SIFIR’DAN 100’E?!
Cüneyt Şaşmaz yazdı: SIFIR’DAN 100’E?!
Teşbihte hata olmaz!
Ne var ki, maymun yükseğe tırmandıkça poposu hep açıkta kalır, ağaca daha da tırmandıkça geriye sadece görüntü olarak kocaman bir kıç kalır!
Hal böyleyken...
Gazetecilik işi de mafya'ya düştü ise...
Tuz da koktu, IV. Güç sizlere ömür.
Kul hakkı yemiyoruz, kimsenin servetini malını çalmıyoruz, fakiri daha fakir yapıp, zenginin kıçını kaldırmıyoruz!?
Kimsenin namusuna göz dikmiyoruz!?
Küçük bebelere tecavüz etmiyoruz!
Onlara "din öğreteceğiz, okutacağız" derken, dergah-cemaat adına hepsini toplayıp ırzına geçmiyoruz!?
Geçim sıkıntısından evine ekmek götüremeyip intihar edenlere duyarsız kalmıyoruz?!
İbadeti gösteriş için yapmıyoruz!
Kur'an'ı elimizde sallayıp kimseyi kandırmıyoruz?!
Kimsenin malına çöreklenmiyoruz!
Ölünün arkasından küfür ve lanet edip sevinmiyoruz?!
Dahası ve en önemlisi; biz Allah'tan başkasına biat etmiyoruz!
Gazetecinin okuru olur.
Hocanın müritleri!
Komutanın emir erleri, askerleri!
Bizde imamın dediği olmaz!
Kimsenin de emir eri değiliz.
Bizimkisi sadece, İMECE usulü yapılan "Milli Mücadele" ortamında okur–yazar ilişkisi!
Mesajları doğru okumak hayat memat mesele.
Ki, BOP'unda boğulan "kazan & kazan" medya hikayeleri ortada.
28 Şubat'ta "stratejik kör"lükten kaynaklı, Atatürk Türkiye'si operasyona uğradı, ticani, yobaz, narko koalisyonu.
Final sahnesi ortada!
Unutturma ustaları, bir ay sonra bugün konuşulanları yine unutturacaklar ama "gerçek gündem" kırık plak gibi dönmeye devam edecek.
Daha açık ifade ile o gün bunları söylerken korkmayanlar bugün korkak oldu ise süreç ortada:
Tren bir geçti, iki geçti, şimdi sıra onların üzerinden geçmesine gelince feryat figan!
Türkiye'de BOP kapsamında "mış gibi"ye dayalı yeni bir iş yapma şekli ürettiler.
Müslüman'mış gibi!
Adam'mış gibi!
Laik'miş gibi!
Namuslu kadın'mış gibi!
Delikanlı adam'mış gibi!
Vb.
"Mış gibi" yapmak en kötüsü.
Şer'ler içinde en kötüsü ehven olanıdır, misal bu misal.
Sebep sonuç ilişkisi bir yana, gerçeklik çerçevesi'nin üstünden, altından, yanından da bakmak, bakabilmek hayat memat mesele.
Soru şu:
BOP’ta "istihbarat" Tanrı oldu ve/veya Tanrıcılık rolüne soyundu ise BOP’un final’inde "Zıllullah-ı fi’l-âlem" kimdir, kim’e denir?!
"Zıllullah-ı fi’l-âlem"; "Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesi" manasına gelen, Ortaçağ Avrupa’sından, kendini "Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesi" olarak gören "Engizisyon günleri"nin "Papa’lık makamı"ndan kalma bir deyim.
Oradan Arapça’ya, oradan da Osmanlı’ya girmiş, "Allah’ın yeryüzündeki gölgesi", "Allah’ın âlemdeki gölgesi" manasında "Halifeler ve hükümdarlar" için kullanılmış bir "unvan".
"Sıkıntılı zamanlarda sığınılabilecek koruyucu, himaye edici kişi" anlamında kullanılıyor.
Ne var ki, "İslam", Allah’a koşulsuz teslim olmayı şart koşar aynı zamanda "şirk" yani "ortak koşmayı" ise "en büyük günah" sayar.
"İyi günde ayrı, kötü günde ayrı, başka başka sığınacak adres’ler aratmaz!"
Hz Muhammed için dahi bu ünvan kullanılmamıştır.
BOP’un Diyalogçular’ı ibretlik mesel!
Ne var ki, Osmanlı’nın tasfiye -kaht-ı rical- süreç’inde, Padişah Vahideddin bu unvan’ı kullanmıştır.
Alkol’ü günah’ların en tepesine oturtup, kul hakkı yemekte sorun yaşamayan şeytanlaşmış fani’ler (Neo Lut kavmi), şirk’e de bulaşacak iseler, şirk’lerin en büyük’üne bulaşırlar, şeytan’ın dahi "ben korkarım" deyip uzak durduğuna.
Allah şaşırtmasın.
OKSİ’MORON
Ki..
En büyük oyun bozan da, en büyük şaşırtan da O’dur.
Soru:
‘İstihbarat Tanrısı’nın, BOP’un final’İnde, yeryüzündeki -Türkiye’deki- gölgesi kim olabilir?!
