Siyaset İle Acıyı Karıştırmayalım
Mustafa Gazim'in yeni yazısı...
Hepimizin bildiği bir gerçeği tekrar hatırlatalım… Gazilerimiz ve şehitlerimiz bu vatanın yaşayan onurlu tarihidir ve bu tarih bizlerin omuzlarındadır. Vatanımız onların sayesinde onurlu dik ve vakurlu bir duruşla, yıllardır her türlü zorluk önünde ayaktadır. Her önüne gelen, her lafı söyleyemez, “benim hakkım” diyerek istediğini yapamaz.
“Kim bu toprak vatan uğruna olmaz ki şuda” sözü boşuna söylenmedi.
Kanla, canla kazanılmış hepimizin ortak vatanında şehide-gaziye kim ne cüretle konuşabilir. Hepimizin geçmişine baksak, bu vatan için ailesinden birini feda etmemiş insan yoktur.
Şimdi aynanın karşısına birlikte geçelim; siyasetçilere her işimiz düştüğünde, medet umduklarımız, derdimizi anlattıklarımız, mağduriyetimizi giderin diye ricada bulunduklarımız, yarın mağduriyetimizi ve acımızı kullanmasını iyi bilir hale geldiler. Buna izin vermeyeceğiz. Vatanına, bayrağına, gazisine, sahip çıkmayan bir siyasetçi, görevini suistimal etmenin, yanında ettiği yemine de hıyanet ediyor demektir.
Anneler 9 ay karnında taşıdığı bebesini, büyütüp-okutup-damatlığından önce asker üniformasını giydirip, dualarla vatana bağışlayıp, geride kalan parçalarını toplamaya çalışırken; ağızlarından çıkan her söz ACIDIR. O ailelerin ruhundan gelen acıdır. Buna “karşılık verebilecek bir otorite” mümkün değildir. Kimse evladından uzun yaşamak istemez, kimse evladının parçalarını toplamak istemez. Rabbim kimseye göstermesin. Böyle tarifsiz bir acıda, şuursuz bir siyasetçinin akıl almaz, yaşamın doğal akışına ters yaklaşımlarını kınamaktan başka çaremiz yok.
Bu konudaki düşüncelerimi daha öncede gündeme getirdiğimde, duayen gazetecilerimizden Sayın Nuray Başaran, görüşlerime destek olmuştu. Şehit ve gazilerimizin önemini vurguladığım yazılarımı yayımlayarak milyonlarca kişiye ulaşılmasına vesile olmuştu.
Bu ülke, inançla, sabırla, açlık çekerek, anasız-babasız-evlatsız-eşsiz- çarıksız herkesle kazanıldı. Her şehit ve her gazi sayesinde varız. Ayaklarına kapanacakları, baştacı edecekleri yerde, O insanların namusuna konuşacak-küfür edecek siyasetçiler; bu topraklara ait değiller. Onların atalarından bu vatana kan dökülmemiş, demektir.
Hepimiz, diğerinin yerine kendimizi koyalım.
Milletimizin huzuru için, evinde ailesiyle mutlu ve huzurlu olsun diye, ülkemizin düşmanları ve terör örgütlerinin silahından çıkan mermi, havan, roket, el bombası, el yapımı patlayıcı ile evlatlarımız can verirken, bizim canımızdan can giderken, gazilerimizin bedeni parçalanırken, aileler parçalanmasın, dul ve yetimler çoğalmasın, ülke bölünmesin diye canlarını feda edenler, boşuna mı?
Öyle rahat rahat küfür edilen bir siyasette mi bunca “emek-fedakarlık”? Yooook… yokkkkkk… Öyle bir dünya YOOOOOK.
Hiç tahmin etmediğimiz kişiler çıkıp beklenmedik hareketlerde bulunması çok acı bir durumdur, tarif edilemez. Siyaset yapıyorumun adı altında parti başkanı veya vekili dernek başkanı veya üyesi hiçbir zaman terörist seviciliği, destekçiliği yapamaz, yapanlarında yanlarında aynı safta olamaz, şehit ailelerini ve gazilerimizi yargılayabilecek bir otorite olamayacağı gibi, fedakarlıklarının karşısında sadece sessiz durmalı, maddi-manevi destek olmalı ve her şey için teşekkür ederek sabır dileyerek dua etmeliyiz.
Bilmiyorsak en doğrusunu öğrenelim.
Bir Asker iç hizmet görevini yerine getirirken savaşta ya da 3713 terörle mücadele sırasında vatanı ve milleti için düşman silahı ile “yaralanırsa Gazi”, “ölürse Şehittir”. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda şehitlik ve gazilik tanımı olmasa da… bu bir eksiklik.
3713 terörle mücadeleden vazife malulü Gazilik kimliklerini ve iş haklarını almış gazilerimizden bahsediyoruz. Bir de askerde terörle mücadele sırasında yaralandığı halde vazife malulü olamayanların halleri içler acısı, yürekleri paramparça. Çalıştıkları yerlerde, mahallede ve evlerinde bunalım ve baskı altında Gazilik unvanı alamadıkları için. O yüzden diyoruz ki Gaziler ve şehit aileleri bizim her şeyimiz hassas davranılması gerekiyor lafta değil özde de dillendirilmesi ve sahip çıkılması gerekir.
Vazife malulü olamayan gazilerimiz Terörle mücadeleden sonra şimdide hukuk mücadelesi veriyorlar. Hayatları hep mücadele ile geçmekte. Hukuk sürecini kazansa sgk ile mücadelesi devam ediyor. Normal insan olmaktan çıkmış hayatları hep mücadele ile geçiyor.
Her yaşayan bir özürlü adayı olduğu gibi her T.S.K. Mensubu Şehit ve Gazi adayıdır.
Ülkemizde şehit ve gazilerimize ve onlarının ailelerine yeterince destek verilmiyor. Ama küfür edilebiliyor
Gazilerimiz ve şehitlerimiz bizim kahramanlarımız. Acı olan her gün yeni kahramanlar yarattığımız ülkemizde; bunların yaşanmaması için mücadele etmek. Daha fazla eğitim gerekli ve istihdam. Siyaseti küfür ederek yapacaklarına istihdam ile destek veren sistem gerekli. Böylece gençlerimiz şehit-gazi olmak yerine öğretmen, doktor, bilim insanı…olabilirler. Bizim içimizde birlikle, inançla her şeyi yapabilecek güç var. ,
Mustafa GAZİM (kurubacak) yazmaya devam edeceğim. beni izlemeye, takip etmeye devam edin lütfen.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.