70 Hayat kitabımın ikinci cildini hazırlarken eski yazı ve röportajlarımı da gözden geçiriyorum. İnanır mısınız bunalıma girmemek mümkün değil. 30 yıl, 40 yıl önce yazdıklarım hala güncel. Sorunlara bazı makyaj anlamında birşeyler yapılmış ancak radikal çözümler gerçekleşmemiş. Bazılarında durum yıllar öncesine göre daha da beter. Barış konusunda olduğu gibi. Savaşlar azalacağına artmış, barış isteyenler hala tu kaka durumunda. Acaba biz suya mı yazı yazıyoruz? 

Suya yazı yazmak birine etkisi olmayan sözler söylemek, kimsenin umursamayacağı işlerin içinde olmak anlamında bir deyim ancak bilim insanları artık öyle düşünmüyorlar. Suyun hafızasının olduğunu ve çevresel faktörlerden dolayı yapısının değiştiğini söylüyorlar. Yani suya gerçekten yazı yazmak mümkün…

Bu konu ile ilgili çok farklı deneyler yapılmış. Bunlardan biri bu konuya ömrünü adamış bilim adamı Dr. Masau Emoto’nun yapmış olduğu deney… Üç ayrı kaba pirinç koyup pirincin üstüne çıkacak şekilde su doldurmuş ve bir ay boyunca birinci kaptaki pirince günaydın, ikinci kaptakine aptal demiş, üçüncü kaptakini ise görmezlikten gelmiş.  Bir ay sonunda ilk kaptaki pirinçler yeşillenmeye başlamış, ikinci kaptaki pirinçler kararmış, üçüncü kaptakiler ise çürümüş. Çocuk yetiştirilirken de bu davranışları gösterdiğimizde sonuçlar bu şekilde olmuyor mu? Bir diğer deney ise insanlarla gerçekleştirilmiş. Masanın ortasına bir bardak su konulup etrafında oturan insanların içlerinden iyi düşünceler geçirmeleri istenmiş. Başka bir bardak suyun etrafında ise insanlar kötü düşünceler ile toplanmışlar. Deneyin sonunda su damlaları laboratuvarda incelendiğinde görüntülerinin birbirlerinden tamamen farklı olduğu ortaya çıkmış. Aslında bunun gibi birçok örnek verilebilir.

Vücudumuzun çoğunluğu su. Dünyamızın çoğunluğu su.  Acaba biz içimizdeki ve etrafımızdaki suları düşüncelerimizle etkileyerek hem kendimizi hem etrafımızı şekillendirebiliyor muyuz?   Görülüyor ki su bir bilgisayar hafızasına sahip ve duyguları, düşünceleri kayıt ediyor. O zaman suya yazı yazmaya devam..En azından tarihe not düşmüş oluyoruz yazdıklarımızla…