Adalet Bakanlığı 2019 yılı Adalet İstatistikleri açıklandı. Buna göre, Cumhuriyet başsavcılıklarına son on yılda gelen dosya sayısı yüzde 52.9 oranında arttı. Oysa aynı dönemde nüfus artışı yüzde 12 düzeyinden gerçekleşti. Artışın baskı rejimi iddialarına paralel olarak yükseldiği görüldü. Bu süreçte başsavcılıklara gelen ilamlardaki artış ise yüzde 290.2 olarak gerçekleşti.

DAVA DOSYASINDAKİ ARTIŞ DAHA DÜŞÜK

Her yıl daha çok yurttaş hakkında soruşturma açılırken bunların davaya dönüşme oranı aynı ölçüde olmadı. Mahkemelerde görülen dava sayısındaki artış, Cumhuriyet başsavcılıklarına gelen dosyaların gerisinde kaldı. Adli mahkemelere 2010 yılında gelen toplam dava sayısı 6 milyon 34 bin 179 iken 2019 yılında 6 milyon 897 bin oldu. 

Hakim başına düşen dava sayısı da geriledi. Adli yargı hakimine düşen dava sayısı son on yılda yüzde 29.5, idari yargıda yüzde 30.2 azaldı. Bir adli hakime düşen yıllık dava sayısı 2010 yılında bin 142 iken 2019 yılında 805’e geriledi.

İdari mahkemelere 2010 yılında gelen toplam dava sayısı 585 binden 2019 yılında 578 bin 228’ e düştü. Bir hakimin baktığı dava sayısı on yılda 616 iken 2019 yılında 430 oldu.

Ceza mahkemelerindeki dava sayısı da aynı dönemde yüzde 0.6 azaldı. 2010 yılında ceza mahkemelerindeki dava sayısı 3 milyon 129 bin 326’dan on yılın sonunda 3 milyon 110 bin 71’e geriledi.

YARGITAY’DAKİ DOSYALAR DA AZALDI

Yargıtay öncesi getirilen itiraz mekanizmalarının da etkisiyle yüksek mahkemedeki dosyaların sayısı da 10 yılda azaldı.

Azalma oranı

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı: Yüzde 22

Ceza Genel Kurulu ve Ceza Daireleri: Yüzde 4

Hukuk Genel Kurulu ve Hukuk Daireleri: Yüzde 30.9.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelen dosya sayısı

2010: 732 bin 934

2019: 571 bin 766

2019 yılı Yargıtay dosyalarının durumu:

Karara bağlanan: 241 bin 266

2020’ye devredilen: 330 bin 500

***

Savcılıklara gelen dosya sayısı

2010: 6 milyon 111 bin 102
2019: 9 milyon 342 bin 676

Türkiye’de ciddi yargı sorunu var 

Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın: “Ortaya çıkan bu rakamlar Türkiye’de ciddi bir yargı sorunu olduğunu gösteriyor. Suç onlarındaki artış ya da yargının bazı meselelere ilişkin tutumu özellikle ifade özgürlüğü, Cumhurbaşkanı’na hakaret ya da sosyal medya paylaşımlarına yönelik başlatılan soruşturmalar gibi meselelerde yargının sorunlu yaklaşımları olduğunu ortaya koyuyor. Yargı tarafsızlığı ve bağımsızlığı Türkiye’de önemli bir sorun. Yine sosyal ve ekonomik meselelerde özellik siyasi aktörelerin kullandığı şiddet ve nefret dili topluma bu şekilde yansıyor. Türkiye eğer suç işleme oranında yüksek artışlar olduysa bunun altında ekonomik sosyal ve siyasal politikalar yatıyor. Bununla mücadelenin yolu ekonomik ve sosyal politikalara öncelik tanınması. Kullanılan şiddet ve nefret dilinin terk edilmesi ve yargıda tarafsız ile bağımsızlığının sağlanmasıdır.”