SEDAT PEKER'İN, BEDELİ ÖDENMEYEN KAHVE AÇIKLAMASI...
Elveda Tanık Yazdı
Organize suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Sedat Peker, yaptığı açıklamalarla gündeme oturdu. Devlet, siyaset ve mafya arasında olduğunu iddia ettiği kirli ilişkilerle ilgili yayınladığı videolar birçok kişi tarafından dikkatle seyrediliyor.
Nüfusu 83 milyon olan bir ülkede; bu videolar 70 milyondan fazla kişi tarafından merak edilip seyrediliyor ise, Sedat Peker'in 13 Haziran günü öğleden birkaç kişiyle bulunduğu yerden ayrıldığı haberlerinin yayılmasıyla; kendisine suikast yapılmış olabileceği ya da yayınlayacağı videoların yayınlanmaması için anlaşma yaptığı yönünde senaryolar üretildi ve tartışma programlarının baş konusu oldu.
Neyse ki, uzun bekleyişin sonunda, sağ salim ailesinin yanına döndüğüne dair mesajları görenler derin nefes aldılar. Aslında merak edilen konu bazıları için sadece Sedat Peker'in kendisi değil, yayınlayacağım dediği yeni iddiaların olduğu videoların yayınlanmamış olması...bazıları için de Peker hayranlığı oluşmuştur ve ona zarar gelmesini istemiyorlardı...
Yaptığı açıklamaların çoğunluğu doğru da olabilir ama bunun doğru olup olmadığını araştırmakla görevli savcılar neden suskun? Devlet bunlara oturun diye maaş vermiyor! Biilgi sahibi olduğu bu kirli ilişkileri daha önce değil de, neden şimdi açıklama gereği duydu...Peker’in açıkladığı bu kirli ilişkileri devletin istihbarat birimleri bilmiyor mu? Biliyorsa da, gereğini yapması gerekmez miydi? Bilmiyorsa da görevini layıkıyla yapmıyor demektir. Devlet görevlileri görevlerini eksiksiz yapmak zorundadırlar. Eğer yapamıyor ya da yapmıyorlarsa bulundukları makamdan derhal ayrılmaları gerekir. Bu çürümüşlük asla kabul edilemez! Devlet kimsenin babasının çiftliği değildir.
Hani şu ücreti ödenmeden dağıtılan kahve meselesi var ya... zibil gibi dağıtıldığını gördüm...bir grup arkadaşla bir kafede kahvaltı yapıyorduk, içeriye bir kadın ile bir erkek girdi ve içinde kahve bulunan çantaları orada bulunan herkese dağıttılar...
Biz önce almak istemedik ama dağıtanlar ısrar edince nezaketsizlik olmasın diye almak zorunda kaldık...İki içimlik üç kuruşluk bu kahvenin parasının ödenmediğini bilsek zaten almazdık. Parasının ödenmediğini, Peker'in yaptığı açıklamayla öğrenmiş olduk...
Söz konusu kahvelerin ücretinin ödenmediğini açıklarken, bu kahveleri bilmeden içen kişilerin ücretini ödemesi için bir de hesap numarası yayınlamış olsa iyi olurdu. Bu açıklamasıyla, bu kahvelerden içen birçok kişi kendini zan altında bırakılmış hissetti...Buna kimin hakkı var?
Bu kahvenin siparişini kim verdiyse, bedeli de ondan istenir. Parasını almadan kahveleri vermeseydi.Tesadüfen bulunduğumuz yerde dağıtılan bu kahveden irademiz dışında bize de verildi. Parasının verilmediğini bilsek zaten almazdık...Hayırsever olduğunu söylüyor ama bir taraftan siyasilere çanta çanta dolarları verdiğini, diğer taraftan da, hami dağıtılan o kahveler var ya onların parası ödenmedi diye açıklama yaptı... Bilmeyerek aldığım iki içimlik bu kahvenin parasını yoksul bir kişiye vererek sevabını da Sedat Peker’e bağışladım. Biz yardımı gücümüzün yettiği kadar gerçek ihtiyaç sahiplerine yaparız.Çanta çanta dolarlarımız olsa da, bu paralar siyasilere değil yine ihtiyaç sahiplerine gider...
Bağışlar bu ülkede çöpten ekmek toplayacak kadar yoksul ama çalmayacak, haram yemeyecek kadar onurlu olan gerçek yoksullara yapılır. İşlerimi yürüteyim diye, bazı kişilerin seçim kazanması için çanta çanta dolarlar bağışlanarak yapılmaz...
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır ama o kahve helal olursa...En sonunda bu millete, ücreti ödenmeyen haram kahvede içirildi ya ne deyim! Yazıklar olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.