Sundance Film Festivali Programcısı Ana Souza, kadın yönetmenlerin sayısındaki artışın önemine değinerek, "Hikayelerin çeşitliliğinin hızla değiştiğini görmek beni heyecanlandırıyor. Çok daha fazla kadın yönetmen gördüğüm için heyecanlıyım ve bu cesaret verici." dedi.

Senaryo geliştirme ve ortak yapım platformu TRT 12 Punto'ya katılan Ana Souza, platform hakkındaki düşünceleri, Türk yapımlarının uluslararası görünürlüğü ve Türk sinemasına dair görüşlerini AA muhabirine değerlendirdi.

Souza, film endüstrisinde kadın sayısının artmasının sevindirici olduğuna dikkati çekerek, "Hikayelerin çeşitliliğinin hızla değiştiğini görmek beni heyecanlandırıyor. Çok daha fazla kadın yönetmen gördüğüm için heyecanlıyım ve bu cesaret verici. Bence yaratıcılık da farklı türlerde artıyor, bunu görmek güzel." ifadelerini kullandı.

TRT 12 Punto etkinliğinin sektöre yeni giren ve destek arayanlar için iyi bir fırsat olduğuna vurgu yapan Souza, film yapımcılarına sektörün uluslararası temsilcileriyle bağlantılar kurma imkanı sunan bir organizasyon olmasının sinemacılar için çok olumlu olduğunu söyledi.

Dünya genelindeki koronavirüs salgınının ardından sinemanın geleceğini değerlendiren Souza, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hala iyileşmeye devam ediyoruz. Dünyanın her yerinde bu süreç devam ediyor. İnsanları sinemaya döndürmek hızlı olmuyor ama o alanda da çalışmalar sürüyor. Bağımsız sinemada büyük bir esneklik var ve bunun devam ediyor olması beni cesaretlendiriyor. Çünkü gerçek sinema projeleri hala bağımsız sinema alanında yazılıyor ve yönetiliyor."

Souza, Sundance Film Festivali'nin endüstri bölümünde de birtakım destek programlarının olduğuna işaret ederek, "Hem drama hem de belgesel tarafında desteklerimiz var. Yıl boyunca projeleri destekliyoruz. Bu yüzden herkesi mevcut olan programlara bakmaya teşvik ediyorum. Bu deneyimi sunabilmek bizim için çok önemli ve bunu ABD projeleri için değil, uluslararası projeler için de yapıyoruz." şeklinde konuştu.

Türk sinemasının gelişimini takip ettiğini ifade eden Souza, TRT 12 Punto'ya başvuran projelere ilişkin ise şunları söyledi:

"Bence çok fazla incelik ve çok kişisel bir bakış açısı var. Senaristlerin birçoğu yazdıklarıyla yakın bir ilişki içinde. Yönetmenleri de çok duygusal görüyorum. İnsan ahlakına farklı ve ilginç bakışlar öne çıkıyor. Karakterler de çok hassas ve bu yüzden karmaşık olduğunu düşünüyorum."