Bugün aslında dün’dü.

Yetmişlerde bir tohum ekildi.

Siyonist sermaye, Çin’in kapısını çaldı.

Kapalı kapılar ardında pazarlıklar yapıldı.

Ucuz iş gücü, sermaye güvenliği dediler.

Çin Komünist Partisi, iki kongrede bunu tartıştı.

Sonunda “Tamam” dediler.

Batı’nın trilyonları, yavaş yavaş Çin’e aktı.

Bir anda olmazdı tabii.

Yer yerinden oynar!

Ama oynadı işte.

Dün bugün’ün gölgesinde...

Amerika’nın kuzey eyaletleri çöktü.

Otomotiv sektörü iflas etti.

Detroit hayalet şehir oldu.

Kasabalar terk edildi.

Çin’de ise milyarderler patladı.

Komünist Parti, kontrollü kapitalizmi ustaca yönetti.

Yani?!

Siyonist oligarklar, 40 yıl önce Batı’yı satıp Çin’e oynadı.

Küreselleşme Çin’e yaradı, Batı’nın içini boşalttı.

Üretim azaldı, işsizlik arttı.

Batı, kendi ipini çekti.

Öncelikle...

Siyonist lobi, ne yaptı?!

İsrail’i koşulsuz destekledi.

ABD’nin menfaatlerini hiçe saydı.

Cephanelikler boşaldı.

2000 librelik bombalar, Gazze’ye yağdı.

Apartman başına birkaç bomba!

Vahşet bu.

Ukrayna’yı bile yüzüstü bıraktılar.

Tıpkı geçmişte, Arap-İsrail Savaşı’nda Güney Vietnam’ı terk ettikleri gibi.

ABD, Yahudi lobisinin gölgesinde çaresiz.

Oldu bittiye boyun eğdi.

Nitekim...

MAGA hareketi neydi?!

Amerikan milliyetçiliği, değil mi?!

Ama Siyonist oligarklar, Trump’ı ele geçirdi.

MAGA’yı çaldılar!

Trump ve ekibi, ne yaptı?!

İsrail’i sonuna kadar destekledi.

Batı ittifakını parçaladı.

Çin’le askeri yüzleşmeyi erteledi.

Çin’e zaman kazandırdı.

ABD ekonomisini, bizim NAS politikasına benzer şekilde batırdı.

Çeşitliliği, kapsayıcılığı baltaladı.

İş gücünü, beyin göçünü durdurdu.

Askeri küçülmeyi “ekonomi” diye sattı.

Sonra?!

Boris Yeltsin gibi kenara çekilecek: “Bu iş buraya kadar!”

Hal böyleyken...

Dünyada Yahudi düşmanlığı yükseliyor.

Siyonistlerin umurunda mı?!

Hayır!

Yeni bir hami buldular: Çin.

Sermayelerini, geleceklerini Çin’e taşıyorlar.

Yahudi nüfusunun %46’sı İsrail’de, %36’sı ABD’de.

Kalan %18, çoğunlukla AB’de.

ABD’deki Yahudiler Çin’e giderse ne olur?!

Milyarlık Çin’de “görünmez” olurlar.

Ama sermaye ve siyasette orantısız güç kazanırlar.

Tıpkı Batı’da yaptıkları gibi.

Bu plan, belki yüzyıllar sürecek.

Sonrası?!

Nüans?!

Onlar için “Yahve kerim!”

Demem o ki:

Batı ne olacak?!

Büyük bir buhran.

Küçülen ekonomiler, zayıflayan ordular, içine kapanmış bir medeniyet.

ABD’de eyaletler ayrılıkçılık peşinde koşacak.

İşsizlik, çürüme, kaos...

Batı, kendi kurduğu düzenin altında ezilecek.

Siyonist lobi, bu çöküşü öngördü.

O yüzden Çin’e kapağı attılar.

Demem şu ki:

Türkiye’ye gelelim.

Ey yönetenler, ey yönetmeye talip olanlar!

Bu oyunda uyumayın!

Dünya yeniden şekilleniyor.

Siz hâlâ küçük hesaplarla, iç çekişmelerle mi vakit geçireceksiniz?!

Siyonist sermayenin, Çin’in yükselişinin, Batı’nın çöküşünün farkında mısınız?!

Türkiye, ne piyon ne seyirci olmalı!

Netice:

Ekonomik bağımsızlık şart!

Batı’nın çöküşü bize fırsat da, tehdit de.

Yerli üretimi güçlendirin.

Teknolojiye yatırım yapın.

Çin’in ucuz iş gücü tuzağına düşmeyin.

Hasılı:

Bölgesel ittifaklar kurun.

Ortadoğu, Kafkaslar, Türk Dünyası’yla bağları sıkılaştırın.

Batı’nın boşluğunu dolduracak lider ülke biz olabiliriz.

Hülasa:

Siyonist lobinin oyunlarını okuyun.

Ama nefret diline kapılmayın.

Gazze’deki vahşete sessiz kalmayın, diplomasiyi de unutmayın.

Demem o deme değil şu deme:

Gençliğe güvenin!

Türkiye’nin geleceği, vizyoner gençlerde.

Onları beyin göçüne kurban etmeyin.

Memlekete bağlayın.

Ezcümle:

Baş’a gelmek değil mesele, hangi matematik üzerinden o koltuğa oturduğun, kim’ler adına çözüm, siyaset üreteceğin mühim mesele!

Cüneyt Şaşmaz