Rifat bey çok eskiden beri tanıdığım bir dostumdur. Kendisi muhafazakar, milliyetçi, merkez sağ gelenekten gelen vatanperver bir siyasecidir, sağlık bakanlığı yapmıştır. Şimdilerde Doğru Parti isimli partide siyaset yürütmekte; ülke meseleleri hakkındaki görüşlerini de yazılı notlar halinde paylasmaktadir.Bugun böyle bir notunu gördüm. Yazıda " bizbTurkuz,Arap degiliz, ortadogulu olamayiz" diyordu. Haklıydı elbet,yerden göğe kadar...Haklıydı da, Rıfat beyi, bizleri, vatansever her insanı sık sık bu sözleri tekrar etme mecburiyetine iten sebep neydi?..
Kendime bu soruyu sorarak ve buradan yola çıkarak ve Rıfat bey dostuma cevap mahiyetinde değil, ancak bu sözlerine belki bir katkıda bulunmak düşüncesiyle aklıma gelenleri yazdım. İşte o yazı:
Rifat bey...değerli dostum...

Siz,ben, biz ve bizler gibi düşünüp inananlar, kendimizi sık sık " biz Turkuz, ortadogulu değiliz, Arap degiliz" şeklinde cümleler kurmak zorunda hissediyoruz ya ...İşte bu bile maçı bastan kaybettiğimizin işaretidir.
Maalesef bizi "araplastirmak" isteyenlerin ; ülkeyi " ortadogululastirmaya" calisanlarin kazanmakta olduğu bir maç oynanıyor.
1040 Dandenekan'dan, 1071 Malazgirt'ten beridir bir "TURK YURDU OLA!" diye karar kılınıp bize emanet kılınan bu güzel yurtta bizler maalesef gereğini yerine getiremez hale dusurulduk. Emanete sahip çıkarak " aman bu topraklar emanettir, ebedi Türk Yurdu olarak muhafazası kaydıyla bizler için kazanilmistir " diyerek KURTULUŞ VE KURULUŞ İRADESİ ile yola çıkan KUVVA ve Mustafa Kemal olmasa idi bu maç zaten o zaman kaybedilmiş olacaktı.
Kurtuluşa dair yürütülen mukaddes kavganın yildonumlerini,yüzüncü yillarini ( Bandirma'nin hareketi,Samsun,Havza,Amasya, Erzurum, Sivas, Hacıbektaş,Beynam,Ankara, Milli Egemenlik, 1.,2. İnönü, Sakarya,Dumlupınar, Izmir) idrak ederek geldik. Ankara'nin Baskent oluşunun ve KURULUŞ 'un/Cumhuriyetin 100.yilindayiz.
100 yıllar öncesi bu mukaddes vatan mudafaasi (Emanete sahip cikma) kavgası verilirken yine bir takım yobaz kafalılar kuvvaya idam fermani cikartip; İngiliz,Yunan uçaklarıyla attiriyorlar ; yine bugün sikayetcisi olduğumuz " ortadogulu" olma ve kalmanın ısrarını sürdürüyorlar; emaneti koruma ve sahip cikma davasini yurutenleri arkadan hancerliyorlardi.
Bugün hala Alparslan'dan Mustafa Kemal'den aldığımız emaneti tehlikede görüyor ve " biz Türküz,burası Türk Yurdudur, Arap degiliz, bizi ortadogulastiramassiniz" şeklinde cümleler kurmak zorunda kaliyorsak ; tehlikenin ve ihanetin de nereden ve nasıl geldiğinin idrakine varmak zorundayız.
Sevgili Serdaroglu dostumun ziyadesiyle bu şuur ve idrakin içinde olduğunu biliyorum.Ancak ben, O'nun kurduğu cümleden yola çıkarak, meseleyi biraz açmak ve idraksizlere hatırlatmak için bunları yazdım.BEKA DAVASI BUDUR !..
Bu idrak yoksunluğu yüzünden tehlikeyi göremeyen ve araplastirma ya da ortadogululastirma ihanetini farkedemeyen Ülkemiz 15 temmuz'la karşı karşıya geldi.15 Temmuz'dan ders almadığımız da açık...Bu sebepten dolayı Rıfat bey dostumuz gibi vatanseverlerin endişesi devam ediyor ve giderek büyüyor.