Bahçeli’nin açıklamalarına bakılacak olursa, o’ndan büyük yok!
Madem tablo budur, o zaman bir başka soru:
Neden Bahçeli kendisi aday olmuyor da, Erdoğan’ı baskın seçim’e götürüp, muhalefet’in işine müdahale ediyor?!
HDP'nin "Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü"nden, üniter yapı’dan yana tavır aldığı ortamda, Bahçeli ‘federasyon anayasası’ndan yana saf tutuyor ise ne düşünmeliyiz?!
Oksimoron!
BOP'un istihbarat tanrısı, en büyük illüzyonlarından yek’ini daha yapıyor!
Aldanmak istemeyeni hiçbir mantık aldatamaz ise yol belli, yön belli.
Bahçeli, Acem Barzan kumpas’ın saç’ayağı.
Aldanmak istemeyeni hiçbir mantık aldatamaz ise yol belli, yön belli.
Bahçeli, Acem Barzan kumpas’ın saç’ayağı.
Kaldı ki, bundan sonraki her adım Bahçeli için de sıkıntılı.
2007 öncesinde "Vatandaş bana muhalefet görevi verdi" deyip kaçan, 2007 sonrasında Silivri kumpas’ını görmezden gelen, 2014’ten bu yana da parçalanmaya giden her süreç’in içinde aktif rol alan Bahçeli de İsrail/İran makas’ında!
Eski Amerikan arabasına biniyor olsa da, süreç sıfır’dan 100 km'ye kaç saniyede çıkılabildiğinle alakalı!
Soru şu:
"Kaç saniye’de sıfır’dan 100’e çıkılır?"
Biden’ın ‘şahin kadrosu’nun performans cevap’ı ortada!
Bu bağlamda, bir fıkra:
3 adam oturmuş eşlerine aldıkları hediyelerden bahsediyorlarmış.
Birincisi demiş ki, ‘karıma öyle bir hediye aldım ki, 6 saniyede 0’dan 100’e çıkıyor.’
Diğer ikisi anlamamışlar.
‘Ne aldın?’ diye sormuşlar.
‘Beyaz bir Porsche aldım. Çok mutlu oldu.’ diye cevap vermiş.
İkinci adam demiş ki, ‘Ben de geçen doğum gününde karıma 4 saniyede 0’dan 100’e çıkan bir şey almıştım.’
Hemen anlamışlar tabii ki: ‘Heey, yoksa Ferrari mi aldın?’
Adam gülümsemiş:
‘Evet, kıpkırmızı bir Ferrari aldım.
Gerçekten de ona çok yakıştı!’
Bu sefer üçüncü adama sormuşlar: ‘Peki sen ne aldın karına?’
Adam demiş ki: ‘Ben öyle bir şey aldım ki; sadece 2 saniyede 0’dan 100’e çıkıyor.’
Adamlar şaşırmışlar: ‘Atıyorsun!’ demi şler; ‘Öyle bir araba olmaz ki!’
Adam cevap vermiş: ‘Araba aldığımı kim söyledi? İşte bunu aldım’ demiş, "Baskül"ü göstermiş.
Kıssadan Hisse:
Sıfır’dan 100″e 1,9 saniyede çıkan "Tesla Roadster" bu fıkra dolaşıma sokulduğunda daha üretilmemişti.
Şimdiki şartlar dün’den çok farklı!
Sistem robot.
Ortada bir kanma kandırılma durum’u var ise o makam’larda oturanlar kanmak, aldatılmak için o görev’lere talip olmuyorlar.
Lüks araç, lüks saat, lüks yat, lüks ev, lüks kıyafet, lüks seyahat’a harcadıkları kadar, kandırılmamaya da zaman ve para harcamış olsalardı, ne kendileri ne de ülke hiç bu halde olurdu?!
Vatandaş, onlara, kendi ordularına kumpas kurdursunlar, ülkeyi parçalatsınlar, savaş ve/veya iç savaş ortamına sürüklesinler, taşınmazları yağmalatsınlar diye oy vermiyor.
Ezcümle:
"Zıllullah-ı fi’l-âlem" unvan’ı, ne Bab-ı Ali’yi ne de Vahideddin’i korudu!
Mustafa Kemal, çağ’ın ruhu’na hitap ederek, real politik’in içinden geçerek geldi, 1 numaralı makam’a kadar yükseldi.
Hiçbir zaman da "Zıllullah-ı fi’l-âlem" olmadı, olmaya çalışanların da oyun’larını bozdu.
Hiç kimsenin canını acıtmayacaksın, paranın da gücün de canın da makamın da emanet olduğunu bileceksin!
Hakkıyla kullanmayanın elinden gün gelir onca gücüne rağmen gelip alırlar!
Menderes örneğinde olduğu gibi!
Maxwell örneğinde olduğu gibi!
Doğan örneğinde olduğu gibi vs!
Bugün’ün hikayesi geçmişte yazıldı, sıcak yaz’ın hikayesi bugün’den yazılıyor.
Cüneyt Şaşmaz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.