüklükteki bir paradan ve devletin yine aynı büyüklükte bir mali kaybından bahsediyoruz. Uzunca bir göz yumma döneminden sonra, gelen tepkiler üzerine cuma hutbelerinde kumarın zararları anlatılmaya başlandı. Ancak bazı işin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda göstermelik denebilecek operasyonlarla toplumun tepkisi yönetiliyor diye düşünüyorum.

Hangi web sitesinin veya uygulamanın hangi şirkete ait olduğunun tespiti mümkün. Hizmet aldığı ana şirket ve ülkesi belli. Bu ana şirketler kendi ülkelerinin kanunlarına göre alınmış izinlerle çalışıyorlar. Dolayısıyla suçlu duruma düşmek istemezler. İlgili ülkelerle iletişime geçilerek Türkiye’den ulaşım engellenebilir. BTK, BDDK, MASAK, yetki ve görevleri kapsamında iletişimi, erişimi kesebilir, para akışını durdurabilirler. Yasa dışı sanal kumarla ilgili önlem alınması için yeni düzenlemelere yetkilere ihtiyaç yok. İlgililer işini iyi yapsa yeterli.

Bu haliyle kontrolsüz ve oldukça sakıncalı olan sanal bahis oyunlarının yerel ve kanuni çözümü Milli Piyango İdaresi olarak görülüyor. Ancak Milli Piyangonun özelleşme sözleşmesine göre sanal bahis oyunlarını bugün olduğu şekilde oynatabilmesine imkân sağlıyor mu emin değilim.

Vatandaşın özellikle gençlerin mağduriyeti umursanmadan büyük bir sömürü yapılıyor. Avrupa’da bu tür oyunlar vatandaşlık numaraları ile oynanabiliyor. Dolayısıyla yaşı küçük olanlar ve sosyal yardım alanlar sisteme giriş engeliyle korunuyorlar.

Peki bizde durum neden böyle? Bizde ilgili kurumlar mevzuatta yazılı yetkilerini aldıkları talimatla mı kullanmıyorlar? Artık dönemin ruhuna göre ağızlarını her açtıklarında “sayın cumhurbaşkanımızın talimatıyla” diye söze başlayıp tanımlı ve rutin görevlerini bile bir talimata dayandıran bürokratlar en yukarıdan talimat bekliyorlar belki de!

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler