Sofuoğlu: "Beceremedim, müsaade isteyeceğim!"
Armağan Çağlayan'ın YouTube platformundan sunduğu Dur Bi Dinle programının bu haftaki konuğu Ak Parti Sakarya Milletvekili Kenan Sofuoğlu oldu.
AK Parti Sakarya Milletvekili Kenan Sofuoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kırmak istemediği için milletvekili olduğunu söyledi. "Paraşütle bir dünyanın içine girmişim ve bu dünyanın bana uygun olmadığını ikinci gün anladım" diyen Sofuoğlu, eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile bu konuda yaptığı görüşmeyi de aktardı.
Armağan Çağlayan'ın YouTube'da yayınlanan programı Dur Bi Dinle programına konuk olan Sofuoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ricası üzerine milletvekilliğine aday olduğunu söyledi. Sofuoğlu, adaylık sürecini şöyle anlattı: Bir telefon geldi ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Hasan Doğan, 'Kenan' dedi, 'Cumhurbaşkanımız görüşecek' dedi. Hemen aldım telefonu. 'Kenan milletvekili olmak istediğini söylediler bana' dedi. 'Efendim yok öyle bir şey, sizden de hiçbir talebim yok' dedim. 'Bana öyle dediler ama' dedi.
Haberlerde çok çıkınca Cumhurbaşkanımızın kulağına herhalde öyle gitti. 'Siz bana 'Bırakın' dediniz ben yarışları bıraktım. Ama şimdi 'Gel vekil ol, bizimle ol' derseniz sizin için her şeyi yaparım' dedim. O gün listelerin açıklanacağı gün apar topar bilgiler alındı. Akşam Cumhurbaşkanımız 'O zaman hayırlı olsun sana' dedi.
''BU DÜNYA BANA UYGUN DEĞİL''
"Paraşütle bir dünyanın içine girmişim ve bu dünyanın bana uygun olmadığını ikinci gün anladım" diyen Sofuoğlu, kararından vazgeçmek istediğini Erdoğan'a söyleme kararı aldığını ancak Erdoğan'ı kırmak istemediği için söyleyemediğini dile getirdi.
'Berat Albayrak 'Eğer onu üzmek istiyorsan söyle' dedi'
Sofuoğlu, kararını eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile paylaştığında "Eğer onu üzmek istiyorsan, böyle bir süreçte sana güvenmiş... Sen üzeceksen, buyur söyle" yanıtını aldığını belirterek "Şimdi ben bunu nasıl söyleyebilirim o saatten sonra" diye konuştu.
''BİR DAHA ADAY OLMAYACAĞIM''
Sofuoğlu, programın devamında bir daha aday olmayacağını belirterek, “Kesinlikle bir daha aday olmayacağım. Seçim çalışmaları başladığında Sayın Cumhurbaşkanıma gideceğim "Ben milletvekilliğini beceremedim, bana göre değil" diyeceğim ve müsaade isteyeceğim. Önümde güzel hayallerim ve projelerim var. Onları hayata geçireceğim” diye konuştu.
''BABAMI ENKAZDAN ÇIKARDIK''
5 dünya şampiyonluğu bulunan ve şu an milli takım kaptanlığını da yürüten Sofuoğlu hayatıyla ilgili de çarpıcı açıklamalarda bulundu. 17 Ağustos 1999 depreminden hayatında iz kaldığını belirten Sofuoğlu, ''Rahmetli babamla yarım saat, kırk beş dakika uğraşıp abilerimle beraber babamı çıkartmıştık. Hayatımda ilk defa cansız bedenlere orada şahit olmuştum, inanamamıştım. Apartmanda yaklaşık 13 kişi vefat etmişti. Bizim en üst katta olmamızdan ötürü ailemizin tamamı sağ çıkmıştı. Ama bizim kayıplar da depremden birkaç sene sonra başladı'' dedi ve ekledi: Şu bir gerçekti ki, 99 depreminde birini kaybetmek normal bir zamana göre daha anlaşılabilir bir durumdu. O dönemde Sakarya'da yaşıyorsanız, İzmit, Gölcük... Eşinize dostunuza 'Siz kimi kaybettiniz?' diye sorardınız.
''HER GECE AYNI KORKUYU YAŞIYORUM''
Biz asıl yıkımı 99 depreminde değil de 2002'de başladı bizim yıkımlarımız. Bugün hala daha her gece yatarken ben o depremdeki tedirginliği, korkuyu çekiyorum.
Ben her şeyi yaşadım; apartmanı yıkılma anı, üzerimize duvarların düşmesi. Annemin babamın abimin bağırışları hiç aklımdan çıkmıyor. Yaşadığımız sürece iz bırakacak bir gece yaşadık açıkçası.''
Ağabeylerinin ölümlerinden de bahseden Sofuoğlu, ''Hayat insanlardan çok alıyor ama aynı zamanda veriyor. Bunu ben maddi olarak görmüyorum. Hiçbir zaman da sporcu olma hayali kurarken maddiyat hayali kurmadım. Allah her istediğime ulaşmayı fazlasıyla nasip etti. Ama yolda çok kayıplar yaşadım'' dedi.
''EVLAT ACISI HER ŞEYDEN AĞIR''
Oğlunun ölümü ise Sofuoğlunu derinden etkilemişti. Havale geçirdikten sonra kalbi duran ve beyin kanaması geçiren oğlunun 3 ay yaşadığını daha sonra faktör5 denilen bir hastalıktan hayatını kaybettiğini dile getirdi. Sofuoğlu, ''Ben daha öncesinde 2011'de de babamı kaybettim kanserden. Her kayıptan sonra bir babam vardı. Babamın varlığı yetiyordu. Bir de üzerine evladımı kaybedince hangisi ağır dediğimde evlat acısının hepsinin daha ağırı olduğunu gördüm. Etrafımda babası sağ olanlara diyorum ki, babanızın varlığı yeter. Ben baba olmadan önce babamı kaybetmiştim. Baba olunca, babamın kıymetini daha geç anladım'' dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.